Yeni yılda pek çok konuda yasal düzenleme yapıldı. Bunlardan biri de Sosyal Güvenlik Kurumu’nda (SGK) reçeteyle belirtilen adetin karşılanmayacağına dair yeni bir düzenleme yapıldı. Yani bir hasta reçeteyle belli kalemlerde iki kutu ilaç alması gerekirken yeni düzenlemeyle aynı kalemden sadece bir kutu ilacın maliyeti karşılanmış olacak. Bu durum kurum maliyetinden kısarken hastanın hayatını tehlikeye atıyor. Konuyla ilgili konuşan Antalya Eczacı Odası Başkanı İsmail Erçin, “Sosyal Güvenlik Kurumu, bir geri ödeme kurumudur. Sağlık konularında yetkili makam ise aslında Sağlık Bakanlığı'dır. Bir kurum geri ödeme yaparken, diğeri sağlıkla ilgili kararlar veriyor. Bu bakımdan geri ödeme kurumu, işin maliyetini düşünmek zorunda. Sosyal Güvenlik Kurumu, maddi boyutunu, kuruma ne kadar maliyeti olacağını ve bu maliyeti nasıl azaltabileceğini düşünüyor. Ancak bu, halk sağlığı açısından kabul edilebilir bir durum değildir” ifadelerini kullandı.
“BU YAKLAŞIM DOĞRU DEĞİL”
"Bu ilaçtan bir kutu öderim, bundan üç kutuya kadar öderim" gibi yaklaşımlar doğru bulunmuyor” diyen Başkan Erçin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Aslında yetkili kişi, Sağlık Bakanlığı'nı temsil eden doktordur. Doktor, tanıyı koyar ve hastaya reçetesini yazar. Hasta kaç kutu kullanması gerekiyorsa buna doktor karar verir. Hasta da eczaneye gelir. Eczane olarak biz kontrollerini yaparız. Bir sıkıntı görürsek doktorla iletişime geçeriz. Sıkıntı görmezsek hastaya gerekli uyarıları yaparız. "Bu ilacı böyle kullanın, bunlarla birlikte kullanmayın" gibi uyarılarımız olur. Hasta da tedavisini düzgün bir şekilde alır. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, Sağlık Bakanlığı gibi tedaviyi etkileyecek "bundan bir kutu öderim, bundan iki kutu öderim" gibi yaklaşımlarda bulunması doğru değil.”
“Hastanın hayatı tehlikeye atılmış oluyor” diyen Başkan Erçin, hasta iyileşemezse ve sosyal güvenlik kurumuna dava açarsa, o zaman sorumlu Sosyal Güvenlik Kurumu olacağını vurgulayarak, “Kurum buna dikkat eder ama dediğim gibi, iş Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bütçesini kontrol etmek olduğunda, yaklaşım bu oluyor. Bu da doğru bir yaklaşım değil” dedi.
EKSTRA BİR MALİYET DAHA BİNİYOR
Başkan Erçin, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Doktor, hastaya iki kutu ilaç yazıyor ama eczane bir kutu veriyor. Bakanlık ve Sosyal Güvenlik Kurumu bunu karşılamadığı için tamamen maddi bir durum söz konusu. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bütçesini kontrol edebilmek için doktor iki kutu ilaç gerekli bu hastaya diye reçete yazdıysa, sağlık açısından eczanenin kontrolünde de herhangi bir sıkıntı yoksa, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sosyal devlet anlayışıyla ona iki kutu ödemesi gerekiyor. Hasta tedavi görmeyebilir, tekrar doktora gitmesi gerekebilir. Bu, Sosyal Güvenlik Kurumu açısından ek bir maliyettir. Hasta için de maliyettir. Hem hasta hem doktor için de vakit kaybıdır. Boşuna zaman kaybıdır.”
SGK SAĞLIK BAKANLIĞI GÖREVİNİ ÜSTLENİYOR
Maliyetten kısıp hastanın hayatını tehlikeye atıldığını söyleyen Başkan Erçin, “Bu süre zarfında iyileşme sürecini uzatıyor. Sağlık konusunda tek yetkili kurum Sağlık Bakanlığı'dır. Ülkemizin sağlık otoritesidir. Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı bir geri ödeme kurumudur. Geri ödemeyi az yapacağım diye Sağlık Bakanlığı'nın rolüne üstlenip tedaviyi bozacak yaklaşım uygun değil” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK BAKANLIĞI SOSYAL DEVLET ANLAYIŞINI KAYBETTİ”
“Sağlık Bakanlığı, Türkiye'deki hem sosyal devlet anlayışını kaybetti hem de hastaların hayatını tehlikeye atıyor” diyen Başkan Erçin, 2 ayrı bakanlık olunca, Sağlık Bakanlığı da her konuya müdahale edemediğini dile getirdi.
Ancak Sağlık Bakanlığı’nın müdahale edebilir olması gerektiğini söyleyen Başkan Erçin, “Sistemin bu şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Hepimiz tek bir amaç için varız: eczacılar, doktorlar, Sağlık Bakanlığı ve bütün sağlık çalışanları 'hasta' için varız. Hasta olan vatandaşları bir an önce iyileştirip sağlıklı hale getirip ülkemizin iş gücüne katkıda bulunmalarını sağlamak hepimizin amacıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu da bu şekilde yaklaşmalı. Tabii ki sosyal güvenlik açığı tüm ülkelerin problemidir. Tüm devletlerin sorunudur. Ama bir yerden ben az ödeme yapacağım deyip halk sağlığını tehlikeye atacak ya da tedaviyi uzatacak yaklaşımlar doğru değil” sözlerine son verdi.
