Sevdiklerimizin kıymetini hep kaybedince anlarız. Biz insanların doğasında nankörlük vardır. Hep birilerinin bizi sevmesini bekleriz. Ancak biri bizi sevince de ona hep üstten bakarız, sanki bizi sevmek zorundaymış gibi. Onu zorlamak, kırmak için elimizden geleni yaparız. İnsanlar artık o kadar bencil ki bazen şaşkınlık veriyor. Çoğu zaman, hepimiz sadece kendimizi düşünürüz. Umurumuzda bile olmaz karşımızdakinin ne düşündüğü. Bunun sebebini neye bağlayacağımı bilmiyorum. Bu söylediklerim sadece sevgililer için değil. Türkiye’de onlarca yaşlı bakım evleri var. Hayatım boyunca annesi, babası tarafından sevilen insanları çok kıskanırdım. Bana göre bende iyi bir evlat değildim. Çünkü çoğu zaman annem beni sevince ‘Of çok sıkıldım. Çok sıkıyorsun beni’ deyip fırça atıyordum. Belki de beni bu dünya da karşılıksız seven tek kişi annemdi. Az önce de söylediğim gibi, biz bizi çok sevenleri kırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Annemin kıymetini, ağladığımda sarılacak kimsemin olmadığını fark ettiğimde anladım. O an ne kadar bu kadar nankör olduğumu bilmiyordum. Çünkü annem yaptığım onca şeye rağmen beni hiç bırakmamıştı. Ben bir tek annem üzerine yazıyorum. Çünkü anne sevgisini özleyen insanlar arasındayım. O kadar çok gördüm ki annesini, babasını kendi eliyle huzur evlerine bırakanları, annesine, babasına şiddet uygulayanları. Oysaki o anneler ve babalar bizleri büyütmek için ne zorluklar çekiyorlar. Biz ise bizi karşılıksız seven ve her şeye rağmen bizi koruyan insanlara neler yapıyoruz. Hepimiz kapılmışız bir geçim derdine. Kimse sevgiyi hatırlamaz olmuş. Herkes daha çok para peşinde. Keşke insanlar daha fazla sevgi peşinde koşsaydı. Belki de dünya daha güzel ve yaşanılır bir yer olurdu. Bize ait olamayan bir dünya için ne kadar da kendimizden ödün veriyoruz. Sevgiyle kalın…