Türkiye’de yeni müfredatla birlikte laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılırken eğitim sisteminde kriz yeni bir boyut atladı. Milli Eğitim Bakanlığı 8 Nisan’da proje okullardaki atamaları duyurmasının ardından tepkiler çığ gibi büyüdü. Yapılan atamalara öğrenciler ve öğretmenler tepki gösterirken eğitim sendikaları MEB’in tamamen torpil yuvasına dönüştüğünü ileri sürerek açıklamalar yaptı. Antalya’da yaşanan atama krizine ise ardı ardına açıklamalar geldi. Atama krizinde Antalya’da en çok etkilenen Hacı dudu Mehmet Gebizli Anadolu Kız imam Hatip Lisesi önünde Eğitim İş Antalya 2 No’lu Şubesi tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Eğitim ve Bilim İş görenleri Sendikası Antalya 2 No’lu Şube Başkanı Önder Güneş, yeni atamayla birlikte proje okullarının “liyakat değil sadakate” sistemiyle yönetildiğini ifade etti.
MEB’in verilerine göre 2 bin 153 okulun adı proje okulu, proje okullarında 79 bin 286 öğretmen, 5 bin 318 yönetici görev yaptığını ve yaklaşık 500 bin öğretmeninde proje okullarına atama için başvuru yapma kriterlerini taşıdığını biliniyor.
Başkan Güneş, basın açıklamasında “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Ne yazık ki bu anlayış, özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hâle gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil; uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise "proje okulları" adı altında sürdürülen politikadır” ifadelerine yer verdi.
“OKULLARDA LİYAKAT TAHRİP OLUYOR”
2014 yılında, dönemin Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta “ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar” şeklinde sunulan bu model, bugün itibariyle 2 bin 318 okula ulaşmış, kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltıldığını dile getiren Başkan Güne konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Proje okulları adı altında yapılan şey, açıkça eşitsizliğin kurumsallaştırılması, öğretmenin hukuki güvencelerinin yok edilmesi, eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edilmesidir.”
EĞİTİMDE İSTİKRAR YOK OLUYOR
Hacı Dudu Mehmet Gebizli Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde görev süresi dolan 58 öğretmenden 31’inin görev süresi uzatılmadığını ve öğretmenlerin açıkta kaldığını vurgulayan Başkan Güneş, “Anlayış şu bizden değilseniz, bizim gibi düşünmüyorsanız değil bu okulda çalışmak yaşamaya bile hakkınız yok. Antalya’daki 89 proje okulunda görev yapan birçok öğretmen arkadaşımız hiçbir kriter olmaksızın okullarından uzaklaştırılmıştır” diye konuştu.
Güneş konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bu sürecin mimarı, bugünün Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin. Daha 2014 yılında, dönemin müsteşarıyken söylediği şu sözler bugün yaşadıklarımızın habercisiydi: “Mevzuatlar bize engel oluyor. Ama biz siyasi iradeyle hareket ediyoruz. Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız” dediler ve yaptılar. Bugün öğretmenler kıyıma uğruyor, sürgün ediliyor. Okulların yıllardır oluşan iklimi darmadağın ediliyor. Öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılması, eğitimde istikrarı yok ediyor. Bu bir proje değil, bir tasfiye operasyonudur.”
“GEREKÇESİZ VE ANİ BİR ŞEKİLDE SÜRÜLMEKTEDİR”
“Bu itiraf, aslında bütün bu sürecin siyasi ve ideolojik bir projenin ürünü olduğunu göstermektedir” diyen Başkan Güneş, “Proje okulları uygulaması ile bakan, 80 bine yakın öğretmeni doğrudan kendisi seçme ve atama yetkisini elinde toplamaktadır. Yani artık öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı değil; bakanın onayı belirleyicidir. Bu da açıkça, mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimidir. Bugün yüzlerce öğretmenimiz, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürülmektedir” diye konuştu.
Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çizen Başkan Güneş, “Proje okulu adı altında yürütülen bu uygulama, bir okul geliştirme projesi değil; siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesidir. Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenler bir bir tasfiye ediliyor. Bu sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesidir” diyerek sözlerine son verdi.