Antalya’nın pek çok doğal alanı ranta kurban edilmeye devam ediliyor. Korkuteli ilçesine bağlı Küçükköy yaylasında Powergy Enerji Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan Alya-I Ges Elektrik Depolama Tesisi (100 Mwe / 100 MWh) Güneş Enerji Santrali (135 Mwm / 100 Mwe) (153,46 ha) projesine Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna olumlu kararı verilmesi bölge halkını isyan ettirdi. Ancak bölge halkı projenin mera alanına yapılmasına karşı tepki gösterdi. Küçükköy Mahalle Muhtarı Eyüp Çetmi, söz konusu projenin mera alanına yapılamasının sakıncalı olduğunu ve hayvancılık için tehdit oluşturduğunu dile getirdi. Projenin hayvancılık için hayat, önem taşıyan mera alanlarını tehdit ettiğini ifade eden Muhtar Çetmi bölgede 5 firmanın ÇED talebi olduğunu vurguladı. Muhtar Çetmi, “Topraklarımızı kimseye peşkeş çekmeyiz. 1 santimetre bile toprak vermem, kellemi veririm ama toprağımı vermem” dedi.
BÖLGE HALKI GES’E İTİRAZ ETTİ
“ÇED raporu hazırlanıyor ve valiliğe müracaat ediliyor. Ancak, diğer kurumların vermiş olduğu görüş bizi bağlamıyor çünkü biz Tarım Bakanlığı’na bağlıyız” diyen Muhtar Çetmi, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Milli Emlak'ın görüşü, ya da diğer kurumların görüşleri, bizimle alakalı değil. Bu kararlar mera ile ilgili olduğu için Tarım Bakanlığı’nın yetki alanında. Ayrıca, bu mesele henüz bir komisyona taşınmamış ve komisyondan onay almış bir durum değil. ÇED raporu almak, yapılan işin kesinleşeceği anlamına gelmez. Bu konuda kimse gelip bizimle toplantı yapmadı ama ben imzalar topladım. Şubat ayında iki ÇED raporu alıp Kaymakamlığa götürdüm ve askı sürecinde çevre, şehircilik ve iklim değişikliği müdürlüğüne itiraz dilekçeleri sundum.”
5 FARKLI FİRMANIN ÇED RAPORU TALEBİ
Bölgede 5 farklı firmanın ÇED raporu talebi olduğunu ifade eden Muhtar Çetmi, “Bu talepler, toplamda 7-8 bin dönümlük bir alanı kapsıyor. Bakanlık, ihaleden önce "git, yerel halkın fikrini al" diyor. Halkın, muhtarın onay vermesi durumunda bile nihai karar yine Tarım ve Orman Bakanlığı’na kalıyor. Bakanlık ise genelde olumsuz yanıt veriyor çünkü burası mera. Mera, yaylak ve otlaklar aynı statüye sahiptir. Kanunlar çok nettir; burada bir vatandaş küçük bir yapı kursa bile yıkarlar ve ceza keserler” diye konuştu.
“ŞİRKETLER ARSIZCA BURALARI KULLANMAK İSTİYOR”
Bölgede 44 bin dönüm alanın tamamının mera konumunda olduğunu vurgulayan Muhtar Çetmi, “Bölge Tarım Bakanlığı’nın desteğiyle mera olarak tescillenmiş, ot ekimi yapılmış ve hayvancılık için barınaklar inşa edilmiştir. 2015 yılında tapusu tescillendi. Buna rağmen, bazı şirketler arsızca buraları kullanmak istiyor. Ancak, birine taviz verirsek diğerleri de aynı hakkı talep eder ve bu durum kontrol edilemez bir hale gelir” dedi.
“Hayvanlarımızın 20 gün içinde meraya çıkıp Kasım sonuna kadar otlaması gerekiyor” diyen Muhtar Çetmi, “Otlaklarımız ihtiyacımıza yetmiyor. Hayvancılık için böylesine kıymetli bir alanı, birkaç şirketin rahatlığı için neden feda edelim? Herhangi bir halk toplantısında evet denilse bile, bakanlık hayır diyebilir çünkü burası mera alanıdır ve korunması gerekiyor. Şu anda valilik ya da bakanlık tarafından verilmiş bir onay yok. Yer zaten benim yetki alanımda. Bu nedenle, ortada dava açmayı gerektirecek bir durum da yok” diye konuştu.
“KELLEMİ VERİRİM AMA TOPRAĞIMI VERMEM”
“Buranın 700 yıllık bir köy olduğunu, atalarımızdan kalan yaylaları korumaya kararlı olduğumuzu herkesin bilmesi gerekiyor” diyen Küçükköy Mahalle Muhtarı Eyüp Çetmi konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Biz, buranın 8 yıldır tapulu sahipleriyiz ve topraklarımızı kimseye peşkeş çekmeyiz. 1 santimetre bile toprak vermem, kellemi veririm ama toprağımı vermem! Son olarak, devletin pek çok çalılık ve kullanılmayan arazisi var. Madem bu şirketler bir yer arıyor, gitsinler oraları kiralasınlar. Ancak bizim hayvanlarımızın otlayacak alanı olan bu meraları terk etmelerini istiyoruz.