Günlük yaşamın gidişine, etkililerin ve başımızın söylediğine göre asgari ücret yüzde 50,5 oranında artmış. Ne güzel, ne güzel. Asgari ücretliler yaşadı. Yaşadı. Yaşadı. Ne gibi, fıstık gibi. Peki günlük yaşama bakınca ne diyorsunuz? Nasıl sözüne alışmışsınız. Siz aldığınıza bakın. Yok kiraymış, yok yağmış, tuzmuş. Siz hiç ekmek yemiyor musunuz?

Vallahi günlük yaşamak için bana sorarsanız yine özgürsünüz. Üretimin olmadığı yerde ne istiyorsunuz ki! Siz siz olun birleşin yoksa kapitülasyon, hesaba el koyma gibi türevleri olan olağanüstü tedbirler uygulama ortaya çıkar.

Ben kirada oturanlara ve açlık sınırında olanlara çare buldum. Hatırlar mısınız, önceden büyük aileler vardı. Amcalar, dede, nine kırk can sıkışık mekânlarda yaşarlardı. Siz şimdi en az iki odalı, banyolu, tuvaletli, mutfaklı yerlerde yaşıyorsunuz. Benim önerim şudur ki, çevrenize, apartmanınıza ya da tanıdığınız ve akrabalarınıza, hısımlarınıza bakın. Sizin seviyenizde olanları bulun inceleyin. Altı yüz otuz lira elli kuruş ödersiniz. Ekmeğinizin yarısını yiyerek artırırsınız. Hem büyük aile ile övünürsünüz. Yiyecek olarak alacağınız sıvı yağı 120:2=60 altmış lira vererek paylaşırsınız. Tabi evde durmak yok. Ailelerin her yetişkin bireyi çalışacak.

Geçinmek artık çok basit. Gelen asgari ücretler bir kişide toplanacak, yol parası dışında fantezi bir gider olmayacak. Evden işe işten eve gidip gelinecek. Eşgüdümcü bir de çay yaptırır da birlikte içilirse ne güzel. “Gel keyfim gel.”

Merak etmeyin mahcup olmayın. Ya da başka bir giydirme var. Köyünüze dönün üretim yapın eğer gücünüz varsa.