Son dönemde art arda gelen toplu intihar haberleriyle sarsılan Türkiye’de; her ay 246, her gün 8 kişinin intihar ettiği ortaya çıktı. TÜİK verilerine göre son 17 yılda 4 bin 481 kişi geçim sıkıntısından dolayı hayatına son verdi. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, “İnsanlar hayat pahalılığı ile mücadele edemez hale geldi”

dedi

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da 4 kardeşin ve Antalya’da 4 kişilik ailenin ekonomik sıkıntılardan dolayı intihar etmesi endişeye neden olmuştu. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz endişe yaratırken, geçim sıkıntısından dolayı intihar edenlerin sayıları şaşkınlık yarattı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2002–2018 dönemini kapsayan 17 yılda 50 bin 378 kişi hayatına son verdi. Söz konusu dönemde, Türkiye’de her sene ortalama 2 bin 963, her ay 246, her gün 8 kişi intihar etti. Son 17 yılda intihar edenlerin 5 bin 318’i aile içi sorunlar, 4 bin 481’i geçiş sıkıntısı, 10 bin 887’i hastalık, bin 4’ü ticari başarısızlık, 2 bin 412’si aşk ve istediği ile evlenememe, 3 bin 896’sı diğer nedenlerle hayatına son verdi. 21 bin 256 kişinin ise neden intihar ettiği bilinmiyor. Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, “Ak Parti iktidarının ekonomi politikaları işsizliği büyütmekte açlığı ve yoksulluğu beslemektedir. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle bunalıma giren vatandaşlar ne yazık ki hayatlarına son vermektedir.  Son günlerde yaşanan toplu ölümlerde, intiharların ekonomik nedenlerinin ön plana çıktığı bilinmektedir. İstanbul Fatih’te 4 kardeşin yaşamlarına son vermelerinin ardından bir facianın da Antalya Konyaaltı’nda meydana gelmesi ile Gaziantep’te Saadet H.  öğretmenin intihar etmesi ülkemizin içine düştüğü ekonomik yıkıntının korkunçluğunu göstermektedir. İntihar olaylarının elbette tek bir nedeni yoktur ancak ülkemizde siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyolojik yapısındaki dönüşümün büyük etkisi vardır. Dört kardeşin dördünde de aynı ruhsal sorunlar, depresyon gibi vardı demek zor. Ancak dördünü de aynı ölçüde yakan yoksulluğu, maddi sıkıntıları, ödenemeyen kirası, kesilen elektriği ve birikip altından kalkılamaz hale gelen borçları görmek zor değildir. İntihar söz konusu olduğunda kestirmeden bir nedene bağlamak doğru olmasa da ekonomik sıkıntıların ailelerin ve bireylerin yaşamında derin travmalar oluşturduğu kesindir. İntiharların yoksulluk, geçim sıkıntısı, işsizlik, borç ve çalışma koşullarından kaynaklandığının farkındayız. Küçülen ekonomi, tarihi zirvelerine yükselmiş olan işsiz sayısı, yüksek seyreden enflasyon, bankacılık sisteminde yaşanan ödenemeyen krediler sorunu, iflaslar, konkordatolar gibi sorunların büyük bölümü toplumun temel sorunları olmaya başladı” diye konuştu.

YOKSULLUK ARTIYOR

Özellikle milyonlarca insan yaşam gereksinimlerini karşılamakta zorlanmaktadır diyen Başkan Balık, sözlerine şöyle devam etti:

“Yurttaşlarımız artık mutfağındaki temel besin maddelerini dahi karşılayamaz duruma getirilmiştir. Hayat pahalılığı yurttaşlarımızı açlık ve yoksullukla boğuşmasına neden olmaktadır. Tüm çalışanların maaşları sürekli enflasyon karşısında erimekte ve erime her geçen gün daha da artmaya devam etmektedir. Bugün açık bir şekilde görülmektedir ki ülkemiz işsiz, mutsuz, kaygılı ve gelecekten umutsuz insanlar ülkesi haline getirilmiştir.  Konfederasyonumuzun düzenli olarak yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de açlık sınırının Ekim ayında 2 bin 600 lirayı yoksulluk sınırının da 9 bin 600 lirayı aştığını ve bu durumun da yurttaşları çaresizliğe sürükleyen ekonomik koşulları göstermesi açısında önemli olduğunu düşünüyoruz. Enflasyon altında inim inim inleyen yurttaşların tek beklentisi insanca yaşam şartlarıdır. Toplumun tüm kesimlerini oluşturan işçi, memur, emekli, esnaf ve emeğiyle geçinenlerin ortak talebi enflasyonun düşürülmesidir. Hükümetin; işini kaybeden ve iş arayan insanlarımızdan, sefalet ücretine mahkûm edilen; asgari ücretli, emekli, dul ve yetimlerimizden yükselen feryadı duymaya, kaygı verici boyutlara ulaşan bu sorunu çözmek için acilen ciddi adımlar atmasını bekliyoruz. Ak Parti iktidarının ekonomi politikalarının çıkmazları yurttaşları intihara sürüklemektedir. Emekçilerin yaşamlarını sonlandırması çözüm değildir. Emekçilerin, iktidarın sömürü ve rant düzenine karşı sendikal ve örgütlü mücadeleyi büyüterek yaşam şartlarını düzelteceğini ilan ediyoruz. Emekçiler, grev, toplu sözleşme ve sendikal örgütlenme ve kendilerini korumak için mücadele yöntemlerini dikkate almalıdır. Yoksullaşmakta olan emekçilerin ekonomik ve istihdam soruna çözüm yaratılmalıdır. Yurttaşlar hayat pahalılığı ile mücadele etmekte zorlanmakta ve gelir dağılımındaki adaletsizlikler giderilmelidir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak intiharların, açlık-yoksulluk intiharları olduğuna dikkat çekiyoruz, emekçilerin yaşam hakkını elinden alan bir rant düzenine karşı tüm yurttaşları sendikal mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.” YAPRAK ÖZER / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER