Antalya’da düzenlenen 41. Ulusal Gastroenteroloji Haftası Kongresi’nde (UGH) konuşan 41. UGH Kurs Koordinatörü Prof. Dr. Şebnem Gürsoy, erken teşhisin kolon kanseri ile mücadelede en önemli faktör olduğunu ifade etti. Gürsoy, “Kolon kanseri erkeklerde akciğer ve prostat, kadınlarda ise akciğer ve meme kanserlerinden sonra en sık görülen kanser çeşididir. Bu kanserin erkeklerde görülme sıklığı, kadınlara kıyasla biraz daha fazladır. Bu kanser türü; yaşam tarzı, çevresel etkenlerdeki değişiklikler ve kalıtsal genetik faktörler nedeniyle görülebilir. Kolon kanserinin nedenlerinin bir kısmı önlenebilirken bir kısmı önlenememektedir.” sözlerine yer verdi.
“AİLE GEÇMİŞİ KOLON KANSERİ GÖRÜLME RİSKİNİ BELİRLER”
Kolon kanseri riskini artıran ve önlenemeyen faktörleri de anlatan Gürsoy, aile geçmişinin bireylerde kolon kanseri görülme riskini belirlediğini ifade etti. Genetik faktörlerin bu kanser türünün bireylerde görülmesi olasılığını artırdığını dile getiren Gürsoy, “Ailesinde kolon kanseri bulunan kişilerde hastalığın görülme riski, sağlıklı kişilere kıyasla 1,7 kat daha fazla. Ailesinde ikiden fazla kolon kanser öyküsü bulunan kişilerde ise risk 2,7 kat fazla. Genç yaşta kolon kanseri olan kişilerde genetik ön planda yer almaktadır.” sözlerini kullandı.
“50 YAŞ ÜSTÜ BİREYLERDE KOLON KANSERİ RİSKİ ARTAR”
Kolon kanserinin 50 yaş üzeri kişilerde daha çok görüldüğünü söyleyen Gürsoy, “Kolon kanseri riski yaşla birlikte artar. Çoğunlukla 50 yaş üzeri kişilerde görülür. 60 yaşın üzerindeki hastaların kolon ve rektum kanserlerine yakalanma oranı, 40 yaş altındaki kişilere göre 10 kat daha fazladır.” ifadelerini kullandı.
Kolon kanserine yol açtığı düşünülen önlenebilir risk faktörlerine de değinen Gürsoy, “Aşırı kilolu ya da obez olmak, salam ve sosis gibi işlenmiş etleri tüketmek, karbonhidrattan zengin, lif bakımından fakir beslenmek, sedanter yaşam tarzına sahip olmak, fazla miktarda kırmızı et tüketmek, sigara ve benzeri tütün ürünlerini kullanmak ve çok miktarda alkol almak kolon kanseri riskini artırabilen faktörler arasında yer alır.” ifadelerine yer verdi.
KOLON KANSERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Kalın bağırsak kanserini erken evrede saptamanın en etkili yolunun düzenli olarak yapılan kolonoskopi olduğuna vurgu yapan Gürsoy, “Kolonoskopi, hem mevcut bir tümörü erken evrede belirleme noktasında önemli bir işlem. Aynı zamanda kansere yol açabilecek polip ve benzeri sorunları daha kanserleşmeden tespit edip kişiyi kanser gelişiminden koruyabilmektedir. 45 yaşına gelmiş her bireyin kolonoskopi yapılarak taranması gerekir. Ailede anne, baba ve kardeşte kolorektal kanser saptandıysa, en genç bireyin tanı konduğu andaki yaşından 10 yıl önce bu taramanın yapılması gerekir. Örneğin ailede 45 yaşındaki bir kolorektal kanser hastası varsa tarama diğer aile bireyi için 35 yaşında yapılmalıdır. 45 yaşın üzerindeki her bireyin risk durumlarına, kişisel sağlık hikayelerine, aile öykülerine göre yılda bir kez dışkıda gizli kan bakılması, 2-5 yıllık aralıklarla kolonoskopik incelemeden geçmeleri önerilir. Ayrıca kesin tanı için endoskopik tetkikler ve biyopsi yapılmalı. Bu tetkikler, görülen lezyondan parça alınması ve patolog tarafından incelenmesi ile yapılır.” dedi.
KOLON KANSERİNDEN NASIL KORUNMALI?
Kolon kanserine katkıda bulunabilecek bazı yaşam tarzı faktörlerinin önlenebileceğini belirten Gürsoy, “Bazı yaşam tarsi faktörlerini değiştirmek, bu hastalığa yakalanma genel riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Kolon kanserinden korunmak için işlenmiş etlerden kaçınmak önemli. Daha fazla bitki bazlı, lifli gıdalar tüketmek, diyetteki yağ ve kırmızı eti azaltmak, günlük egzersiz yapmak önem taşır. Özellikle obezite veya aşırı kilo varsa, kilo vermek, stresi azaltmak, önceden var olan diyabetin yönetilmesi, sigarayı bırakması ve alkol tüketiminin azaltılması gereklidir.” açıklamalarına yer verdi.