Hayatımızın gidişatı hakkında düşünmeye bolca vaktimizin olduğu bu günlerde kendinize hiç “Acaba gerçekten olmam gereken yerde miyim?” yada “Hayatı böyle mi yaşamak istiyorum?” diye sordunuz mu? Yataktan kalktığımızda yaşamak için sebebimiz ne? Sadece var olmaya mı çalışıyoruz yoksa yaşamak mı istiyoruz? Özünde, her sabah yataktan kalkmaya neden olan yaşama amacı anlamına gelen bir felsefe. Kısaca Japonların uzun ve mutlu yaşam sırrı. Çoğumuz hayatın bizi sürüklediği yöne giderken bir yandan da içimizde gençliğimizden, çocukluğumuzdan kalan heveslerimizi, heyecanlarımızı saklarız. Bende yıllarca dirsek çürüttüğüm üstelik bolca da emek harcadığım veteriner hekimlik mesleğini bir kenara bırakıp henüz ortaokul çağlarımdayken merak saldığım yazarlığa bu felsefeden de güç alarak bir adım atmak istedim. Daha bir çocukken bile sürekli üzerimde kurulan “Doktor ol, öğretmen ol, memur ol” baskılarına göğüs germeye çalışırken seneler sonra kendimi veteriner fakültesinin önünde bulmuştum. Hala bu mesleği yapmak ister miyim? emin değilken uzunca bir düşünme süremde varken “Neden bu kadar çok sevdiğim ve yapanlara da gıpta ettiğim yazarlığı denemeyeyim ki” dedim. Yazdıkça rahatladığımı, zihnimin boşaldığını ve mutlu olduğumu keşfettim. İşte benim ikigai felsefesine uyumum böyle başladı. Birçok psikiyatri kliniğinde yapılan araştırmaya göre yaşamak için bir amacı olmayan insanlar kendilerini boş ve öfkeli aynı zamanda da kaygılı hissediyormuş. Şöyle bir bakınca 60-70 yıllık ömürlerimizi bir anlam arayışı içinde olmadan hatta belki aldığımız nefesi bile hissetmeden geçirmiyor muyuz sahiden de? Hadi tamda şu an bir soralım kendimize “Hayatıma anlam katan şey ne?” yada “Neyi severek yapardım?” Hep duyduğumuz eğer bir işi severek yaparsan çalışıyor sayılmazsın sözüde tam bu soruya hizmet ediyor sanki. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Yani öncelikle bedenimize dikkatli bakacağız. Vücudumuzun ihtiyacı olan birçok besininin eksikliği düşünme ve sonuca varma yetimizi azaltıyor, üstüne birde depresyona sürüklüyor. Stresi azaltmak için eklenecek diğer madde ise farkındalık. Benliğinizin farkına varıp olaya verdiğiniz tepkileri, sizi dibe çeken düşünceleri bertaraf etmek böyle mümkün olacaktır ve birde bolca yürüyün. Yürümek stresi azaltır zihni berraklaştırır ve sakin karar verebilme kabiliyetinizi artırır. Uzun yaşamında sırlarından biridir. Kendinizi yaptığınız herhangi birşeye kaptırdığınız, saatin nasıl geçtiğini anlamadığınız, üstelik hala yapmaya devam etmek istediğiniz oldu mu hiç? Böyle anlarda sanki kimse sizi yaptığınız işten alıkoyamaz gibi hissedersiniz, ne yaptığınızı, nasıl yaptığınızı bilirsiniz hatta ne zorlukları olduğunu, sonucun ne olduğunu, ortaya ne çıkacağını bile tahmin edersiniz. Dikkat edin! Çoktan ikigainizi bulmuş olabilirsiniz. Kaç yaşında olursanız olun varlığınızı taçlandıracak, ruhunuzu şımartacak, gününüze anlam katacak sebebi bulmak için zamanınız var. Sonuçta hala nefes alıyoruz değil mi? Çoğumuzun önüne altın tepsiyle sunulmuyor istediklerimiz. Çabalamak, emek sarfetmek, defalarca yanlış yapıp doğruyu bulmak gibi upuzun bir yoldan geçiyoruz. Neden bunu hayatımızın anlamını bulmak için yapmayalım? En nihayetinde hiçbir şey için geç kalmış değiliz. Bunları yaparken sosyalleşmeyi, sağlıklı beslenmeyi, endişeden uzak durmaya çalışmayı unutmamak bize ikigaimiz için uzunca bir ömür bahşeder. Hangimiz her gün mutlu ve uzun bir ömür hayal etmiyoruz ki? Son olarak unutmayın ki tüm bunlar mutlu yaşamın yada ikigainizin sihirli reçetesi değil. İkigainiz içinizde… Keşfedilmeyi bekliyor. (ALINTI)