Pandemi sonrası süreçte hızla yükselişe geçen tatil talebi, turizmde dünya genelindeki seyahat hareketlerinin gelişimini desteklerken 2024 yılı sonunda dünya turizminde uluslararası seyahatler bakımından yeni bir rekor kırılması bekleniyor. Tüketicilerin tatil destinasyonu ve dönemi tercihleri konusunda ise küresel ekonomideki gelişmeler belirleyici rol oynuyor.
EYLÜL, EKİM, KASIM AYLARINDA TALEP İYİ
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, ana pazarlarıdan Türkiye'ye yönelik yaz dönemindeki ilginin, fiyatların yüksekliği nedeniyle sınırlı kaldığını belirtirken, doğru fiyatlamanın önemine dikkat çekti. Eylül ve ekim aylarında fiyatların daha makul seviyelere gelmesiyle birlikte özellikle Almanya pazarında hareket yaşandığını dile getiren Firuz Bağlıkaya, “Eylül ve ekim ayları için Almanya başta olmak üzere önde gelen turizm pazarlarımızdan talep artışı yaşanıyor. Bunun temel nedeni yaz döneminde nispeten yüksek kalan fiyatlardan dolayı tüketicilerin tercihlerini sonbahar aylarına kaydırmaları. Elbette havaların sıcak seyretmesi de bu talebi destekliyor. Antalya'daki tesislerimize kasım ayı için de önceki yıllara nazaran daha çok talep var" değerlendirmesinde bulundu.
2025 PLANLAMALARI YAPILIRKEN DİKKATLİ OLUNMALI
Turizmde küresel ölçekte ciddi rekabet ortamı olduğuna dikkat çeken TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, sektörün de bu rekabet ortamını dikkate alarak 2025 stratejilerini belirlemesi gerektiğinin altını çizdi. Bağlıkaya, “Dünya turizmi pandemi öncesi dönemin ötesine geçen bir rekabet ortamına sahne oluyor. Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Mısır gibi Akdeniz'e kıyısı olan birçok ülke dünya turizminden daha çok pay almak için mücadele ediyor. Türkiye turizm tesislerinin sunduğu olanaklar ve hizmet kalitesi konusunda önde olsa da fiyat politikamızı belirlerken dünya ekonomisindeki gelişmeleri de dikkate alarak adım atmamız büyük önem taşıyor. Özellikle yaz döneminde doluluklar konusunda yaşanan sıkıntıları iyi analiz etmemiz ve fiyat politikamızı bu çerçevede oluşturmamız gerekiyor" dedi.
UZUN VADELİ KAPSAMLI TURİZM VİZYONU OLUŞTURULMALI
Rekabet üstünlüğünün sadece fiyat bazlı bir yaklaşımla sağlanamayacağını da hatırlatan Firuz Bağlıkaya, ülke olarak daha vizyoner bir yaklaşımla hareket edilmesi gerektiğini de ifade etti. Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede çok önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Bağlıkaya, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'nin Mısır'ın Akdeniz kıyısında, Suudi Arabistan'ın da Kızıldeniz kıyısında hayata geçirdiği dev projelerle deniz-kum-güneş turizmi açısından yeni bir rekabet alanı açtığını belirterek şöyle devam etti:
“Akdeniz çanağında deniz, kum, güneş turizmine dinlenceyi, eğlenceyi ve aktiviteyi katarak inanılmaz bir ürün zenginliğine doğru gidiliyor. Yani gitgide işimiz zorlaşıyor. Zaten bunu artış hızından görüyoruz. Bizim etrafımıza bakıp biraz daha vizyoner yaklaşmamız, proaktif olmamız gerekiyor. Kültürel varlıklarımızı da işin işine katarak ürün zenginliğimizi rekabette üstün olduğumuz alanlarda geliştirmemiz lazım."