Antalya Körfezi, kontrolü kontrolsüz yapılan derin drenajlarla her geçen gün kirlenmeye devam ediyor. Körfez’deki kirlilik her geçen gün artarken konuya ilişkin Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi eski Başkanı ve Arüv Peyzaj ve Artutaş Yönetim Kurulu Başkanı Cem Arüv, kendi YouTube kanalında çektiği video ile dikkat çeken açıklamada bulundu. Arüv kendi videosunda Antalya Körfezi’nin atıksu drenajlarıyla ciddi bir şekilde kirlendiğini vurguladı.
Arüv, konuşmasının başında, “Deniz olmayan bir yerde yaşamak benim için çok güç. Bu sebeple, Antalya'da bulunduğumuz dönemlerde özellikle hafta sonları deniz gezintileri yapıyoruz. Tekneyle açılarak Antalya'nın sahillerini dolaşıyoruz. Geçen hafta dolaşırken karşılaştığımız bir durumu açıklamak için bu videoyu çektim. Normal şartlar altında, denize ulaşacak atık su kaynakları bellidir: yağmur suyu drenajları, dere yatakları veya atık su tesislerinden yapılan deşarjlar. Alıcı ortam olarak kullanılıp deşarj yapılır” ifadelerine yer verdi.
“KONTROLSÜZ BİR DEŞARJ YAPILMA İHTİMALİ VAR”
Ancak, Arüv, konuşmasında, bu sefer eski mezbahanın bulunduğu bölgede, hidroelektrik santralin olduğu noktada Arık Caddesi'nden gelen bir su kaynağıyla karşılaştıklarını ifade ederek şu sözleri kullandı:
“Bu su, normalde yağmur suyu ile gelen süprüntüler taşıyor. Ancak bunun yanında bol miktarda atık su getirdiğini ve bu atık suyun sanayi kaynaklı olabileceğini düşünüyorum. Bu kanal içerisinde kontrolsüz bir deşarj yapılma ihtimali var.”
“AKAN SULARIN İNCELENMESİ GEREKİYOR”
“Düden Çayı'nın döküldüğü yere yaklaştığımızda denizde bir problem görünmüyor, su pırıl pırıl. Ancak 50 metre ilerledikten sonra denizdeki suyun karakteri tamamen atık su karakterine dönüyor” diyen Arüv, “Çok ilginç bir durum var; bir deşarj söz konusu. Büyük ihtimalle Düden Çayı'na kontrolsüz bir deşarj yapılıyor. Bu deşarj sanayi, tarım veya evsel kaynaklı olabilir. Düden Çayı'ndan gelen kirlilik, Arık Caddesi'nden bağlanan ve drenaj hattından gelen sular gibi ince akan suların da kalitesinin incelenmesi gerekiyor” sözlerine yer verdi.
“CİDDİ BİR KİRLİLİK VAR”
“Denizde yaratılan kirlilik inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda” diye ifade eden Arüv, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Bu, bir teknenin filtresiz şekilde atık bırakmasıyla oluşmuş bir kirlilik değil. İnsanların uzaktan gördüğü sarı lekeler tamamen atık su. Geçmişte bu lekeler "çam tohumu" veya "çam pürü" diye açıklanırdı, ancak artık bu şekilde değerlendirilemiyor. Resmen atık su var, ciddi bir kirlilik var.”
Antalya kıyılarıyla görevli kamu kurumları belediye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Koruma Varlık Genel Müdürlüğü deniz kirliliğini önlemek adına gerekli tedbirleri almak zorunda olduklarını hatırlatan Arüv, “Hurma'nın deşarjı ve Sarısu hattı üzerinden geçen atık su tesisinden verilen suyun kontrol edilmesi gerekiyor. Eğer ileri arıtma tesisleri kurularak bu suyun deşarj edilmesi gerekiyorsa, bu tesislerin bir an önce yapılması gerekiyor. Denizdeki kirlilik artık kendi kendine tolere edilebilecek seviyeyi aşmış durumda” diye konuştu.
İHMAL EDİLECEK SEVİYE ÇOKTAN AŞILDI
Konuşmasında, “Antalya'nın 50 yıllık geçmişini çok iyi hatırlayan, bu denizi aktif bir şekilde kullanan biri olarak korkunç bir deşarj olduğunu gözlemliyorum” diye ifade eden Arüv, denizdeki kirliliğin ihmal edilecek seviyeyi çoktan geçtiğini söyleyerek, “Düden Çayı'ndan ve Arık Caddesi'nden gelen kirlilik, caddelerin ve pek çok yerin drenajlarından kaynaklanıyor. Bu drenajlar atık su karışımları içeriyor. Yosunlaşma ve yeşermeden bunu net şekilde görebiliyoruz. Denizin içindeki kirlilik ihmal edilebilir seviyelerin çok ötesine geçmiş durumda” diye konuştu.
“ANTALYA'NIN BEKASI DENİZLERİNE BAĞLIDIR”
“Antalya kamuoyu, belediyeler, sahil güvenlik komutanlığı ve valilik bu durumu bilmeli” diyen Arüv, konuşmasını, “Denizler Antalya'nın turizm geleceği ve şehir yaşantısı açısından son derece önemli. Denize çıktığınızda falezleri gözlemleyin. Antalya'nın bekası denizlerine bağlıdır” sözlerine yer vererek sonlandırdı.
