Gaziantep’te tam 13 yıl önce 17 Nisan’da görevi başında henüz 28 yaşında, genç bir idealist olan Dr. Ersin Arslan, hastanın yakını tarafından görevi başında kırılmalı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Dr. Arslan Türk hekimliği adına sadık bir nefer olarak, sadece bir insan değil, bir toplumsal sağlık için yaşarken, sağlıkta yaşanan şiddetin kurbanı olmuştu. Aradan 13 yıl geçmesine rağmen unutulmayan Dr. Ersin Arslan, Antalya’da sağlık örgütleri tarafından anıldı. Sağlıkta yaşanan şiddettin kurbanı sadece Dr. Ersin Arsalan değildi. Dr. Kamil Furtun, 2015'te hastanede vurularak öldürüldü.
Dr. Aynur Dağdemir yine 2015'te hastanede bıçaklanarak öldürüldü. Dr. Fikret Hacıosman, 2018'de bir hasta tarafından makamında vurularak öldürüldü. Dr. Ekrem Karakaya, 2022'de bir hasta yakını tarafından görevinin başında vurularak şehit edildi. Dr. Melek Bağce 2023’te Aile Sağlığı Merkezi'nde boşanmaya çabalayan eşi tarafından bıçaklanarak şehit edilmişti. Antalya Tabip Odası, Genel Sağlık İş Antalya Şubesi, Antalya Aile Hekimleri Derneği, Antalya Koza Odası, Hekim Birliği Antalya Şubesi ve Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası Antalya Şubesi, ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Ortan basın açıklamasını sağlık örgütleri adın Antalya Tabipler Odası Başkanı Dr. Hüseyin Can Ertürk okudu.
HEKİME VERİLEN DEĞER VE SAYGI KAYBOLDU
Popülist politikaların sonucu olarak, sağlık sistemi bir “müşteri-hizmet” ilişkisine indirgediğini söyleyen Dr. Ertürk, “Hekim emeğinin değersizleştirilmesi, bir terapi eli “tüketici” anlayışı ile bulunduğu yerde; Sağlık Bakanlığının performans süreçleri kurularak mesleğimiz değersizleştirilmiştir. Sonuç olarak sağlıkta şiddet artışları görüldü” diye konuştu.
“30-40 yıl öncesine kadar insanlarımız, muayeneye uygun olacak doktor bulmakta zorlanırken, bugün geldiğimiz noktada o dönemlerdeki hekime verilen değer ve saygı kaybolmuştur” diyen Dr. Ertürk, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Kolay ulaşılabilir hale gelen hekimin değeri, siyasetin de teşvikiyle maalesef “doktor döverim, af diliyorum” saygısız bir topluma evirilmiştir. Üzülüyoruz, kabullenmiyoruz. Bizler bu gerçeği, Hekim Yemini ile göreve başlarken yaşamaksak, insanlığın iyiliğine adayacaksak, hastamızın sağlığının değerini ve yıllık her zaman ömrünün uzaması “Söz kazanmaya başlıyoruz” ilkesi hekimliğimizin özüdür. Bunun için mesleğimi icra etmeye, Hekimlik öncesi “Primum Nihil Nocere- Önce Zarar Verme” ilkesine dayanıyor. Ancak bugün “Önce Zarar Görme” durumunda bulunuyoruz.”
SAĞLIKTA ŞİDDET ARTIYOR
Doktora yönelik şiddet, yalnızca o kişiye değil, Türk Milletine yönelik bir tehdit olduğunu vurgulayan Dr. Ertürk, sağlık sisteminin temel direği olan hekimler olmazsa, sağlıklı bir toplum da olamayacağını dile getirdi.
“Türk milletine ve desteğine bir kez daha sesleniyoruz” diye Dr. Ertürk, “Bu vahim tabloya karşı sorumluluğundadır. Sağlık çalışanlarını korumak, bir görev, anayasal bir yükümlülüktür. Biz Türk hekimleri, eğitim eksikliğinin yanında düşüncelerinin haklarının uygulanması, şikayet hakkı adı altında hedef gösterilmelerinden de kaynaklanmaktayız. Bugünden sonra kaybettiklerimizi anlamayacak, bu gidişe sırasında değişim için mücadelemizi sürdüreceğiz. Devleti yönetenlere çağrımız net. Gereğini yapınız! Bizim görevimizi yaşatmak; Sizlerin ki ise yaşatmak için gereken şartların sağlanmasını istiyoruz” dedi.
Sağlıkta şiddet, Türk Ceza Kanunu'nda “görevinin başındaki sağlık durumuna yapılan saldırı” adıyla ayrı bir başlık altında düzenlenmesi gerektiğini belirten Dr. Ertürk, saldırganlara ertelenemez, paraya çevrilemez, caydırıcı hapis cezaları ve maddi olarak SGK hakkından yararlanmama gibi yaptırımlar uygulanması gerektiğini ifade etti.
Beyaz kod başvuruları sonrasında süreçlerin hızlandırılması, mağdur sağlık çalışanlarına anlık hukuki destek sağlanması gerektiğini hatırlatan Dr. Ertürk, konuşmasında “Geleneksel güvenlik önlemleri kaldırılmalıdır. Acil servisler başta olmak üzere, sağlık işletmelerinin bölgelerinde profesyonel güvenlik görevlileri bulundurulmalıdır. X-ray cihazları, kamera sistemleri, güvenli alanlar gibi önlemler zorunlu hale getirilmelidir. Riskli alanlarda görevli personel panik butonları ve acil çağrı sistemlerinin tamamlanması” sözlerine yer verdi.
DOKTORLAR DARP EDİLİYOR
Sağlık sisteminin yeniden yapılandırması gerektiğini savunan Dr. Ertürk, “Sağlıkta müşteri memnuniyeti anlayışının yokluğu, bilimsel doğruluk ve güvenli çalışmanın esas alınması. Hekimlerin performans üzerindeki baskısı, randevu yükü ve hukuki riskler azaltılmalıdır. Hasta-hekim ilişkisinin güven ve saygıya dayalı bir zeminde gelişmeler için sistem yenilenmelidir. Tüm hekimleri ortak sayıda da birleştirebilecek bir yapı olarak, Tabip Odalarına kaydolmak için tüm hekimler için zorunlu hale getirilmelidir. Çünkü sivil toplumların gücü üyelerinden oluşmaktadır” dedi.
“Hastanelerimize şifa vermek için çalışmalarımızı ortamların şiddetten arındırılmasını talep ediyoruz” diyen Dr. Ertürk, “Daha geçen hafta Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Servis'inde bir meslektaşımız darp edildi. Yaptığımız basın açıklamalarını dikkate almamaktadır. Daha fazla tanık sağlıkta şiddet içeren kanıksanmış, olağan haber haline geldi. Bizler sağlıkta şiddete ilişkin ceza ve yaptırımları sağlanana kadar ses çıkana ve mücadele etmeye devam ediyor. Sağlıkta şiddet münferit değil, sistematiktir. Türk hekimi yalnız değildir. Bilimi rehber edinen, vatanına sevdalı hekimler olarak susmayacağız. Dr. Ersin Arslan'ın, Dr. Ekrem Karya’nın, Dr. Aynur Dağdemir ‘in, Dr. Kamil Furtun ‘un, Dr. Fikret Hacıosman'ın, Dr. Melek Bağce’nin ve adını sayamadığımız tüm meslektaşlarımızın hatırası önünde tekrar saygıyla eğiliyoruz. Unutmadık, unutturmayacağız. Söz veriyoruz; Bir hekim daha ölmesin, bir hekim daha şiddete uğrasın diye mücadeleyi sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.
