Turizmin başkenti olan Antalya’da turizm sektöründeki gelişmelere yenileri ekleniyor. Antalya’da yıllarda artan spor turizmi, kültür turizminin yanı sıra sağlık turizmi katkı sağlıyor. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nün Sağlık Turizmi Anabilim Dalı’nda görev yapan Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Aydın Candan’ın yüksek lisans öğrencisi Tuğba Saruhan, “Antalya Yöresindeki Yaylaların Sağlık Turizmine Katkısı” adlı çalışmada yaylaların sağlık turizmine katkısı ele alındı.

ANTALYA SAĞLIK KURULUŞLARININ SAYISI

Antalya’da sağlık turizmi için birçok çalışmalar yapılıyor. Antalya’da bulunan sağlık kuruluşları birçok yabancı turiste hizmet ediyor. 2023 yılında açılan 1400 yataklı kapasiteli Antalya Şehir Hastanesi ile sağlık turizmi için önemli bir adım atılmıştır. Antalya’da toplam 49 hastane bulunuyor. Bunların 16 tanesi Sağlık Bakanlığı hastaneleri, 2 tanesi Üniversite hastanesi, 31 tanesi özel hastaneden, 77 özel ağız ve diş polikliniğinden oluşuyor.

Yaylalar (5)

SAĞLIK TURİZMİNİN ÖNEMİ

Antalya’da gelişen sağlık turizminin en büyük avantajlarından birisi teknolojik donanımlı kuruluş sayısının fazla olması gelen turistler için sağlık turizmi reklamı yapabiliyor. Bu durum kendi ülkelerinde pahalı olan tedavi ücretlerinin burada ucuz olmasından dolayı Antalya’ya yönelmelerini sağlıyor. Sağlık turistleri kendi ülkelerinde operasyonlara çok fazla ücret ödemek istemedikleri için ya da beklemek istemedikleri için Antalya’yı tercih ediyor. Çalışmada Antalya’nın yaylalarının sağlık turizmi açısından potansiyeli vurgulanıyor.

Manşet Yaylalar (2)

SAĞLIK TURİZMİ AÇISINDAN ANTALYA YAYLALARI

Antalya’da sağlık turizmi için potansiyele sahip olması önemli yer tutuyor. Antalya’nın yaylalarında yapılacak sağlık turizmi, ülke gelirine büyük katkı sunabilir. Çalışmadaki yaylalar ise sıralanmış. İbradı ilçesinde bulunan İbradı Yaylası, birçok güzelliği içinde barındırıyor. Altınbeşik mağarasında olan oksijen sağlık üzerinde etkili oluyor. Bölge halkı tarafından aktarılanlara göre, bir saatlik mağara gezisi sonrasında düğmeli evlerde bir gece konaklamanın ömrü uzattığı belirtiliyor. Bölgede çok sayıda yüz yaşını geçmiş insanın olması bu söylentileri doğrular nitelikte.

Yaylalar (1)

NÜFUSU ARTAN YAYLALAR

Konyaaltı ilçesinde bulunan Feslikan Yaylası, Antalya’nın en ünlü yayları arasında yer alır. Yazın birçok etkinliğe ev sahipliği yapan yaylaya merkezden toplu taşıma araçları ile ulaşım sağlanıyor. Yaylanın nüfusu yazın 6 bine kadar çıkıyor. Konyaaltı ilçesinde bulunan bir başka yayla da Saklıkent Yaylası, kamp kurmak ve piknik yapmak elverişli olsa da kayak tutkunlarının uğrak yeridir. Bölgede turizm açısından büyük önem taşıyan yaylanın aralık ve mart aylarında kış turizmine uygundur.

Kaş ilçesinde bulunan Gömbe yaylası en serin, yeşil yaylası olarak anılıyor. Abdal Musa Dergahı burada bulunuyor. Uçar Su Şelalesi ve Yeşil Göl’ü içinde barındırıyor. Bir zamanlar Hıristiyanlar için önemli dini merkezi olmuştur.

Yaylalar (3)

YEŞİL YAYLALAR

Kemer ilçesinde bulunan Üçoluk Yaylası, doğal güzellikleri ile zengin bir yayla olarak anılıyor. Finike ilçesinde yer alan Ördübek Yaylası için düzgün yol bulunmamaktadır. Doğal yapısını çok yitirmeyen yaylanın, sağlık turizmine katkı potansiyeli bulunuyor. Korkuteli ilçesinde yer alan Söbüce Yaylası, doğasıyla dikkat çekiyor, çiçekleri ve çayırları ile bilinen yaylada elektrik ve telefon bulunmuyor. Kumluca’da bulunan Söğüt Cuması Yaylası, yazları nüfus 3 bine kadar çıkıyor bu durum yaylada su sıkıntısına yol açıyor. Akseki’de bulunan Çimi Yaylası, 2 bin civarı çiçek türüne ev sahipliği yapıyor. Çimi Balı ve Çimi Peyniri ile bilinen yayla da arıcılık geçim kaynağıdır.

