Antalya’dan sır gibi saklanan proje ile ilgili Antalya Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı ve İYİ Parti eski Milletvekili Hasan Subaşı, açıklamada bulundu. Beştepe ve Marmaris Okluk Koyundaki Cumhurbaşkanlığı saraylarını inşa eden Rönesans Holding'in Antalya Konyaaltı'da arkeolojik kalıntılar çıkan arazide yapmak istediği yeni AVM projesinin tanıtım görselleri, arazinin çevresine asılmaya başlanması tepkilere neden oldu. yaşananlar ile ilgili konuşan Başkan Subaşı, “O Antalya’nın en kıymetli Büyükşehir’in de en değerli arsası.
Çok iyi değerlendirilmesi gereken bir yer. Ama ben bunları siz dile getirdiniz ilk defa Yusuf Yavuz bununla ilgili bir program yapmış. Ben daha önceden de duymuştum çünkü çok değer verdiğim 4-5 arsa vardı büyükşehrin arsaları. Onlara ihtimam gösterildik. Ama o arsaların hemen hemen hepsinin büyükşehirden çıktığını biliyorum. Bizim dönemimizde en azından ne yapacaksak uzun boylu tartışılır, halka bilgi verilir, gelişmelerden basına detaylı bir açıklama yapılır, tartışma ortamı sağlanırdı” diye konuştu.
270 MİLYON GELİR KAZANDI
‘Halkı mutlaka bu tür şeylere dahil etmek, halkı içine çekmek tartışmak gerekir’ diyen Başkan Subaşı, şu sözlere yer verdi:
“O hem belediye başkanlarını korur hem de Antalya’nın hakkını korur. Şeffaflıktan çekinmemek lazım ben öncelikle onu eleştirdim. Şeffaf olunması gerekir. Ha şeffaf olduğunuzda belki çok eleştirilirsiniz, davalar açılabilir ama bundan çekinmemeniz gerekir. Bizim zamanımızda mesela Migros AVM için yapımına girişildiğince bunla ilgili açıklama yaptık, verildikten sonra açıklama yaptık. Bunları gizlememek lazım hatta esnaf odaları başkanı o AVM’lere yol verilmese iyi olur şeklinde beni ziyarete geldiklerinde ben de o zaman ben700 dönümlük bir parkı düzenliyorum, aynı zamanda hazineye ücret ödüyoruz ve festivaller yapıyoruz, kültür merkezleri yaptık. Bunlar için en azından parkın bakımı için bütçemiz yeterli değildi ve böyle bir gelire ihtiyacımız vardı dedik ve bugün zaten belediyecilerden duyduğuma göre 270 milyona kiralanmış.
O ZAMAN SÖZ VERMİŞTİK
İlk verdiğimiz dönemde de 3 milyon dolardı. Şimdi büyükşehre geçti orası. O zaman esnaf birlikleri başkanına şunu söylemiştim ben bu geliri büyükşehre kazandırmak zorundayım ama size şu sözü verebilirim; bu Migros’un yapıldığı Antalya spor kavşağı, cırnık köprüsü, havaalanına giderken demokrasi kavşağı ve o zaman yeni yaptırmış olduğumuz otogar alanı bu üçgenin içerisinde AVM yaptırmayacağıma söz vermiştim. Onlar da çok memnun olmuşlardı.
Belki ben yeterince duymamış olabilirim ama basında da geçmediğine göre bu tür değerli alanların, yatırımların yatırımcıya verilirken çok iyi tartışılması gerekir, duyurulması gerekir. Halkın bu konuda iradesinin ortaya konulması gerekir. İtiraz edenler olur, destek vermeyenler olur ama bu konuda en azından belediyeyi korur.
BUNDAN KAÇIŞ YOK
Eleştiri alırdık eleştiriler doğaldır. Eleştiri alınır bundan kaçına lüksü yoktur. Belki eleştirilerden kaçınıyor olabilir, dava açılmasından çekiniyor olabilir. Ama bu kaçınmanın kimseye faydası yok. İşte Rönesans kimsenin haberi olmamış ama geçenlerde bir gazeteci yazmış. Siz de yazdınız ben de müdahil oldum. Şimdi de soruyorsunuz ne oldu ne bitti diye. Ben de bildiğim kadarıyla onu anlatmaya çalışıyorum. Bu arsalar bizim çok kıymet verdiğimiz arsalardı. Bu şekilde heder edilmesi bizi çok üzdü.
UZUN VADELİ DÜŞÜK FAİZ
Bunlar hep Antalya’nın geleceği için gördüğüm arsalardı. Birtakım borçlar alıyorduk. Kanalizasyonu yaparken, ASAT’ı kurarken birtakım dünya bankasından, Avrupa Yatırım Bankası’ndan birtakım krediler almıştık. O zaman benim en büyük güvencem o arsalardı ki o aldığımız krediler de zaten ödemesi kolay yüksek kredilerdi, uzun vadeli faizi düşük. Zaten o kendi yatırımları onları ödemeye başlamıştı ama ben yine de onları Antalya’nın geleceği için bir güvence olarak görüyordum.”
