Sevgili Öğretmenim,

Dünyada pandemi ilan edilmesine sebep olan corona virüsü salgını ile birlikte bildiğiniz üzere okullar tatil edildi ve haftalardır çocuklar ile evdeyiz. Uzaktan eğitim ile alışık olmadığımız bir sistemle okul çağındaki çocuklarımızın akademik eğitimleri devam ettirilmeye çalışılıyor. Biz velilerde yeni sürece ayak uydurmaya çalışıyoruz.

Ekranlara yapışan çocuk yüzleri ile otuz dakikalık sürelerde dersler işleniyor. Her ne kadar dünyanın birçok yerinde dijital eğitim sistemi kullanılıyor olsa da sınıf içi etkinliklerinin yapıldığı, okulda verilen eğitimin yerini hiçbiri tutmuyor.

Tatil sona erdikten sonra bu sistem ile çocuklardaki ilerlemenin ve konuların ne kadar pekiştirildiğinin ölçümünü siz yaparsınız artık. Ama görünün o ki okul açıldıktan sonra iş yükünüz artacak gibi duruyor.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sizler için söylemiş olduğu şu söz aklımdan çıkmıyor: “Öğretmenler Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.”

Bu söz neden çıkmıyor, diye soracak olursanız anlatayım. Okul çağında çocuğu olan ebeveynler olarak çocukların okul yerine evde olması bizi zorlamaya başladı. Esasında bizim üzerimizdeki önemli bir yükü alıyormuşsunuz, bunu fark ettim. Okul sadece akademik bilgileri transfer eden kurum değildir. Okul çocuğun evden sonraki en önemli dünyasıdır. Oyun alanıdır, arkadaş çevresidir, sosyalleştiği yerdir. Zenginliğidir.

Çocuğun okul mesaisi yani sizinle okulda geçirdiği zaman diliminin bedelinin para ile ölçülemeyecek olduğunu açıktır. Kaldı ki öğretmenlik mesleği sevilmeden asla yapılacak bir meslek değildir.

Yüksek sabır sınırlarınız, en zor anlayan öğrenciye bile öğretme aşkınız, tahammül sınırlarını zorlayan öğrenci davranışları ile baş etme gücünüz, kırmadan dökmeden kırkar kişilik gruplarda çocukları idare etmeniz takdire şayan işlerdir.

Bütün çocuklarımızın akademik ilerleme ve talim terbiye edilmesi işini yüklenerek bir ulusun geleceğini şekillendirme görevini yürütmektesiniz. Emeklerinizin karşılığının hiçbir şekilde ödenemeyeceği açıktır. Alınan maaş ve ücretlerin mesleğinizin karşılığı olmadığı gerçektir. Bence de Atatürk’ün dediği şekilde “mebus maaşları öğretmen maaşlarını geçmemelidir.”

 Çocuklar evde sıkıldılar. Televizyona bakarak, geri bildirim alamadıkları soğuk ekranlardan öğrenmekte güçlük çekiyorlar. Bütün varlığınız ile sınıf ortasında duruşunuz, teneffüslerde okul bahçesinde çocuklarla olmanızı dört gözle bekliyoruz.

Sevgili Öğretmenim sınıfımızı ve sizi çok özledik.