GÜREŞLERİYLE ÜNLÜ YAYLA

Kemer’de bulunan Beycik Yaylası’nda nem oranı düşük olması nedeniyle bölge halkı tarafından tercih ediliyor. Likya Yolu üzerinde yer alan Beycik Yaylası, turizm potansiyeli olan bir yayladır. Ekizce Yaylası, Şakayıkları ile ünlüdür. İkiz Yaylası, sessiz ve izbe bir yerdedir. Dereköy Yaylası, 7 evliyasından 2 tanesini türbesine ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Temiz hava açısından oldukça uğrak bir yayladır. Pınarbaşı Yaylası, kaynak suları ile biliniyor. Gedevet Yaylası ise ulu çınarları ile anılıyor. Türtktaş Yaylası’nda geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır, yerel halk buraya geliyor.

Gökbel Yaylası, Yağlı Güreşleri ile biliniyor. Bu güreşleri izlemeye gelenlerle birlikte nüfus 60 bine kadar çıkıyor. Yörük çadırları güreşler boyunca kuruluyor. Yayla önemli bitki alanına ev sahipliği yapıyor. Bölgede bulunan kayıtlı 600’den fazla bitki bulunuyor. 115 adeti yalnızca ülkemizde yetişiyor. Mahmutlar Yaylaları, doğal kaynak suları ile biliniyor. Birçok yaylanın kesiştiği Çayarası Yaylasına da ev sahipliği yapıyor.

YAYLADA YETİŞTİRİLEN ÜRÜNLERİ FAYDALARI

Yaylalarda yetiştirilen ürünler, dayanıklılık ve aromalarıyla öne çıkar. Besin değerleri yüksek ve lezzetli olan sebze ve meyveler, kanser hücresinin büyümesini engelleyen antosiyanin içerir, bu da tümörlerin büyümesini yavaşlatır. Bitkisel ürünler, şeker, asit ve C vitamini bakımından zengindir. Yüksek rakımlarda çayır ve meralarda beslenen hayvanların et ve süt ürünleri, yüksek yağ, kolesterol ve protein değerleriyle dikkat çeker. Bu ürünlerde bulunan Conjugated Linoleic Acid (CLA) kanser hücrelerini kontrol altına alırken, Omega-6 yağ asidi olan CLA, kalp hastalıkları ve kemik sağlığı için önemlidir.

Yaylalarda kaliteli bitkilerle beslenen hayvanların sütlerinden elde edilen ürünlerin yüksek antioksidan ve karbonlu hidrojen içeriği tümörlü hücre formasyonlarını azaltır. Açık alanlarda otla beslenen hayvanların sütü, güçlü bir bağışıklık sistemi güçlendirici etkiye sahiptir. Yaylalarda üretilen peynirlerde ise daha fazla E vitamini ve protein bulunur.

Yaylalar (6)

SAĞLIK TURİZMİ İÇİN ÖNERİLER

Yaylaların sağlık turizmine kazandırılması ve turizmin 12 aya yayılması amacıyla Antalya'da şehir merkezine yakın, ulaşım sorunu olmayan Gedevet ve Dereköy gibi yaylaların tematik olarak geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın işbirliğiyle gerekli çalışmalar yapılmalı, yatırımcılara teşvikler sağlanarak bu bölgelere yönlendirilmeleri teşvik edilmelidir. Teşvikler, doğal çevrenin korunması ve bölgenin yapısına uygun tesislerin yapılmasını içermelidir. Ayrıca, yörede yaşayan halkın görüşlerine başvurulmalı ve halk, kitle turizmine aşina olsa da eko turizm ve sağlık turizmi konusunda eğitimler ve seminerlerle bilgilendirilmelidir. Sağlık Serbest Bölgeleri planlanırken, yerli vatandaşların da bu hizmetlerden faydalanabilmesi sağlanmalıdır; aksi halde gelecekte oluşabilecek bir krizde dış pazardan beklenen hizmet talebi gerçekleşmezse, kurumlar ve çalışanları olumsuz etkilenebilir.

Muhabir: UĞUR FİDAN