Domatesi tuta, biberi virüs, patates ve soğanı ekonominin vurması üzerine mutfağın harareti de yükseldi. Tüm bu olumsuzluklara Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, suçu sadece hastalık ve ekonomide bulmamak gerektiğini ileri sürdü
Son bir aydır ülke gündemini meşgul eden patates ve soğan başta olmak üzere sebzelere gelen zamlar hem üretici hem de tüketiciyi zor duruma soktu. Patates ve kuru soğandaki zamları, domates, limon ve biber gibi sofralarımızın vazgeçilmez sebzeleri takip etti. Bazı sebzelerdeki fiyatlar standart seviyeye düşmeye başlasa da pazarlardaki ürünler vatandaşın cebini yakmaya devam ediyor. Gelen zamların nedenleri hakkında konuşan Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, suçluyu çok yönlü değerlendirdi. Başkan Güngör, peş peşe gelen kuraklık ve sel felaketlerinin de üretimi olumsuz yönde etkilediğini belirterek, “Sebze fiyatlarındaki artışın en büyük nedeni doğal afetlerle gelen hastalıklar. Üründe verimi düşürdü. 2017 yılında bazı yerlerde kuraklık oldu. Sonrasında 2018 yılının hasat dönemlerine yakın zamanlarında fazla yağışlar aldık. Yağışların fazla olması demek, bitki hastalıklarının ortaya çıkması demektir. Bunlar hem verimi hem de kaliteyi düşüren nedenler” ifadelerini kullandı.
ÜRETİCİNİN BAŞI DERTTE
Üreticinin girdi maliyetleriyle başa çıkamayarak çaresiz kaldığını bundan dolayı ekim alanlarını daralttığını vurgulayan Başkan Güngör, “ Geçen yıl patates üretimimiz yaklaşık 4 milyon 800 bin tondu. Ekim alanımız ise yaklaşık 1 milyon 428 bin dekar. Fakat 2018 yılında üreticiler birçok üründe ekim alanlarını daraltmak zorunda kaldı. Patatesin ekim alanı 1 milyon 400 bin dekar alana düştü. Arada 28 bin dekar fark var. Onun dışında domatesi tuta vurdu. Üretici bununla mücadele etmezse domatesten verim alamaz. Dolayısıyla da tarım ilacına ihtiyacı var. Türkiye’de bugün yaklaşık 500 tane hastalıklı zararlı ve yabancı ot var. Yaklaşık 270 tanesi zararlı, 180 tanesi ise hastalıklı. Temiz domates, salatalık ve biber yemek istiyorsak mücadele etmek şart. Doğal denge bozuldu. Faydalılar azaldı, zararlılar ve hastalıklılar arttı. Tüm bunların nedeni de üreticinin girdi maliyetleri yüzünden para kazanamaması. Çünkü altından kalkamıyor. Tarım ilaçları Dolar ve Euro’ya bağlı olarak yüzde 30 zamlandı. Gübre, tohum, mazot ve enerji zamlandı. Üretim yapmak için bu girdi maliyetleri çok önemli. Üretici bir taraftan girdi maliyetleriyle uğraşıyor diğer taraftan tabiatla uğraşıyor. Bu girdi maliyetleri ve döviz kurlarıyla başa çıkılması artık imkansız hale geldi” diye konuştu.
“TÜRKİYE’Yİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR”
Türkiye’nin samandan, fasulyeye, nohuttan, mercimek ve pamuğa kadar ithalatçı konumuna düştüğünü dile getiren Ziraat Mühendisler Odası Genel Başkanı Özden Güngör, yeni planlanmaların yapılarak üreticinin kalkınmasına teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Başkan Güngör, “Her ürünü ithal eder hale geldik. Son 16 yılda dışarıya 185 milyar dolar para harcadık. Kendine yeten ülkelerden olmak bir yana tamamen ithalatçı konumundayız. Bundan sonra Türkiye’yi zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Böyle gitmeye devam ederse üretimde yok olmaya mahkumuz. Üretici, tüketici konumuna geldi. Artık üretmiyor. Her şeyini dışardan alıyor. Bunun önüne biran önce geçmemiz lazım. Yoksa önümüzdeki yıllarda tüketici sebze pazarına gittiğinde eskisi gibi kiloyla ürün alamayacak. Tane ile almak zorunda kalacak. Bunların iyi politikalarla düzenlenmesi lazım. İktidarın üretime önem vermesi gerek. Alttan yetişmiş kişilere ihtiyaç var. Başta tarımı, üretimi bilmeyenler olunca sermayeye sürekli peşkeş çekiliyor. Bu arada da ithalatın kapıları durmadan açılıyor. Artık biran önce tarımsal üretim planlamasının düzeltilmesi gerek. Tarımda sürdürülebilir kalkınmanın temeli ancak tarımsal arazilerin doğru ve verimli bir şekilde planlanması ile olur” dedi. FATMA ARSLAN / ANTALYA GÜNDEM ÖZEL HABER