Antalya tropikal meyve üretime Türkiye’nin sayılı illerinden biri olarak biliniyor. Tropikal meyvelerinin üretim alanının belli bölgelerde olması, üreticileri de zorluyor. Tarım sektöründe yaşanan krizler tropikal meyve üreticilerini ve diğer tarım üreticilerini de etkiliyor.

ÖĞRETMENLİKTEN EJDER MEYVESİ ÜRETİCİLİĞİNE

Antalya’da ejder meyvesi üreticisi olan Abdullah Karapınar ve Nerim Karapınar emekli öğretmen çift,  2016 yılında ejder meyvesini araştırdıktan sonra ilk fidanlarını dikmişti. Son dönemlerde artan maliyetler nedeniyle ne yapacağını bilemez duruma gelen tropikal meyve yetiştiricilerin sesi oldu. Tarımdaki gelişmeleri de değerlendiren ejder meyvesi üreticisi Abdullah Karapınar, tarım sektörü için uyarı verdi.

Ejder Meyvesi Üreticisi (2)

TANESİ 120-150 TL’DEN SATILMALI

Üretici Abdullah Karapınar, “2016-2017 yıllarında bu işe başladık. Emekli olduğumuz dönemde bu işi yapmaya karar verdik. Bir tane alıcımız vardı o da büyük marketlere satıyordu. O dönem için gerçekten güzel fiyatlardı tanesini 16-17 TL’den alıyordu. O zamandan bu zamana neredeyse 10 yıl geçti. Fiyatlara bakıyorum, 25-30 TL’den alıyorlar. Bu çok düşük bir rakam, o zamandan bu zamana birçok şey yaşandı maliyetler arttı, fiyatlar arttı şu anda tanesini 120-150 TL civarı satılması lazım ama gel gör ki şu an 25-30 TL’den satılıyor” diyerek fiyat artışındaki durumu değerlendirdi.

Ejder Meyvesi Üreticisi (6)

EJDER MEYVESİNİN İLK ÜRETİCİLERİNDEN

Karapınar, “Biz bu işe başladığımızda hiçbir şey bilmiyorduk. Araştırdık, inceledik ve planlamasını öğrenip öyle yaptık. Sera koşulları, bilindiği üzere zor yoksa biz bu meyvenin ortamını sağlayamayız. Aşırı sıcaktan korumak zorundayız. Bakın yazın aşırı sıcaklardan dolayı meyve ağaçları kurudu. İlk başlarken biz ticari anlamda değerini göremiyorduk. Şimdi ise değerini biliyoruz”  sözleriyle ejder meyvesinin önemine değindi.

Ejder Meyvesi Üreticisi (1)-1

“TANITIMI İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK”

İlk başlarda tanıtımı için çok uğraştıklarını aktaran üretici Karapınar, “İlk başlarda ne yapacağız diye düşünürken, birçok kişi geldi, ürünümüzü tanıttık. Bu durum giderek çoğaldı en sonunda ATSO destekledi. İbrahim Irmak vardı İl Tarım ve Orman Genel Müdürlüğü’nde kendisi bunun için çok uğraştı, destek oldu. ANFAŞ’a katıldık. Bu işe girmek isteyip de zahmetli olduğunu görenler vazgeçiyor. Bir ağaçtan üç ya da dört yıl sonra verim alınabiliyor. Biz ejder meyvesini seçtik, bundan üretim sağlıyoruz. Bizim insanımız sıcak parayı seviyor, üreticiler hemen ekip gelecek yılda verimini almak istiyor.”

