Türk tarihçi, akademisyen İsmail Hakkı Uzunçarşılı. İsmail Hakkı Uzunçarşılı kimdir? İşte İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın biyografisi…

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, 1888’de İstanbul’da doğdu. Babası, Uzunçarşılı Mehmet Latif Efendi annesi Ratibe Hanım. 

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, ilk egitimini “Nişancı Mahalle Mektebi”nde ve Eyüpte Bahriyede “Iplikhane Mektebi”nde gördü. Sonra acilan giris imtihanindan basarili olarak “Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi”‘nde orat egitimine basladı ama iki yil sonra “Bayezid Merkez Rüştiyesi”‘ne geçti ve Ağustos 1904 ayında bu rüştiyeyi bitirip diplomasını aldı. Lise egitimi icin aynı yıl içinde “Mercan İdadisi”‘nde kaydoldu. Lise öğrenciliği İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği dönemde geçti. O zaman bu okul müdürü gazeteciliği ile isim yapmış Hüseyin Cahit Bey olup İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra siyasete de atılıp İttihat ve Terakki’den 1908-1912 Osmanlı Meclisi Mebusanı için milletvekili seçildi. ve 1912 Nisan-Ağustos Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda İstanbul milletvekili Istanbul mebusu oldu. Yerine müdür olarak tarihçi Ali Reşat Bey geçti. İsmail Hakkı 1909 yılında “Mercan Idadisi”‘nden mezun oldu. 1909’da İstanbul Darülfünun’un edebiyat bölümüne meccani burslu olarak kayit olup 1912’de imtihanlarda başarılı olup yüksek eğitim diploması aldı.

Üniversite mezunu olan Ismail Hakki oğretmenlik tayini için Maarif Nezaretine müracaat etti ve aylık altı yüz kuruş maaşla Kütahya İdadisi tarih öğretmeni olarak Kutahya’ya gonderildi ve Kütahya İdadisinde sekiz sene öğretmenlik yaptı. Burada iken Kütahya şehri tarihi belgelerini toplayip Kütahya şehri tarihine dair bir kitap hazırladı ve bu kitap İstanbul’daki Maarif Vekâleti tarafından bastırıldı. Bu çalışmasından dolayı Ismail Hakki’ya Kütahya vilayeti Meclis-i Umumisi tarafından Kütahya fahri hemşehriliği verildi. Lakin Milli Mücadele başladığı zaman okullar tatil oldu ve sınıflarda öğrenci kalmadı.

İsmail Hakki “Kuvayi Seyyari”‘de fahri hizmette bulundu. Aynı zamana Kutahya’daki milli direnis hakkinda Ankara’ya raportörlük yaptı. Yunan ordusunun Ankara’ya doğru ilerleyişi sırasında 30 Temmuz 1921 Kütahya Yunan ordusu tarafından işgal edildi. Bu nedenle İsmail Hakkı önce Eskişehir ve sonra da Ankara’ya geçti. 1921’de Ankara’daki ulusal hükümet Maarif Vekaleti tarafından “Trabzon Sultanısi”ne tayin edildi. Bu göreve İnebolu üzerinden gitmekte iken Kastamonu’da iken burada çıkartılan yerel “Açık Söz” gazetesine yazdığı yazılarla yeni Kastamonu valisi Rafet Canıtez’in ilgisini çekti ve onun Ankara merkezden isteği ile “Kastamonu İdadisi” nde tarih öğretmenliği görevine atandı.

Eylül 1922’de “Kütahya Sultanisi” Müdürlüğüne atandı. Ama bu göreve başlamadan geçici olark Balıkesir Mebusu Vehbi Bey tarafından “Karesi ( Balıkesir) Maarif Müdürlüğü”‘ne tayin oldu. Cumhuriyet ilanından sonra 1924’de “Karası Maarif Müdürü” ve sonra “Balıkesir İlköğretim Müdürü” görevine atandı. Bu dönemde araştırma ve yayınlama ile de uğraşan İsmail Hakkı, “Karesi lisesi Salnamesi”, “Karesi Tarihçesi”, “Karesi Meşahiri” adlı eserler hazırlayıp yayınlattı. Bu eserlerden dolayı Kütahya Vilayeti Meclis-i Umumi kararı ile vilayet fahri hemşehriliği verildi.

1925 te Ankara merkeze bağlı “Maarif Vekâleti Genel Müfettişi” yapıldı. İsmail Hakkı teftiş için gittiği vilayet merkezlerinde vilayet arşivleri ve diğer tarihsel yapıtlar üzerine çalışmalar sürdürdü. Özellikle “Kitabeler” adıyla hazırladıği iki ciltlik eser yayımlandı. Ayrıca bu araştırmalara dayanarak hazırladığı “Sivas Şehri” adlı kitabı Maarif Vekaleti tarafından bastırıldı.

14 Ocak 1926 tarihinde ilk defa Balıkesir milletvekili oldu. Balıkesir Milletvekilliği görevini 1950’ye kadar boyunca sürdürdü.

Meclis çalışmalarının yanı sıra 1932-1938 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde dersler verdi. Üniversite reformundan sonra, “Ordinaryüs Profesör” olarak Edebiyat Fakültesi’nde öğretim görevi yaptı

Türk Tarih Kurumu’nda görev yaptı. 1950’de milletvekilliğinden ayrılarak yalnızca tarih çalışmalarına devam etti.

İlk çalışmalarını Kastamonu tarihi, Balıkesir tarihi, Kütahya Şehri (1932) gibi yerel tarih araştırmalarına ayırdı. Daha sonra Anadolu Beylikleri’ni inceleme konusu edindiyse de Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal tarihine ve devlet örgütüne ilişkin kitaplarıyla tanındı. 89 yaşında arşivde çalışırken hayata gözlerini yumdu. Edirnekapı Şehitliğine defnedildi.