Birleşik Emekliler Sendikası Antalya Şubesi Başkanı Hilmi Kancı, emeklilerin Antalya’da sosyo-ekonomik hayatına ait tespit ve önerileri bir rapor halinde açıkladı. 2024 yılının “Emekliler Yılı” olarak ilan edilmesine rağmen hayal kırıklığı ile geride kaldığını belirten Ahmet Hilmi Kancı, hakkettikleri ekonomik koşullara 2024’te ulaşamayan emeklilerin 2025’te de yaşamaya devam ettiklerini söyledi. 2025 yılında asgari ücretin 22 bin 104 TL, en düşük emekli maaşının da 14 bin 469 TL olduğunu belirten Kancı, emeklilerin çalışanların çok gerisinde sefalet ücretine devam ettiğini söyledi.
KAYBEDEN EMEKLİLER OLDU
Mart 2025 sonu itibariyle 4 kişilik ailenin açlık sınırının 25 bin 720 TL, yoksulluk sınırının ise 78 bin 230 TL’ye ulaştığını belirten Kancı, “Nisan 2025’te ise açlık sınırı 34 bin 200, yoksulluk sınırı da 83 bin 434 TL olarak açıklandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan operasyon sonrası döviz bir günde yüzde 11 arttı. BU miktar 2025’te emekli maaşlarına yapılan artış oranına denktir. Türkiye’nin dış borcu da bir anda 662,5 Milyar TL arttı. Bu süreçte kaybeden ülkemiz ve emeklilerimiz ikin kazanan kimler” diye sordu. Sabit ücretle çalışanlar, çiftçi, küçük esnaf ve emeklileri mağduriyet yaşamaya devam ederken, ülkemizin ileriye dönük yılları için borç ipoteği artarak devam edecek, yoksulluğumuz da süreklilik kazanmış olacaktır” diye konuştu.
İLK FEDA EDİLEN EMEKLİLER OLDU
“Bu istikrarsız ekonomik hayatın, ilk ezileni ve feda edileni emekliler olmaktadır” diyen Kancı, “Emekliler 2025’den de umudu kestiler. Siyasiler günlük hayatta emeklilerin adını çokça geçirmekte olmalarına rağmen, gerçekte emekli sorunlarına kulaklarını tıkamış haldedirler. İktidar cephesi, muhtemelen zamanında veya erken yapılacak bir seçimden önce emekli oylarını kendilerine kanalize edebileceği düşüncesindedir. Bu nedenle sorunlar çözümsüz, ilgi de yetersizdir. Tencerelerde yemekten çok, dert kaynadığını topluma bir kez daha haykırıyoruz. İki yıllık sabır, emeklilerin durumlarını iyileştirme beklentisinde boşa geçen kayıp zaman olmuştur. Daha da vahimi, somut adımlar atmak isteyecek iktidarların, ileriki yıllardaki hareket alanı da iyice daralmış olacaktır” ifadelerini kullandı.
EMEKLİ KAHVELERİ VE TOPLU TAŞIMA
Türkiye’nin genel sosyo-ekonomik tablosu içinde, Antalya’daki emeklilerin durumunun bazı bölge ve şehirlere göre kısmen daha avantajlı olduğunu belirten Kancı, “Evi olmayan emeklilerimiz, iç kesimlerde ve kırsalda ikamet etmek zorunda kaldı. Öncelikli talebimiz, emeklilerimizin insanca geçim şartları için, yeterli bir gelir düzeyine kavuşması acil durumdur. Belediyelerin, merkezi yönetimin enflasyona ezdirdiği emeklilerin durumlarına bir nebze de olsa destek sağlayan uygulamaları ön plana çıktı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve merkez ilçe belediyelerin açtığı emekli kahveleri günümüzde günlük hayatın gerçeği olmuştur. Emeklilerin kağıt üzerinde kalan durumlarını iyileştirici uygulamalardan, bugün Emekli Kahveleri ve Toplu Taşıma güncel olanlardır. Antalya’nın çok göç alan bir şehir olması, emekli kahvelerinin doluluk oranlarını arttırmıştır” ifadelerini kullandı.
EMEKLİLERE DEĞER VERİLMELİ
Toplumun emek verenleri olan emeklilerin, hak ettikleri maaş ve ücretleri alabilmeleri gerektiğini belirten Ahmet Hilmi Kancı, sözlerini şöyle tamamladı: “Emekliler, enflasyona ezdirilmiş olmanın çaresizliği içinde uzun süre tutulmamalı, indirimli ücretlerle toplumun değer verilen fertleri olarak yaşamanın onuruna kavuşturulmalıdırlar.”