Genel seçimler ile ilgili yaptığım tahminlerin yanılgısının ardından, siyaseti anlamadığımı kaleme almıştım. Aslında çok genç yaşlarda başladığım gazetecilik mesleğinde, siyasetin de içinde yetiştim. O yüzden de, son yıllara kadar siyaseti iyi bildiğimi düşünürdüm.  Son Başkanlık ve genel seçimlerde fena tosladım. Özellikle MHP’nin oylarında büyük yanılgı yaşadım. Aradan geçen 9 ayda belli ki bende gram ilerleme yok. Siyaseti yine yanlış okuyorum. Ya koca koca partiler büyük hata yapıyorlar, ya da ben gene mevzuyu ters okuyorum. Bakın son bir ayda gördüğüm hataları kaleme alayım da, sizde benim yanlışlarımı anlayın.

Olayların ilki CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul’un meşhur pastane görüşmesiydi. Bu olay ortaya çıktığında Ahmet Kumbul, “Bu kişileri tanımıyorum” dedi. Bence hata. Onun yerine yasal bir partinin yöneticileri ile ortalık yerde gizli hesap olmaksızın kahve içtik. Eğer bu kişiler suçluysa, onun gereğini devletin yargısı yapar diyebilirdi. Aynı olayda ikinci hata, bu olayın çok büyütülmesi ve Kepez Meclis Üyeleri meselesinin de gündeme getirilmesiydi. Bana göre, CHP’nin Büyükşehir ve Kepez adayları şayet aşırı soldan gelen kimseler olsa, belki rakiplerine avantaj sağlardı. Oysaki her ikisi de sağ tandanslı isimlerdi. Bu haberler, her iki adayın sadece HDP oylarını konsolide etmesine yaradı, adayların sağdan gelmesi nedeniyle milliyetçi kanatta çözülme yaşanmadı.

İkinci olay, Ümit Uysal’ın eski korumasının iddiaları ile ilgili oldu. Ümit Uysal gibi belki Antalya’nın rekorunu kırmaya hazırlanan bir belediye başkanına saldırı, bence rakiplerine zarar verdi. Uysal’a halk güveniyor ve eldeki kağıttan okunan iddialar, kimsenin kafasını karıştırmadığı gibi, “Acaba bu kişiye kim ne verdi de, bu şekilde konuştu. Kirli siyasete yer yok” yorumlarına neden oldu ve Uysal’ın oyları arttı.

Bana göre son hatayı da, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel yaptı. Türel, zaten partisinin üzerinde bir oy alacak. Ortada ciddi bir kararsız seçmen var. Kararsızları ikna etse, seçimi alacak. Ülkemizde genel bir düşünce var. Belli bir kesim, kendi partisine, ya da adayına oy vermek yerine güçlü olana oy veriyor. Sayın Türel’in son dakika sabah ve akşam otobüsleri ücretsiz yapmak, su da getirilen indirim bence kendisine iki türlü zarar verdi. Bir kesim, “Madem bu indirilebiliyordu niçin son dakikaya kadar beklendi,” bir başka kesim ise, “Son dakika bu bedava ve indirimler sağlandığına göre, demek ki Muhittin Böcek seçimi kazanıyor” diyor. Bu da güçlünün yanında yer alma psikolojisini tetikleyebilir. Tabi bir kesim de “Oh otobüs bedava, su ucuzladı. Türel’e oy verelim” diyecektir. Gelenle giden arasındaki orantıyı kestirmek güç…

Bunlar benim düşüncem. Artık vatandaş kirli, bel altı, ucuz siyaset istemiyor. Seçimler için son haftaya girdik. İnşallah saldırıların olmadığı, centilmen bir seçim olur. Yukarıda yazdıklarım mı, siz beni ciddiye almayın. Ben siyasetten anlamıyorum.

Esen kalın…