1942’den itibaren İngilizlerin Hindistan’ı hemen terk etmesi için mücadeleyi yeniden yükseltti. İngiltere hükümeti 1945’te, iki yıl sonra Mountbatten Planı’nın ortaya çıkmasını sağlayacak müzakereleri başlattı. Bu plan dini çizgilerle ayrılan Hindistan ve Pakistan’ın bağımsız birer devlet olarak kurulmasını öngörüyordu. Bağımsızlıkların ilan edilmesinden önce ve sonra, ülke içinde Pakistanlılar ve Hintliler arasında yoğun çatışmalar yaşandı. İki toplumun ayrılmasına karşı çıkan Gandi şiddet olaylarının durdurulması için Delhi’de ölüm orucuna başladı. Hindu ve Müslüman toplum öncülerinin şiddeti reddederek barış çağrısı yapacakları konusunda Gandi’yi ikna etmeleri sonucu Mahatma portakal suyu içerek orucunu bitirdi. Gandi ertesi yıl 30 Ocak’ta radikal bir Hindu tarafından suikasta uğradı ve hayatını kaybetti. Pasif Direniş Politik otoriteye tamamen şiddetsiz araçlarla, yardımlaşma ve barışçıl protestolarla baş kaldırılması. Devletin dayatmalarına boyun eğmeyi reddederek süreklilik sağlandığında şiddete başvurmadan da mücadele edilebilir. Bu direnişe devlet şiddetle cevap verse bile şiddetsizlikte ısrar edilmelidir.

GANDİZM

Gandizm, adını Mahatma Gandi’den alan, onun dünya görüşlerini tanımlamak için kullanılan ve olaylar karşısında pasifizm, pasif direniş ve sivil itaatsizlik yöntemlerinin kullanılması esasına dayanan politik akımdır. Büyük ölçüde Satyagraha felsefesini içerir. Mahatma Gandi, yeni bir fikir veya doktrin ortaya atmadığını belirtmiş ve fikirlerinin “Gandizm” olarak tarif edilmesini tasvip etmediğini açıklamıştır. Çünkü Gandi’ye göre ortaya attığı görüşler nihai değildir ve gelecekte bunlar değişebilir. Hindistan’ın “bapu”su, yani babası sayılan Mahatma Gandi prensip insanıydı ve “Benim mesajım yaşamımdır” diye nitelediği mücadeleci ömrü, hep insaf ve şeref doğrultusunda, belirli kriterler çerçevesinde geçmişti. Hayatından çıkardığı derslerden birisi de insanlığın sonuna sebep olacak yedi ölümcül günahtı. Bu günahlar, onun felsefesinin ve sıkı sıkıya bağlandığı prensiplerinin hatlarını çizmiştir. Zahmetsiz Servet Kolay yoldan servet ve şöhret elde etmeye çalışan insanlar vergi ödemekten, fedakârlık gerektiren durumlarda paylaşmaktan ve aldıklarının karşılığını hakkıyla verme sorumluluğundan kaçınırlar. Halbuki zahmetin olduğu yerde ilerleme, hareketin olduğu yerde bereket vardır. Bunun bilincinde olan prensipli insanlar, bu sosyal yanlıştan uzak durmaya çalışır, gelirlerinin alın teriyle kazanılmış olmasına dikkat ederler.

BİLİNÇSİZ HAZ

Şuursuzca elde edilen zevklerin sonu pişmanlıktır. Olgunlaşmamış, bencil, hırslı ve doyumsuz kişiler sorumsuzca kendi nefislerini tatmin etmek, günlerini geçici zevklerle geçirmek ve sürekli haz peşinde koşmakla uğraşırlar. Sonuçlarını düşünmeden elde ettikleri zevkler bu tür kişilerin bireysel hayatlarını karartmakla kalmamakta, ailevi ve sosyal yaşamlarını da etkilemektedir. Prensipli insanlar doğru ile yanlışın, zevkli veya zevksiz gibi ölçütlerle belirlenemeyeceğinin farkında olarak yaşarlar, sorumluluk ve insaf çemberi dâhilinde eğlenirler.

Eserleri
The Story of my Experiment With Truth (Yaşadığım Gerçeğin Öyküsü) 2 cilt, 1927-1929. Collected Works of Mahatma Gandhi (Mahatma Gandi’nin Toplu Eserleri) 40 cilt.