Kongre ve Sergi Sarayı Çok Amaçlı Salonda 2 oturumda gerçekleştirilen çalıştayda STK, oda, dernek, vakıf, üniversiteler, farklı disiplinlerdeki meslek grupları ve sektör temsilcileri yer aldı. Çalıştayın ilk oturumunda katılımcılar yuvarlak masa etrafında ‘Afet Müdahale Lojistiği 1 ve 2’, ‘Yapı Tasarım Üretim ve Denetimi 1 ve 2’, ‘Yer Bilimleri’, ‘Afet Sakınım Planlaması 1 ve 2’, ‘Deprem Sonrası İkincil Afetler 1 ve 2’ konu başlıkları hakkında fikir alışverişinde bulundu. Mersin’in deprem bölgesinde yer almamasına karşın coğrafi özellikleri dolayısıyla meydana gelebilecek ikincil afetlere; heyelan, yangın, baraj yıkımı, tsunami gibi olaylara karşı Büyükşehir Belediyesinin oluşturacağı stratejik plan kapsamında alınması gereken önlemler ve somut adımlarla ilgili öneri sunuldu.
Bununla birlikte imar ve yapılanma konusunda ise kentin yapı durum analizinin ve eski yapı stoklarının tespit edilmesi, zemin sıvılaşması olan bölgelerdeki yapıların güçlendirilmesi veya kentsel dönüşüme uğraması, imar mevzuatı ve farklı yapı üretim yöntemlerinin etkileri gibi daha birçok konuda imar planları üzerine görüşüldü. Çalıştayın ikinci bölümünde ise ilk oturumda belirlenen konu başlıkları üzerine çözüm önerileri etraflıca masaya yatırıldı ve katılımcılar buldukları çözümlerle ilgili sunum yaptı.
“DERSLERİ ÇIKARTMAK VE ÖNLEM ALMAK”
Çalıştayın açılışında konuşan Afet İşleri Dairesi Başkanı Dr. Kemal Zorlu, meydana gelen doğa olaylarının afete dönüşmemesi için gerekli önlemlerin alınmasının zaruri olduğunu belirterek, “Bizler bu ülkede en son 6 Şubat’ta yaşadığımız depremin henüz travmasını atlatamadık ve sanırım önümüzdeki uzun bir süreç boyunca da bu travma ile yaşamaya devam edeceğiz. Bu travma ile yaşarken yapmamamız gereken aslında gerekli dersleri çıkartıp gerekli önlemleri almak. Bu doğa olaylarının afete dönüşmesi aslında insanoğlunun yaşam tarzının şehircilik anlayışı ile doğrudan alakalı. Afetlere baktığımız zaman ülkemizde en fazla zarara neden olan deprem konusuna odaklanıyoruz. Bu çalıştayda da aslında deprem oldukça ağırlıklı bir taraf oluşturuyor. Bu tür konuları konuştuğumuz zaman aslında afetlere neden olan diğer doğal olayların hepsini eşit olarak konuşabilecek duruma gelebilmemiz için bizim deprem konusunu afet odağı olmaktan çıkartıp aslında bir doğa olayı haline getirmemiz gerekiyor” dedi.
“STRATEJİK PLANI KURGULAMAK İSTİYORUZ”
Üzerinde yaşadığımız toprakların tektonik kuşaklar üzerinde olması sebebiyle aktif fay hatlarının bulunduğunu ve deprem riskinin her geçen gün devam ettiğini aktaran Zorlu, “Bizim meydana gelecek depremlerde zamanını öğrenme güdüsüden uzaklaşmamız ve içinde hayatımızı devam ettirdiğimiz evleri, konutları ve yapıları olası bir depremde yıkılmayacak hale getirmemiz gerekiyor. O nedenle bu tür çalışmalar, afete neden olan olayların olmasından önceki durum tespitleri ve bunlarla ilgili gerekli önlemler alınması oldukça önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
Yapılan çalıştayın Büyükşehir Belediyesinin önümüzdeki 5 yıllık süreçte imar ve afet konusunda eylem planını da şekillendireceğini aktaran Zorlu, “Bu kentin bileşenleri olan üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum ve kuruluşlarının yaklaşımlarını öğrenerek onlardan gelecek geri bildirimlerle önümüzdeki süreçte stratejik planı kurgulamak istiyoruz. O nedenle masalarda yürütülen tartışmalar ve konuşmalar bizim için oldukça değerli. Biz bu masalardan elde ettiğimiz çıktıları alıp değerlendirip önümüzdeki 5 yıl içerisinde yürüteceğimiz çalışmaları buna göre planlayacağız” şeklinde konuştu.