Tarımsal Ürünler (2)

NARLARDA ZEHİRLİ İLAÇ KALINTISI

“Tarım mutlaka desteklenmeli, dünyada tarım bile farklı işliyor. Türkiye bu planlama bulunmuyor ne yazık ki, bizlere destek olunmuyor olan destek de çok komik seviyelerde kalıyor. Bizim bulunduğumuz bölgede şu an herkes domates ekiyor, domatesin para ettiğini düşünüyorlar. Rusya kapıları kapattığında ne yapacağız? Zaten kapılarını kapatmak üzere, Arap ülkelerinden hayır yok. Bu insanlar bilinçsizce hareket ediyor. Ne çok para ederse ona yöneliyorlar. Bulgaristan’a ihraç edilen narlar geri geldi, neden biliyor musunuz? Zehirli ilaç kalıntısına rastlanmış. Şimdi ne olacak biliyor musunuz? O narlar ülkemiz içine dağıtılacak. Devlet de ihmal ediyor. Sorun bunla da bitmiyor, özellikle tohum, zirai ilaç ve gübre de dışarıya bağımlıyız “diyerek dış pazardaki durumu aktardı.

Tarımsal Ürünler (1)

“PORTAKALA BU YIL KİMSE ULAŞAMIYOR”

Tarımda elemanın bulunmadığını bunun nedeninin ise üreticiler yaşadıkları sorunları çocuklarında yaşamasını istemediğinden çocukların başka mesleklere yönlendirildiğinden de söz eden üretici Karapınar, “Tropikal meyve meraklısı insanlar yapıyor bu işi, devlet öncelemiyor. Türkiye’de yalnızca meraklı insanlar bu işi yapıyor. Diğer üreticiler korkuyor, hastalık yapar, diğer bitkilere zarar verir inancı bulunuyor. Devlet tarımı en üst düzeyde tutması gerekirken, değer vermiyor. Diğer sebze ve meyvede sektöründe de durum aynı, geçen Alanya’dan Antalya’ya gelirken baktım portakal, limon bahçeleri sökülüyordu. Bu çok kötü bir durum, Limon’u pazarda 5-10 TL’ye satılıyorlar. Yazıktır, günahtır. Üreticiler nasıl geçinecek? Portakal bu yıl dalında kaldı, kimse ulaşamıyor. Bazı şirketler bilerek piyasaya az portakal sokulmasını istiyor. Pazarlara çok az ürün bırakıyor. Bu gidişle parası olanlar bile ürüne ulaşamayacak” diyerek portakal, limon ağaçlarının söküldüğünden bahsetti.

Ejder Meyvesi Üreticisi (3)

“DEVLET, MEZUNLARA NEREDE ÇALIŞMASI GEREKTİĞİNİ GÖSTERMELİ”

Antalya’da ve diğer illerde özellikle ziraat alanın gelişmesi gerektiğini vurguladı. Karapınar, “Ziraat alanında bilinçli vatandaşlara gereksinim var. Ziraat Fakültesi’nden mezun olanlar farklı yerlere yöneliyor. Kimisi gübrede çalışıyor, kimisi başka alanda çalışıyor. Tarım alanında çalışan ziraat mühendisi bulmak zorlanıyor. Sorun devlette bitiyor. Devlet, bu mezunlara nerede çalışması gerektiğini göstermeli, demeli sen burada çalışmalısın, sen şurada çalışmalısın diye ancak demiyor. Bu sırada da fakülte okuyanlar toplumu tanımıyorlar, yalnızca bir derse odaklanıyor, öğrenmiyor. Biz tropikal meyve üreticileri incelediğinizde ortaya çıkacaktır ki üniversite mezunları bu işlere ilgi duyuyor. 50 yaş üstü insanlar bu tropikal meyve üreticileri olurken 50 yaş altı insanlar ise tarım sektörünü bırakmanın derdinde. Kısa yoldan para kazanmak istiyorlar” sözleriyle tarımdaki sorunlardan birine değindi.

