1911 yılında Kahire’nin Cemaliye bölgesinde doğdu. Devlet memuru bir babanın çocuğudur. Hayatının ilk sekiz yılını bu bölgede geçirdi. Kur’an okuluna burada gitti. 1919 yılında Kahirelilerin İngilizlere karşı başlattıkları ayaklanmaya burada tanık oldu. 1934 yılında Kahire Üniversitesi’ndeki felsefe eğitimini tamamladı. Kısa hikayeler ve makaleler yazmaktaydı. İlk yayınlanan kitabı, James Baiki’nin Eski Mısır hakkındaki kitabının bir çevirisiydi. Hikayelerinden oluşan ilk derlemesi 1938 yılında çıktı. Bir yandan da babasının izinden giderek devlet memuru olarak çalışmaya başladı. 1939’da girdiği kamu sektöründe 35 yıl çalıştı. 1939’dan 1954’e kadar İslam İşleri Bakanlığı’nda çalıştı. Sonrasında devletin sinemayı desteklemek için kurduğu Sinemayı Destekleme Vakfı’nda müdür olarak çalıştı. 1969-1971 yıllarında Kültür Bakanlığı’nda sinema danışmanlığı yaptı. Çeşitli gazetelerde çalıştı. Romanlarıyla tanındı. Çocukken annesiyle sık sık müzelere gitti. Romanlarında Mısır tarihi önemli bir yer tutuyordu. Hatta, Firavun dönemiyle ilgili hikayeler anlattığı ilk romanlarında tarihi roman türüne olan ilgisini açıkça belli ediyordu. Ancak sonraları, Mısır’ın sosyopolitik ortamının da etkisiyle, gerçekçi roman türüne yöneldi. Kahireli bir ailenin yirminci yüzyılın ilk yarısına tanıklık eden hayatını anlattığı “Kahire Üçlemesi” (1956-1957)‘ni yazdı. 1950’li yıllarda, milliyetçi partinin sol kanadına yakın duruyordu. 1952’de gerçekleşen Temmuz Devrimi onu önce çok mutlu etti. Ama sonraları devrimin icraatları, hayal kırıklığına uğrattı. 1952 ile 1955 yılları arasında hiçbir şey yazmadı. O yıllar için “Hayatımda hiçbir şey değişmedi ama sanki bir yakınımı kaybetmiş gibiydim. Benim içinde yaşadığım toplum ölmüştü ve ben de onunla beraber ölmüştüm. Çok korkunç yıllardı” der. Siyasette olduğu gibi edebiyatta da sansüre karşı çıktı. 1960’lı yıllara gelindiğinde kitaplarında dini inançları irdelemeye başladı. Bu da romanlarının giderek ‘felsefî’ bir hal almasına yol açtı. 1959 yılında yayınlanan bir kitabında (The Children of Gebelaawi) Kahire’de yaşayan, isimleri de karakterleri de Adem, Musa, İsa ve Muhammed’i çağrıştıran dört kardeşin hikayesini anlattı. Önceleri El Ehram gazetesinde tefrika roman biçiminde çıkan bu roman kitaplaştığında, din ile ilgili tüm kuralları belirleyen El Ezher Üniversitesi tarafından yasaklandı. Ancak bu, kitabın Arap dünyasında, el altından yayılmasını engelleyemezdi. Kitabın bir çok Arap ülkesinde hâlâ yasaklı olmasına neden olarak sadece din konusundaki duruşu değil, onun İsrail ile barışı destekliyor olması da gösterildi. 1994 yılında yöneltilen tehditlerin artmasının ve aynı yıl yazara karşı düzenlenen suikast girişiminin temelinde bu kitabın günlük bir yayın organından yeniden basılması gösterildi. El Ezher kitabın basımının durdurulmasını önerdiği gibi varolan kopyaların da ortadan kaldırılmasını istedi. Mısır’ın “Balzac”ı olarak bilindi. 40 küsur roman, kısa öykü derlemesi, film senaryosu ve birkaç tiyatro oyunu yazdı. Eserlerinde yirminci yüzyıl boyunca Mısır’ın yaşadığı gelişmeleri ele aldı. En ünlü eseri ‘Kahire Üçlemesi’dir. 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Eserlerinde Kahire’deki renkli yaşamı aktardı. Arka planda toplumsal sorunları sayfalarına taşıdı. 12 yıl önce bir militan tarafından boğazından bıçaklandıktan sonra sağlık sorunları yaşamaya başladı. En çok bilinen eserleri ‘Midak Sokağı’, ‘Hırsız ve Köpekler’, ‘Nil’in 3 Çocuğu’ ve ‘Dilenci’dir. 2006 yılında Kahire’de öldü.