“MERKEZİ YA DA KAMPÜSÜ PROJEMİZ VAR”
Zorlu, çalıştaydan çok güzel sonuçlar çıktığını dile getirerek, ortaya çıkan bazı sonuçları Büyükşehir Belediyesinin halihazırda yapmaya başlamış olduğunu belirterek, “Buradaki çıktılarla onları birleştireceğiz. Afet İşleri Dairesi Başkanlığı olarak 1 yıllık geriye dönüp baktığımız süreç içerisinde Mersin’e jeolojik tehlike riskleri ile ilgili bir çalışma hazırladık. Bir tane de kentsel dönüşüm stratejilerinin belirlenmesi noktasında bir genel çerçeve çizen 2 tane çalışmamız var. Bir de önümüzdeki 5 yıllık dönem içerisinde yine stratejik planımızın içerisinde olacak ve Başkanımız Vahap Seçer’in 5 yıllık yapacağı proje taahhüt kitapçığında da yer alan bir afet koordinasyon merkezi ya da kampüsü projemiz var” diyerek projenin 4 ayağı olduğunu dile getirdi. Afet eğitimi çalışmalarının küçük yaşlarda başlaması gerektiğini vurgulayan Zorlu, Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nde önümüzdeki günlerde 8 tane afet simülatörü kazandıracaklarını da duyurdu. Zorlu, çocukların orada yangın, deprem, sel, gibi simülatörler aracılığı ile afet sırasında yapması gereken davranışlarla ilgili teorik eğitim alacaklarını kaydetti.
“EN AZA İNDİRİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Projenin ayaklarından birinin Afet Eğitim Merkezi olduğunu söyleyen Zorlu, ikinci olarak da Afet Lojistik Depoları kurmak istedikleri ve şu anda yer planlaması yaptıklarını dile getirdi. Zorlu, “Bir afet anında ihtiyaç duyduğumuz malzemelerin yüklü miktarda depolandığı ve hazır tutulduğu bir lojistik deposu aslında AFAD’ın bu tür bölgesel depoları var ama böyle büyük bir deprem yaşadığımız daha fazla ihtiyaç olduğunu gördük. Bir üçüncüsü ise kardeş şehir meselesi.‘Safe house’ dediğimiz kente dair güvenli, tüm dijital verilerin güvenli bir ortamda tutulduğu depolandığı içerisinde yazılımlarla herkesin kolaylıkla erişebileceği bir merkez ki bunla ilgili çalışmamız da var. Kardeş şehir olarak adlandırdığımız; bize coğrafi olarak daha uzak ve kurumsal kapasitesi bu kente yetebilecek düzeyde olan bir kentle eşleştirilmesi ve o kentin yöneticilerinin buraya gelerek sistemi tanımaları, bilmeleri ve bir afet anında bu kenti yönetiminin tamamen kardeş kentimize bırakılması. Bunun örneğini Hatay depreminde yaşadık ve yardım ekiplerinin ulaşabilecekleri yolları bilen hiç kimse yoktu. Oradaki belediye ve kamu kurum kuruluşlarının çalışanlarının hepsi afetzedeydi” dedi.
Son olarak Afet Koordinasyon Merkezini hayata geçireceklerini ve Stratejik Planda da bu çalışmaya yer verdiklerini aktaran Zorlu, “Dijital altyapısının oluşturulduğu bir afet koordinasyon merkezine ihtiyacımız var ki, afet anında oradan afeti koordine edelim. Mersin’de sadece bir depremle bir afetin meydana gelmesi durumunun dışında sıklıkla yaşadığımız ve bundan sonra daha yoğun şiddetli bir şekilde yaşayacağımız iklim değişikliklerine bağlı sel ve su taşkınları ve orman yangınlarını göreceğiz. Güzel bir afet koordinasyonu ile buradaki zararların en aza indirileceğini düşünüyorum” diye konuştu.