İlk söyleşide Neyişçi önce Anadolu ve sonra da Antalya’nın özel konumuna değinerek, Anadolu’nun üç kıtanın birleşme noktasında doğu batı yönünde uzanan bir yarımada olduğunun altını çizdi. Bu stratejik konumun Anadolu’yu hem doğal ve hem de kültürel değerler bakımından dünyanın en karizmatik, en stratejik, en zengin coğrafyası yapmıştır. Bezer biçimde Antalya’da Anadolu’nun en karizmatik ilidir. Alageyik, Anadolu Parsı, sedir ormanları gibi yaban hayatı, Toros Dağları eteğinde dünyanın en büyük traverten platosu ve en uzun yalıyarları üzerinde kurulu olmak gibi jeolojik, dünyanın en büyük tek nokta su kaynağı ve en derin mağara gölüne sahip olmak gibi hidrolojik, 234 antik yerleşim sayısı gibi rekor bir kültürel değerle Antalya bu unvanı fazlasıyla hak etmektedir.
Antalya aynı zamanda bir şelaleler ve su değirmenleri kentidir de. Yalıyarlardan denize dökülen yaklaşık 29 şelalenin olduğu bilinmektedir. Bugün bunlardan sadece bir tanesi Antalya kentine güzellik katmaktadır.
Antalyanın Doğal ve Kültürel Değerleri dizi şöyleşilerine önümüzdeki 4 ayda dört farklı doğa ve kültür değerlerinin tanıtılmasına devam edilecektir.
