Pandemi dönemi ile birlikte evlerde geçirilen zaman arttı. Günlük hayata evden devam eden insanların beslenme düzenleri değişirken, fiziksel aktiviteleri azaldı. Yeni düzene ayak uydurma çabası beraberinde stres, anksiyete ve depresyonu da beraberinde getirdi. Tüm bunlara bağlı yaşanan kilo artışını anlatan Diyetisyen Gonca Yaşar, “Türkiye’de çok hızlı bir şekilde obezite oranı artıyor. Amerika’ya yaklaşıyoruz. Özellikle çocuklarda obezite problemi artıyor” dedi

Pandemi dönemi ile birlikte evlerde geçirilen zaman arttı. Günlük hayata evden devam eden insanların beslenme düzenleri değişirken, fiziksel aktiviteleri azaldı. Yeni düzene ayak uydurma çabası beraberinde stres, anksiyete ve depresyonu da beraberinde getirdi. Yaşanan pandemi dönemiyle evlerde geçirilen zamanın kilo artışına sebep olduğunu dile getiren Diyetisyen Gonca Yaşar, pandemi döneminden en çok da çocukların kötü etkilendiğinin altını çizdi. Diyetisyen Gonca Yaşar, “Pandemi dönemiyle online eğitime başlayan çocuklar ekran karşısına kitlendiler. Okula gidemeyen çocuğun hareketi azaldı. Yaptığı spor aktivitesi son buldu. Çoğu çocuğun düzgün beslenme düzeni varken, ekran bağımlılığının artması ve düzenin değişmesiyle çocuğun hem beslenme düzeni hem de uyku düzeni değişti. Uyku düzeninin değişmesiyle gece geç yatmaya başlayan çocuklarda büyüme hormonu salgılanmadığı için boy uzamama problemleri yaşandı. Bunun yanı sıra tüm ailenin evde olmasıyla mutfağa yönelim arttı. Böylelikle evlerde pasta, lahmacun, pizza yapımları başlandı. Abur cubur alımları arttı. Bu durumdan en çok çocuklar etkilendi. Kilo alan çocuğun sağlığı tehlikeye girdi” ifadelerini kullandı.

“OBEZİTE ORANLARI AMERİKA’YA YAKLAŞIYOR”

İnsanların duygusal açlıkla mücadele etmesi için önerilerde bulunan Diyetisyen Gonca Yaşar, yaklaşan tehlikenin de sinyalini verdi. Diyetisyen Gonca Yaşar, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de çok hızlı bir şekilde obezite oranı artıyor. Amerika’ya yaklaşıyoruz. Seneler önce zayıflattığım insanlar bile bu dönemde kilo aldı. Bunun en büyük etkenlerden biri söylediğim gibi; duygusal açlık. Biz diyetisyenler duygusal açlıkla mücadele etmesi için, duygusal açlık durumunda başka bir şeye odaklanmalarını öneriyoruz. Müzik dinlemek, yürüyüş ve benzeri olabilir ama bunun yanı sıra insanların muhakkak duygusal açlıkla mücadele edebilmeleri için psikolojik destek alması lazım. Duygusal açlıkla mücadele etmek için psikolojik destek alan insanların kilo vermeleri daha kolay olacaktır. Ayrıca insanların, sağlıklı kilo verebilmek adına muhakkak bir dahiliye uzmanına gidip tetkik yaptırması ve sağlıklı bir beslenme programına girmeleri gerekiyor. Kilo vermek insanı motive eden ve ruha iyi gelen bir durumdur.” AYFER ŞİMŞEK / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER