Turizm sezonu biterken Dünya Turizm Günü’nü ben de kutlarım.

Kutlarım da turizm konusunda biraz geride kaldığımızı anımsatmak isterim.

Nasıl mı?

Yıllardır Antalya ve çevresinde olduğu gibi Ülkemizde turizm olgusu yaşanmaktadır.

Turizm deyince de akla hep güneş, deniz ve kum gelir.

Bunu dışında da bir şey yapılmaz.

Yapılsa da sadece yapanlar kendi ceplerini doldurmayı düşünür.

Kesinlikle Turisti yolunacak bir kaz gibi görmek her halde yurdum insanının düşüncesinden ileri gitmez. Hep yolarlar hep yolarlar.

Bakım bakalım bir Antalya’ya turistin giriş yaptığı yer neresidir?

Hava Limanı.

Hava Limanından başlar kazın tüylerini yolmak.

Ardından konaklama tesisine giden turist, şöyle ir kenti dolaşayım neşe…

Diyemez. Çünkü ülkesinden gelenler hep anlatmışlardır nasıl kazıklandıklarını.

Ne yapsın turist de, kaldığı otelin denizinden kumundan ve Akdeniz’in güneşinden yararlanır ve ülkesine gider.

Ya alternatif turizm?

Ben sıralıyayım da alternatif turizmi, sizin karar verin hangisi yapılmaktadır ülkemizde.

Akarsu Turizmi,  Av Turizmi, Dağcılık, Golf Turizmi, Hava Sporları, İnanç Turizmi, İpek Yolu, Kış Sporları, Turizmi, Kongre Turizmi, Kuş Gözlemciliği, Mağara Turizmi, Sağlık ve Termal Turizm, Su Altı Dalış, Yat Turizmi.

Turizmi çeşitlendirmek için bunlar yapılsa güzel olmaz mı?

Olur, elbet de ama bu sadece kendi cebini doldurmak, yanı yüksek gelirli ticaret adına yapılırsa o zaman turizm ile bir bağı kalmaz ki.

Biz de hep ağlarız, turist kaldığı otelden çıkmıyor diye.

Nasıl çıksın ki?

Tatil için ödediği paranın kat kat fazlasını dışarIda harcamayı kimin gözü yer ki…