Münir, 15 Ağustos 1925’te İstanbul Bakırköy’de bir paşa torunu olarak doğdu. İki kız çocuğundan sonra dünyaya gelmesiyle bir anda ailesinin göz bebeği oldu. Evin bütün kadınları Münir’in üzerine titriyordu. Paşalıktan gelen soyları öyle devam etmeliydi. Ailesi kararını vermişti, Münir tıpkı paşa dedesi gibi bir paşa olacaktı. Münir, çocukluğu boyunca mahçup, içine dönük bir karakter oldu. Bir paşanın özelliklerinden uzak görünüyordu. Ailesinin üzerinde kurduğu düşler belki de onu daha da içine döndürüyordu. Onun gözü paşalıktan fazlasındaydı. İşte bu zamanlarda Bakırköy’deki meşhur Miltiyadi Sineması onun sığınağı haline gelmişti. Münir, İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Ancak bu hiç kolay olmadı, çünkü gündüzleri sürekli okuldan kaçıyor, sinemaya gidip Amerikan ve Fransız filmleri izliyordu. Geceleri de aynı sahnede oyunlar izleyip alkış tutuyordu. İsmail Dübüllü’ye ise ayrı bir hayranlık duyuyordu. İşte bu hayranlık ona ışığı getirecekti. Üniversiteye gittiği yıllarda bir yandan da oyunculuk yapıyor olacaktı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi’nde Sanat Tarihi bölümüne gitti. Ancak tiyatro sevdası hep ağır bastı. Artık sinema ve tiyatro hayatında birlikte ilerliyordu. Oyunculuk onun gerçek olan düşleri gibiydi. Tiyatro kariyerinde Küçük Sahne’den sonra 1958’de tekrar İstanbul Şehir Tiyatroları’na, bir sene sonra da Ankara devlet Tiyatrosu’na geçti. Buralarda 2 yıl geçirdikten sonra 1960’ta İstanbul Aksaray’da Bulvar Tiyatrosu’nu kurdu. Arkadaşlarıyla beraber kurup çalıştığı bu topluluk 2 sene bir arada kaldı. 1963’te 4 yıl sürecek şekilde çeşitli topluluklarla turnelerdeydi. Sahnelerden uzak kaldığı zamanalar da oldu, ama tiyatro ve sinemanın bir dengesi vardı artık hayatında. Evet tek bir başlıkta ve çoğul bir anlatım kullanıyorum. Çünkü Münir Özkul, 4 kez evlendi. Filmlerde izlediğimiz o aile babası maalesef ki gerçek özel hayatında yoktu. Heyecanlı bir özel hayatı vardı. İlk eşi Şadan Hanım oldu, bu evlilikten bir kızı, bir de oğlu oldu. Daha sonra Suna Selen ile evlendi ve çiftin 1966’da Güner adını verdikleri bir kızı oldu. Suna ve Münir çifti toplamda 14 yıl birlikte yaşadılar ve 6 yılında evlilerdi. Güner’e hazırlıksız yakalanmış olmaları ve Münir Özku’un alkol problemi sebebiyle anneannesi doğduktan sadece 3 ay sonra torununu yanına aldı. Ölene kadar da bırakmadı. Anneannesi öldüğünde Güner 7 yaşındaydı ve anne babasının yanına taşındı. Ancak bu kez de Suna Selen, Güner Sümer’e aşık olmuştu ve çift ayrıldı. Güner babasıyla kaldı. Biyografisini yazalı aylar olmuş. İnsan bir gün bunun gerçekleşeceğini bilse de, ne bileyim işte, öyle kolay karşılanmıyor ölüm haberi. Bu yüzden “iyi ki” mottomun önüne taşımayacağım bu başlığı. Ardında saklı kalsın ve o, kalbimizdeki yerinde huzurla uyusun. Münir Özkul, tedavisini gördüğü hastalıklarına bugün yenik düştü. Yeşilçamdan bir yıldız daha sonsuzluğa doğru yol aldı. İçimizdeki tüm güzelliklere karşılık gelebilecek yüzü ile aramızdan ayrılan Mahmut Hocamız, yerinde rahat uyu! Toprağın bol, mekanın cennet olsun.