Salih, 10 Mayıs 1950’de, Erzincan’da Seyyid asıllı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldiğinde, ona, “Salih İzzet Erdiş” adını verdiler. Baba tarafından Muş’un Mirzabeyler aşiretine mensup olan Salih’in soyu Halid bin Velid’e dayanıyordu. Anne tarafı ise Bursalıydı. Öğrenim hayatına Eskişehir’de Fatih İlkokulu’nda başladı. Buradan 1962’de mezun oldu ve Mehmetçik Ortaokulu’na başladı. 1965’te başladığı Atatürk Lisesi’nden ise, 1968’de mezun oldu. Liseyi bitirene kadarki eğitim hayatı Eskişehir’de geçti. Üniversite için ise yönünü İstanbul’a çevirmişti. Salih, Hukuk Fakültesini kazandı ve İstanbul’a geldi. Bir yandan kalemini elinden bırakmıyor, beyninin içinde dönenlerin yönetimini elinde tutmaya çalışıyordu. Bir müddet fakülteye devam etti. Ancak devam etmedi ve tahsilini yarıda bıraktı. Salih, henüz lise sıralarında başlamıştı şiirlerini yazmaya ve liseden mezun olmadan şiirleri, İstanbul Babıali’de Sabah Gazetesi’nde yayımlandı. Adını ise ilk kez 1970’lerde, İslami gençlik hareketlerinden biri olan Akıncılar’ın kurucusu olarak duyurdu. Milli Görüş gömleği üzerine şimdiden cuk oturmuştu tabir yerindeyse yapışıp kalacak, ömrünü şekillendirecekti.  Salih gencecik bir delikanlıydı, buna rağmen ağzından çıkan sözcüklere çok değer veriliyordu. Konferanslar vermeye başlamıştı. Çevresinde ise İslamiyet’e gönül vermiş gençler vardı. Genç yaşta bulunduğu konumdan mı, yoksa yazmanın lezzetinden mi Salih, fakülteyi tamamlayamadı. Üniversiteyi bırakır bırakmaz, 1975’te, Gölge Dergisi’ni çıkardı 1978’e dek sürdü. Gölge de, daha sonra çıkacak olan Akıncı Güç (1979), Büyük Doğu – Rapor (1979 – 1980) gibi dergiler de hep derneğin politikalarını savunan görüşteydiler. Bu dergiler, onu, geniş gençlik kitlelerine ulaştırdı. Kurduğu dernek ve dergilerle tanınmaya başladığı dönemde, Mirzabeyoğlu, ilk eserlerini de vermeye başladı. “Bütün Fikrin Gerekliliği, İdeolocya ve İhtilal, Necip Fazıl’la Baş Başa, Kültür Davamız, İstikbal İslamındır” adını verdiği eserleri bu dönemde çıktı. 28 Şubat Askeri Darbesi sürecinde, Mirzabeyoğlu, en çok konuşulan isimdi. Kamuoyunda adının anılmadığı bir an olmadı. Mirzabeyoğlu, 2001’de ise idamla yargılandı. Ancak idam cezası kaldırıldığından ömür boyu hapse çarptırıldı. Bolu F Tipi Cezaevi’nde cezasını tamamlamıştı. Ömür boyu hapsi istenmesine rağmen, 23 Temmuz 2014’te talebini kabule değer gören İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Mirzabeyoğlu’nun tahliyesine karar verdi. 16 yıllık hapis hayatı böylece son buldu. 30 Kasım’da ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’ndeki bir program sırasında kendisiyle görüştü. Yalnız başına geçirdiği hapis yılları boyunca da 58 cilt kitap yazdığı biliniyordu. Mirzabeyoğlu, 4 Mayıs gecesi kendisini iyi hissetmedi ve Yalova Devlet Hastanesi’ne gitti. Ancak durum ciddiydi. Beyin kanaması teşhisiyle hemen ameliyata alındı. Daha sonra yoğun bakım ünitesine bağlanan Mirzaoğlu’nun 7 Mayıs’ta beyin ölümünün gerçekleştiği haberi geldi. Prosedür gereği birkaç gün daha cihazlara bağlı bekletilen bedeni bugün organlarının da işlevini yitirmesiyle pes etti. Mirzabeyoğlu, 68 yaşında dünyaya gözlerini kapadı ve Necip Fazıl’ın yanına gitti. Ardında 42 eserden oluşan İBDA Külliyatı ve daha nice çabalar bırakan bir Salih Mirzabeyoğlu geçti bu dünyadan…