Türkiye’deki 60 şehirden 300’e yakın gazetecinin katıldığı Anadolu Buluşması-Yerel Medya Çalıştayı 2021 Muğla Marmaris’te yapıldı. Çalıştaya katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Medyada sendikalaşma zorunlu olmalı. Ama ücret sendikacılığı değil” dedi

Türkiye’deki 60 şehirden 300’e yakın gazetecinin katıldığı Anadolu Buluşması-Yerel Medya Çalıştayı 2021 Muğla Marmaris’te yapıldı. Yerel Medya Çalıştayında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yerel medya temsilcileriyle buluştu. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca’nın ev sahipliğindeki çalıştaya Antalya’yı temsilen Antalya Basın Cemiyeti (ABC) Başkanı İbrahim Akkaya, Genel Sekreter Ali Cem Çon, Başkan Yardımcısı Ebru Küçükaydın, ile duayen gazeteci Erdoğan Kahya katıldı. İki gün süren çalıştayın son gününde basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorunlarını dile getirdi. Anayasa değişikliğinde dördüncü güç olarak medyayı koyalım diyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Medyanın çok önemli bir güç oluğunu hepimizin bilmesi gerekiyor. Politikacıların alkışlardan hoşlandığı ifade edildi. Ben aksi görüşteyim. Politikacıların en çok eleştiriye ihtiyaç duymaları gerektiğine inanç duyanlardan birisiyim. Sabah televizyonu izlediğinde, sosyal medyaya baktığında eğer ülkenin herhangi bir yerinde su borusunun patladığını ancak sabahleyin önce gazete ve televizyondan öğrenirler. Oranın il veya ilçe başkanına telefon açıp ya burada bir sorun var demez. Gazeteciliğin yaşanan sorunları iktidara aktaran bir organ olduğunu bilmemiz lazım. Politikacıların alkışa değil sağlıklı tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. Bizim de hatalarımız olabilir, ama bize hatalarımızı bağımsız olarak bildiren medya olursa aynı hataları tekrar etmeyiz. Medya bir toplumu yönlendirebilir, farklı yere götürebilir. Bunlar mümkün. Ama hayatın gerçekleri var. Yaşadığınız sorunlardan yola çıkıp, medyanın nasıl olması gerektiğini izin verirseniz dilimin döndüğü kadar siz değerli gazetecilere aktarmak isterim. Eğer iktidar medyayı sürekli öven organ haline getirmek istiyorsa, bağımsız medyayı yok etmek isteyecektir. Bunun birinci yolu medya patronunu nasıl susturabilirim, yargıyı nasıl sopa olarak kullanırım, gazeteyi artık televizyonu ile beraber şuna satacaksın baskısı nasıl kurarım. Türkiye’nin temel sorularından biri, medya patronu üzerindeki baskı. Bunlar yaşanan olaylardır.”

MEDYAYA POZİTİF AYRIMCILIK

Yerel basına pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini de dile getiren Kılıçdaroğlu, “Basın İlan Kurumu’nun fiyat tarifeleri de siyasi iktidarın iki dudağı arasında, onun da değişmesi lazım. Basın İlan Kurumu’nun yerel medyaya pozitif ayrımcılık yapması lazım. Yerel medyanın bazen çalışanlarına ücret ödemekte zorluk çektiğini biliyoruz. Sendikalaşma. Medyada sendikalaşma zorunlu olmalı. Şunun için ifade ediyorum; medya çalışanı patronuna karşı da haberinin arkasında durma gücüne sahip olmalı. Ama ücret sendikacılığı değil. Gazeteci yakaladığı haberi özgürce yazabilmeli. Patron şu haberi yazma dediği zaman da ‘hayır haberi yazmalıyım’ diyebilmeli. RTÜK’ün yeniden yapılandırılması lazım. Siyasetçilerin sayısı çok, minimum yapılabilir. Medya kurumlarının temsilcilerini sayısı artırılmalı.  Objektif kurallara uygun reyting ölçüm sistemini gelmesi lazım. Bedava ilanlar var. Sağlık Bakanlığı, diğer kurumların. İlan veriyorsanız, bunun bedelinin de ödenmesi gerekiyor. Sosyal medya giderek gelişen bir alan. Bazen gerçekten de doğru olmayan binlerce haberin yer aldığı bir medya. Burada teyit mekanizmasının oluşması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“DEVLETİ SOYUYORLAR”

RTÜK ve BİK ile ilgili de konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Basın İlan Kurumu (BİK), aslında iyi niyetlerle kurulmuş. Yerel medya ve medyayı destekleyen, finans imkanı sağlayan kurum. Ama bugün güce, yani iktidarı sorguladığı için ben size ilan vermiyorum diyen infaz kurumuna dönüşmüş durumda. Başka bir konu RTÜK. Kuruluş amacının tümüyle dışına çıkmış durumda. Gücü denetleyen, iktidarı eleştiren televizyonlara nasıl ceza veririm arayışı içinde. Bu arayışa kilitlenirseniz medyanın özgürlüğünü mahvedersiniz. Bir anlamda sansür kurulu olmanın dışına çıkmak zorundadır. Sadece politikacılardan oluşan kurul, elbette ki tepeden gelen talimatların gereğini yapan kurula kısa sürede dönüşebilir. Bunun değişmesi lazım. GERÇEK TİRAJLAR ÜZERİNDEN BİK PARA VERSİN Medya patronuna baskı yapıyorsunuz, BİK aracılığıyla ilanları kesiyorsunuz, RTÜK aracılığıyla ceza kesiyorsunuz, bu yetmiyor. Bazen yargıyı da sopa olarak kullanıyorsunuz. Birincisi gazetecilerin gözaltına alınması ve tutuklanması. Oysa yasada tutuklamanın istisnai bir kurum olduğu ifade edilir. İkincisi doğru haberlere erişim hakkının yargı kararıyla engellenmesi. Bir başka sorun, sahte tirajlar. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde bunu ifade etmiştim. Bağımsız bir denetçi gönderin. Gerçek tirajlar üzerinden Basın İlan Kurum versin paraları. Sahte tirajlar üzerinden açıkça devlet soyuluyor” şeklinde konuştu.

YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM