Güllük Dağı zirvesinde, sarp kayalıkların üstüne konumlanan Termessos Antik Kenti günümüzden çok uzak bir tarihe ışık tutar. Şimdilerde sessiz sakin ve yıpranmış yapıtlardan oluşan bu antik kent asırlar önce bir yaşam merkeziydi. Zeytin ağaçlarının ve sanatın merkezi olan bu antik kent yemyeşil ormanların arasına gizlenmiş ve aşılmaz surlarla çevrelenmişti. Öyle ki dünyadaki büyük imparatorluklara kafa tutan ve büyük imparatorlukları kuşatan Büyük İskender bu şehri fethetmeyi başaramadı.
DÖŞEMEALTI TERMESSOS ANTİK KENTİN HİKAYESİ
Termessos Antik Kentinin, Anadolunun yerli halklarından biri olan Luvilerin soyundan gelen Solymler’in kurduğuna inanılır. Daha sonrasından pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Termessos Antik Kenti, Antalya Döşemealtı sınırları içerisinde yer alan asırlık miraslardan biridir. Dağın zirvesine konumlanmış bu antik kentin kalıntılarını günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Antalya’dan Korkuteli’ne gidilen karayolunun24.’üncü kilometresinde bulunan Termessos Antik Kenti dağın eteklerinden zirvesine çıkıldıkça ziyaretçilerini antik kalıntılarla karşılar. Antik Kent’e ulaşırken antik tapınaklar ve şehrin salon, oda, cadde gibi yaşam alanları yer alır.
Geçen yüzyıllara meydan okuyarak ayakta kalan antik kent milli park olarak ziyaretçilerini ağırlamakta ve tarihi bir yolculuğa çıkarmaktadır.
Yemyeşil çam ormanlarının arasından kalan bu antik kent yüzyıllarca Termessoslulara ev sahipliği yapmıştır.
UZAK BİR GEÇMİŞE IŞIK TUTUYOR
Antik kentte en dikkat çeken yapı kent alanı, şehir merkezi anlamına gelen Agoradır. Bir zamanlar insanların buluşma noktası olan Agorayı, tiyatro alanı takip eder. Antik dönemlerin izlerini taşıyan mimarisi ile dimdik ayakta duran antik tiyatro köklü bir tarihi yaşatmaktadır.
Tiyatronun ilerleyen kısmında meclis binası ve ‘Kurucunun Evi’ olarak adlandırılan ve eşsiz Roma mimarisi ile inşa edilmiş bir ev yer alır.
Antik kentte yer alan tapınaklar ve çok sayıda mezarlıklar bölgenin kutsallığına işaret eder. Önemli bir tarihe ışık tutan Termessos Antik Kenti, her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilir.
Antalya kıyılarından uzakta olan bu antik kent kendine özgü coğrafyası ve bitki örtüsü ile binlerce yıl boyunca uygarlıklara ev sahipliği yaptı.
Unesco Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Termessos Antik Kent, kendine özgü yapısı ve atmosferi ile ziyaretçilerine asırlar önceki yaşamı yakından görme fırsatı sunuyor.
BÜYÜK İSKENDER AYLARCA UĞRAŞTI ANCAK KENTİ ALAMADI
Termessos Antik Kenti binlerce yıl öncesine ışık tutan tarihi eserlerinin yanı sıra tarihin en büyük komutanlarından olan Makedonya Kralı Büyük İskender’in hikayesine de konu olmuştur.
Bu antik kente yönelik kaynaklarda bir zamanlar dünyanın birçok bölgesini kuşatıp fetheden ve tarihin en büyük komutanı unvanını alan Büyük İskender’in Termessos’u kuşatma hikayesi yer alır. Buna göre dünyadaki büyük imparatorluklara kafa tutarak Asya’nın neredeyse tümünü fetheden Makedonya Kralı Büyük İskender Termessos’u kuşatmak için ordularını harekete geçirdi.
Termessoslular o dönemlerde bölgenin verimli topraklarında yararlanmış özellikle de zeytin ve zeytin yağına yönelik zengin bir kaynağa sahiptiler. Güllük dağının zirvesinde, yüksek surları ile adeta aşılmaz olan bu antik kenti kuşatan Büyük İskender aylarca uğraşmasına rağmen bu sarp kayalıklarla çevrelenmiş bölgeyi fethetmeyi başaramadı. Hatta o dönemlerde Büyük İskender’in kesin olmamakla birlikte Termessos’u alamadığı için öfkelenerek binlerce zeytin ağacına zarar verdiği rivayet ediliyor.
Büyük İskender’in fethedemediği Termessos antik kenti kuruluşunun üstünden yüzyıllar geçmesine rağmen, tüm hava şartlarına, doğa olaylarına ve insan tahribatına karşın ayakta kalmayı başardı.
