Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Akdeniz bölgesi son 50 yılın en az yağışlı kış mevsimi geçirdi. Yağışların azalmasının kuraklığın habercisi olduğunu aktaran Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Başkanı Bayram Ali Çelik, “Turizm ve tarımsal üretimde Türkiye’nin başkenti olan ve bu alanlarda faaliyet gösteren Antalya’nın kuraklıktan etkilenmemesi için kurumlar tarafından acilen eylem planı hazırlanması gerekiyor” dedi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Kış Mevsimi Yağış değerlendirmesine göre, Antalya’da 2023 su yılı yağış oranı geçen yıla göre azalma gösterdi. Yağışların azalmasıyla birlikte Antalya’daki baraj ve göletlerde doluluk oranı seviyesi geçen seneye göre sabit kaldı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Başkanı Bayram Ali Çeltik, yağış azlığının kuraklığın habercisi olduğunu ifade ederek, kurumlar tarafından deprem gibi kuraklığında bir afet olarak görmesini ve bir an önce konuya ilişkin eylem planlaması hazırlaması gerektiğini söyledi.

VERİLER YAĞIŞIN AZALDIĞINI KANITLIYOR

Türkiye genelinde yağışlar normaline göre yüzde 13, geçen yıl aynı dönem yağışlarına göre yüzde 9 azalma yaşadı. Antalya’nın bulunduğu Akdeniz Bölgesinde ise yağışlarda normaline göre yüzde 24, 2022 su yılı dönem yağışlarına göre yüzde 29 oranında azalma gerçekleşti. 2023 Kış Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Mevsimi Yağış değerlendirmesine göre; Ülke genelinde son 63 yılın en düşün ikinci kış mevsimi yağışı kaydedildi. Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde son 59 yılın en az yağışlı kış mevsimi gerçekleşti.

KURAKLIĞIN ETKİLERİNİ CANLILAR VE BİTKİLER ÇEKİYOR

Özellikle Antalya’da yaşanan yağış azlığına ilişkin açıklamalarda bulunan JMO Başkanı Bayram Ali Çeltik, yağış azalmasının bu seyirde devam etmesiyle birlikte kuraklığın kaçınılmaz olduğunu kaydetti. Kuraklığın üç farklı çeşidi olduğunu ifade eden Çeltik, bunların; meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklıklar olduğunun altını çizdi. Kuraklık çeşitlerinin arasında meteorolojik kuraklığın üzerinde duran Çeltik, “Meteorolojik kuraklığın özellikle canlılar ile bitkilerin üzerinde ve barajlarda büyük etkileri var. Canlıların ve bitkilerin on binlerce yıldır var olan dengesinin bozulması, barajların yeterli seviyede dolmaması bunu gözlemleyeceğimiz birebir örneklerdir” ifadelerini kullandı.

AKDENİZ HAVZASI DENGESİNİ KAYBETTİ

Antalya’nın Türkiye’de bulunan diğer kentlere oranla şanslı bir şehir olduğunu ve olabildiğince yağış aldığını ama bu yağışların her geçen yıl azaldığını aktaran Çeltik, yağış değişiklikleri sebebiyle Antalya havzasında bir denge kaybı yaşadığını şu sözlerle aktardı; “Akdeniz havzası Türkiye’de en çok etkilenecek havzalardan bir tanesi. Ani sıcaklık ve yağış değişiklikleri bir tutarsızlıktır. Geçmişte Antalya havzasında bir denge vardı ama özellikle son 3-5 yılda bu dengenin kaybolduğunu rahatlıkla fark ediyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de bu dengenin kayboluşunu daha çok fark edeceğiz. Bu yansıma bitki ve hayvanları olumsuz yönde etkilemeye devam edecektir. Önümüzdeki dönemlerde bu tür sıkıntılarla daha çok karşı karşıya geleceğimizi söylemek mümkün. Bu durumlar göz önünde bulundurularak iklim değişikliğine değişken bitkiler, buna bağlı olarak ağaçlandırmalar gözden geçirilmeli”

BİTKİ VE CANLILAR ALIŞILMIŞIN DIŞINDA ŞARTLARDA

Her bitkinin onlarca yıldır uyum sağladığı dönemler olduğunu iklim değişikliğiyle beraber bu uyumun giderek kaybolduğunu söyleyen Çeltik, “Suya ihtiyaç olmayan dönem de buğday ekersiniz ama çok yağmur yağdığında bitki çürür veya bir bitkinin suya ihtiyaç duyduğu dönem de kent hiç yağış almazsa da gelişimini tamamlayamaz. Hava şartları son birkaç yıldır çok farklı değişiklikler gösterdiği için ve birliler ile hayvanların alışılmışın dışında bir hareketliliğe şahit olduğu için bunun olumsuz yönde yansımasını yaşıyorlar. Gelişimleri etkileniyor. Doğa tamamen uyumla alakalı bir durumdur” açıklamalarında bulundu.

KURAKLIK EYLEM PLANI HAZIRLANMALI

Antalya’da büyük bir veri eksikliği olduğunu söyleyen Çeltik, kuraklıkla ilgili Antalya’nın 19 ilçesini de kapsayacak bir araştırılma yapılması gerektiğini vurguladı. Depremin bir afet olarak görüldüğünü ama kuraklığın görülmesini kaydeden Başkan Çeltik, “Depreme hazır mıyız sorunun yanında aynı zamanda kuraklığa hazır mıyız sorunun da sorulması gerekiyor. Deprem doğal afet sayılıyor ama kuraklık sayılmıyor. Bu da çok ciddi bir problem aslında. Kuraklığa bağlı ileriki dönemlerde bir çalışma yapmayı düşüyoruz Antalya’da çünkü kuraklıkla beraber Antalya’nın iki öneli tarım ve turizm kolu büyük oranda etkileniyor. Antalya’da her konuda büyük bir veri eksikliği var. Konuya ilişkin kurumlar kuraklığı artık afet olarak adlandırmalı ve bu konuda eylem planı hazırlamalı” diyerek kurumların harekete geçmesi gerektiğini ifade etti.

ANTALYA BARAJLARINDA DOLULUK SABİT KALDI

Antalya’nın çevre illeri olan Isparta, Burdur ve Afyon civarındaki gölet ve barajlarda bir doluluk söz konusuyken Antalya’daki yağışlara rağmen barajlarda geçen seneye göre büyük oranda artan bir doluluk olmadığını söyleyen Çeltik,  “Antalya yağış konusunda çok şanslı bir kent birçok bölgeye göre ortalama yağışı 1 buçuk, 2 kat yağışı fazla alıyor. Buna rağmen özellikle kaynakta büyük bir problem yaşıyoruz. Isparta, Burdur, Afyon civarında göletlerin doluluk oranı yüzde 77, barajların doluluk oranı yüzde 75, göllerin doluluk oranı yüzde 53. Antalya’daki Oymapınar, Manavgat, Korkuteli, Karacaören, Çayboğaz, Gökçeler barajlarına baktığımızda geçen senelere göre ciddi bir doluluk oranı farkı yok. Benzer durum söz konusu. Buradaki diğer yapılması gerek kurumlar buna hazırlıklı mı, bir veri toplama çalışması ve planlama yapıldı mı esas sorular bunlar” diye konuştu. AYŞEM SİCİM – GÜNDEM ÖZEL HABER https://antalyaningundemi.com/