Dr. Fatih Yüksel Işıksal, ramazanda yeterli ve dengeli beslenmenin önemine dikkati çekerek, iftar ve sahur öğünlerinin düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Dr. Işıksal, şunları söyledi:
“Günlük beslenme, sahur, iftar ve iftardan sonra iki ara öğün şeklinde planlanmalı. Sahur öğünü asla atlanmamalı; hafif kahvaltılık, çorba veya zeytinyağlı sebze yemekleri tercih edilmeli. İftara hafif başlangıç yapılmalı, ardından ana yemek ve salata ile devam edilmeli. En az 2- 2,5 litre su tüketilmeli ve yemekler yavaş yenmeli. Büyük porsiyonlar yerine küçük ve sık öğünler tercih edilmeli. İftardan sonra yapılacak kısa yürüyüşler sindirimi kolaylaştırabilir. Ağır, yağlı ve şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar tüketilmeli."
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI OLANLAR İÇİN UYARILAR
Ramazanda sindirim sistemi rahatsızlıkları olan bireylerin oruç tutarken daha dikkatli olması gerektiğini aktaran Dr Işıksal, reflü, gastrit, ülser, karaciğer rahatsızlıkları, kabızlık ve safra kesesi hastalıkları olanlara özel tavsiyelerde bulundu. Reflü hastalarının özellikle ramazan ayında çok dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Işıksal, “İftarda aşırı ve hızlı yemek yemek, reflü şikayetlerini artırabilir. Bu nedenle yemekler yavaş ve küçük lokmalar halinde tüketilmeli. Yüksek kalorili ve yağlı gıdalardan kaçınılmalı, çünkü bu tür besinler mide asidini artırarak reflüyü tetikleyebilir. Sahur sonrası hemen yatılmamalı, en az 1-2 saat beklenmeli. Ayrıca kahve, çikolata, baharatlı ve yağlı yiyecekler gibi reflüyü şiddetlendirebilecek gıdalardan uzak durulmalı" ifadelerini kullandı.
GASTRİT VE KARACİĞER HASTALIKLARI OLANLAR
Gastrit ve ülser hastaları için dengeli ve az miktarda beslenmenin büyük önem taşıdığını söyleyen Dr. Fatih Yüksel Işıksal, “İftar ve sahur arasında bir ara öğün eklenmeli, böylece mide uzun süre boş kalmamalı. Özellikle daha önce mide kanaması veya ülseri olan bireylerin oruç tutmadan önce mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerekiyor. Bu hastalar için mide asidini artırabilecek besinlerden kaçınmak ve doktorun önerdiği ilaçları düzenli kullanmak çok önemli" dedi. Karaciğer hastalığı olan bireylerin yüksek kalorili besinler tüketmemesi gerektiğine vurgu yapan Dr. Işıksal, şöyle devam etti:
“Uzun süreli açlık sonrası yüksek kalorili besinler tüketmek, karaciğer yağlanmasını artırabilir. Bu nedenle ağır hamur işleri ve şerbetli tatlılar yerine dengeli ve hafif gıdalar tercih edilmeli. Kronik karaciğer hastalarının oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerekiyor. Karaciğer sağlığı için beslenme düzeni büyük önem taşıyor."
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Fatih Yüksel Işıksal, kabızlık sorunu yaşayanlar, safra kesesi hastaları için de uyarılarda bulundu. Işıksal, “Kabızlık sorunu yaşayan bireylerin lif oranı yüksek yiyecekler tüketmesi gerekiyor. Kepekli tahıllar, kuru baklagiller ve sebzeler bu açıdan oldukça faydalı. Ayrıca gün içinde yeterli su tüketimi de kabızlığı önlemek için kritik rol oynuyor. Gazlı içeceklerden uzak durulmalı, çünkü bu tür içecekler sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir. Safra kesesi hastaları için uzun süreli açlık, safranın yoğunlaşmasına ve taş oluşumuna neden olabilir. Bu nedenle iftarda aşırı besin tüketmekten kaçınılmalı. Aşırı yemek, karın ağrısı ve safra kesesi iltihaplanmalarına yol açabilir. Bu hastaların iftar ve sahur öğünlerini hafif ve dengeli bir şekilde planlaması gerekiyor. Özellikle kronik hastalığı olan bireylerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarına danışmaları gerekiyor. Ramazanı sağlıklı ve huzurlu geçirmek için dengeli beslenme kurallarına uyulmalı ve gerektiğinde doktor kontrolü ihmal edilmemeli" ifadelerini kullandı.