Antalya’da ilk olarak AÜ Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın yaptırdığı Covid-19 aşısı için toplam 337 kişi gönüllü oldu. Birçok meslek grubundan ismin yer aldığı gönüllüler, deneyimlerini anlattı

https://antalyaningundemi.com/wp-content/uploads/2021/01/antalyanin-asi-gonulluleri-anlatti_7861_dhaphoto4-725x1024.jpg AŞI GÖNÜLLÜLERİ AŞIYI ANLATTI 1

Çin’den getirilen Sinovac firmasının Covid-19 aşısının testlerine, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde başta Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan olmak üzere toplam 337 kişi katıldı. Ağırlıklı doktorlar ve sağlık çalışanlarının yer aldığı gönüllüler arasında Antalya’nın tanınmış, farklı meslek gruplarından da çok sayıda isim bulunuyor. Test aşıların ilk aşamasındaki grupta yüzde 50, ikinci aşamasındaki grupta ise yüzde 66 civarında gerçek aşı, diğer kısma ise plasebo uygulandı. 337 gönüllü arasında yer alan dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Ömer Özkan, Antalya Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Ali Bahar, Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Avni Aksoy aşı sonrası deneyimlerini paylaştı.

REKTÖR ÖZKAN İLK GÖNÜLLÜ

Gönüllü test aşıları sonrasında deneyimlerini paylaşan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, iki doz aşıdan sonra antikorlarının çok yüksek seviyede olduğunu belirterek, aşıya güvendiğini açıklamıştı. Toplumun en az yüzde 60’ının aşı olması gerektiğini belirten Rektör Özkan, “Çünkü yüzde 60’ımız olmaz ise bununla savaşma şansımız yok. Ya aşı olacağız ya kovid olacağız” çağrısında bulunmuştu. Aşının güvenilirliğini kanıtlayacak çalışmalara bir birey olarak katkı sağlamak istediği için gönüllü olduğunu belirten Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Avni Aksoy, bu aşıların bu felaket ve salgınla başa çıkmada en önemli silah olacağını düşündüğünü söyledi. Üçüncü fazda gönüllü olduğunu açıklayan Aksoy, “Burada bilinen ve bilinmeyen şeyler var. Bilinen aşının güvenli olduğu, bana iki doz yapıldı. Her iki dozdan sonra herhangi bir tepki görmedim. Beklenen bazı yan etkiler var, olabileceği ve olduğu söylenen bunların hiçbirini yaşamadım” diye konuştu.

TEDBİRLERE UYMAYA DEVAM

Hatta plasebo yapıldığını düşündüğünü anlatan Aksoy, “Hala bilmiyoruz, üçüncü faz denemeler bitince mühürler kırılacak ve kime gerçek kime plasebo yapıldığı ortaya çıkacak. O zamana kadar bilmiyoruz. Gerçek aşı yapılmış olsa bile önemli olan bir şey var, sanki hiç aşı yapılmamış gibi bu felaket salgın sona erene kadar maske, mesafe, temizlik tedbirlerine sonuna kadar uymamız gerekiyor. Doktorlarımız ve aşıyı üretenler de bunu söylüyor. Toplumda yüzde 70-80 aşılama oranına ulaşılmadan bu aşının koruyucu olduğunu teyit etmemiz mümkün değil. Bu bakımdan gerçek aşı yapılmış olsa bile bu tedbirlere uymaya devam etmemiz gerekiyor” dedi.

“ANTİKOR OLUŞTU”

Gönüllü denek olmayı ilk baştan beri düşündüğü için başvuru yaptığını belirten Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, aşıyı yaptırdıktan sonra hiçbir yan etki, ağrı, ateş ve aşı vurulan bölgede kızarıklık gibi sorunlarla karşılaşmadığını açıkladı. Plasebo denk geldiğini düşündüğünü söyleyen Bahar, “Fakat öyle olmadı, her iki fazda da hiçbir yan etki görmedim. İkinci fazdan yaklaşık bir hafta sonra bir antikor testi yaptırdım ki, aslında 14 gün sonra yapılması uygun görülüyor. Prosedür olarak da zaten yapılacak. Fakat 7 gün sonra antikor testine tabi olduğumda, antikor oluştuğunu gördük ve giderek yükseleceğini söylediler” dedi. Plaseboya denk gelmediğini dile getiren Ali Bahar, ‘yaptırılıyor- yaptırılmıyor, şu-bu kişi yaptırıyor’ gibi aşının toplumda yankı bulduğuna dikkat çekerek, “Buradaki prosedürün, kişiler tarafından tam tanımlanmadığını düşünüyorum. Bir kere 18-59 yaş arasındaki gönüllüler denek olabiliyor. Ben bu aşıya ve aşılanmaya çok güveniyorum, devletimiz de güvenli olduğuyla alakalı açıklamalar ve testleri yerine getiriyor. Ben de bu güven duyulan sistemin bir destekçisi olarak içinde bulunmak istedim” diye konuştu.

‘KENDİMİ İYİ HİSSEDİYORUM’

Psikolojik olarak hiçbir fark hissetmediğini anlatan Ali Bahar, “Sadece aşı olmanız sizin taşıyıcı olmamanızı gerektirmiyor. Gönüllü deneklik bu açıdan da önemli. Aynı şekilde herkesin dikkat ettiği gibi dikkat etmeye devam ediyorum. Çünkü taşıyıcı olup sevdiklerimi ya da toplumun herhangi bir ferdine zarar vermekten sakınıyor ve korkuyorum. Gönüllü denek olarak antikor oluşmasını da toplumumuzda buna önderlik eden kişilerden biri olmaktan da psikolojik olarak kendimi iyi hissediyorum” diye konuştu. Mehmet ÇINAR/ (DHA)