Ramazan ayının gelmesi ile birlikte fitre ile ilgili ayrıntılar da bir kez daha araştırılıyor. Fitre nedir, kimlere verilir, kimler fitre vermekle yükümlüdür?

Peki fitre Ramazan'da mı verilir? Fitre ne kadar? Fitre ne zaman, kimlere verilir? Kimler fitre vermekle yükümlüdür?

Halk arasında fitre diye diye de bilinen fıtır sadakası (sadaka-i fıtır); insan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır.

Kişi, kendisinin ve küçük çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür.

Hz. Peygamber (s.a.s.), köle-hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir.

Bodrum Gazeteciler Cemiyeti Başkan Mandalinci'yi Ziyaret Etti Bodrum Gazeteciler Cemiyeti Başkan Mandalinci'yi Ziyaret Etti

Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır.

Zekat için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekatını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.
Hanefîler'e göre aşağıda sayılanlara fitre verilmez:
a) Anne, baba, büyük anne ve büyük babalara,
b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
c) Eşine,
d) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
e) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa (Merğinânî, el-Hidâye, 2/223-228).
f) Şâfiîlere ve İmam Ebû Yûsuf’a göre fitre, Müslüman olmayana da verilemez (Mâverdî, el-Hâvî, 3/387; 10/519; Merğinânî, el-Hidâye, 2/223).
Zikredilenlerin dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir (Zeylaî, Tebyîn, 1/301).

Kaynak: HABER MERKEZİ