“TARIMI YORUCU İŞ OLARAK GÖRÜYORLAR”

Tarım sektöründe çalışan ailelerin çocuklarının başka mesleklere yöneldiğine değinen Karapınar, “Temel gıdaya ulaşım her geçen gün zorlaşıyor. Tarımda da bu geçerli duruma geldi, bizim sektör işçi sıkıntısı yaşıyor. Tarım yapan ailelerin çocukları tarımdan uzak duruyor. Tarımı yorucu iş olarak görüyorlar ve çocuklarını burada çalıştırmak istemiyorlar. Tarımın düzeni de yok mesela bazen 2 TL’ye alıcı bulduğu ürünü 10 TL’ye de bulabiliyor, değişiyor. Bu süreçte ne yapsınlar? Küçüklükten bu işi yapanlar azaldı çünkü zorluğuna şahit oluyorlar. Başka mesleklere yönelmelerinden dolayı tarımda dengeler bozuluyor” ifadelerini belirtti.

Tarımsal Ürünler (3)

“MADDİ DURUMLAR DEĞİŞTİ ARTIK HER ŞEY DEĞİŞTİ”

Yeni çiftçilerin sabit kalmalarından ve belli gübreleri kullandığına değinen üretici Karapınar, temel sorunun okumamaktan kaynaklandığına bahsetti. Karapınar, “Bu süreçte artık kimse de güvende yok, dostlukta yok. Köylerde artık kimse kimseye güvenmiyor, herkes bencil olmuş durumda. Maddi durumlar değişti ya şimdi artık her şey değişti. Bunun temel sorunu okumaktan kaynaklı, önceden bizler kitap okurduk, gazete okurduk şimdiki nesil hiçbir şey okumuyor. Bu da tarıma etki ediyor çünkü sayısal toplumlarda her şeye sahip olunurken, bizler gibi toplumlar ne yazık ki köle gibi oluyor. Tarım ve eğitim iç içedir. Yeni çiftçiler abone oluyorlar bazı yerlere, örneğin gübreye abone oluyor sabit kalıyorlar. Başka yerden alışveriş yapmıyorlar, kendi yararlarına dahi olsa yapmıyorlar. Gübrede bilinçlenme yok.”

“SON ANDA ALICI ÇIKMIYOR”

Üretici Karapınar, tarım sektörünün çok kötü durumda olduğunu da ekledi. Diğer illerde tarım üretimi tükenme noktasına geldi. Seracılarda eski düzen yok. Yarınlarını göremiyorlar, çiftçi olan biri sonraki yılı tahmin etmelidir. Son anda alıcı çıkmıyor, bunun benzerini biz de yaşamıştık, ürünler dalında çürüdü. Bazıları akbaba gibi bekliyorlar son ana kadar öyle alıyorlar, inatla fiyat yükseltmiyorlar. Sistem kurmuşlar, üretici dışında herkes kazanıyor ama üretici kazanmıyor. Örneğin; domates dalında 5 TL iken İstanbul’da 50 TL oluyor bu aradaki farkı da o alıcı ve diğerleri kendi arasında pay ediyorken, üretici öylece kalıyor. Bakın biyolojik savaşlarda çıktı, uçaktan ilacını püskürtüyorlar, bitkiler zarar görüyor, insanlara da tarıma da etki ediyor. Uçakla ilaçlama işini yasaklasınlar” dedi.

Atatürk Dönemi Tarım (4)

TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI’NA SESLENDİ

Tarım ve Orman Bakanlığı’na seslenen Karapınar, “Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri vatandaşlarla konuşmalı, doğru tanımlama, gübreleme, sera eğitimi gibi eğitimler vermeli ancak vermiyor. Bizim tarım sektöründeki vatandaşlarımızın birçoğu bilinçsiz, bilinçlenmeleri gerekiyor. Atatürk’ün yaptıklarını örnek alsalar sorun olmaz, en basitinden Atatürk’ün giyimini bile örnek alsalar yeterli çünkü oradaki amaç belli bilinçli bir bireyseniz sizlerde ‘benim gibi’ yükselebilirsiniz diyor. Tarım sektörü bilinçlenmezse, tarımın sonu yakındır” sözleriyle tarımdaki durumlara değindi.

Muhabir: UĞUR FİDAN