30 Ocak 1948 yılında bir suikast sonucu yaşamını yitiren Modern Hindistan’ın kurucusu Mohandas Karamçand Gandi (“Yüce Ruh” anlamına gelen Mahatma olarak da bilinir), politik ve toplumsal reform için şiddetsizlik felsefesini benimsemiştir. Yöntemleri, sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı hareketleri günümüze dek etkilemiştir. 2 Ekim 1869’da Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nin Porbandar kasabasında doğan Gandi, üniversiteyi bitirdikten sonra avukatlık eğitimi almak için Londra’ya gitti. Dindar annesine verdiği et yememe sözünü tutmuş ve entelektüel çevrelerde moda olan vejetaryen hareketin öncülerinden biri olmuştur. Ayrıca sonraki yıllarda ruhsal sözlüğü olacak Hindu şiiri Bhagavad Gita’yı ilk defa okumuştu. Hayatına üç ilke yol gösteriyordu: Satyagraha (hakikat gücü) gerçeğin inatla kovalanması demekti ve Gandi bu ilkeyi şiddetsizlik direnişine katmıştı. Bu ilkeye aparigraha (mülkiyetsizlik ve bencil olmamak) eşlik ediyordu.

HUKUK ŞİRKETİNDE ÇALIŞTI

Üçüncü ilkeyse samabhavay’dı (dengelilik ya da itidal). 1891 yılında Hindistan’a dönen Mahatma, iki yıl sonra Güney Afrika’da faaliyet gösteren bir Hintli hukuk şirketinde çalışmaya başladı. Güney Afrika’daki Hintli göçmenlerin gördüğü muamele karşısında dehşete düşen Gandi, kendini bu ülkedeki vatandaşlarının temel hakları için mücadeleye adadı. Güney Afrika’da kaldığı 20 yıl boyunca defalarca hapse atıldı. Başta Hinduizm olmak üzere Jainizm’le Hristiyanlığın öğelerinden, John Ruskin’in antikapitalizminden, Lev Tolstoy’un Hristiyan tutuculuğundan, Thoreau gibi yazarlardan etkilenen Gandi, haksızlıkları düzeltmek için şiddet içermeyen direnişi simgeleyen Satyagraha felsefesini geliştirdi. Güney Afrika hükümeti, 1914 yılında Gandi’nin taleplerinin birçoğunu kabul etti. 1914’te Hindistan’a dönünce Batı tarzı kıyafetlerini attı ve evde dokunmuş Hint elbiseleri giymeye başladı. Genç ve güzel kadınlardan ve cinsellikten uzak durma kararı aldı ve kendi besinini ürettiği ashram adı verilen küçük bir çiftlik kurdu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra mahkemeye çıkarılmadan tutuklanan insanlar için kampanya örgütledi, yapılan bir gösteri sırasında 400 Hintli İngiliz güçleri tarafından öldürüldü. Tek amacının kişisel olarak hakikati aramak olduğunu ısrarla ifade eden Gandi, Hindistan Ulusal Kongre Partisi’ni dönüştürdü.

TUZ YÜRÜYÜŞÜ

Halka, ülkenin içinde bulunduğu durumun sorumlusunun İngilizler olmadığını ve Hintlilerin sorunu kendilerinde aramaları gerektiğini anlatıyordu. Tüm Britanya kurumlarına karşı boykot örgütledi ve yasalara karşı koydu. Gandi ve binlerce takipçisi hapse atıldı. 1930 yılında tuz vergisine karşı yeni bir sivil itaatsizlik kampanyası başlattı. Kendi tuzunu yapmak için Ahmedabad’dan Dandi’ye 12 Mart’tan 6 Nisan’a kadar 400 kilometre yürüdüğü “Tuz Yürüyüşü” bu pasif direnişin en önemli bölümüdür. Denize doğru yapılan bu yürüyüşte Gandi’ye binlerce Hintli eşlik etti. İngiltere himayesine karşı en rahatsız edici kampanyası bu oldu ve İngilizler buna karşılık olarak altmış binin üzerinde kişiyi hapse attılar. Devamı yarın