Antalya ve çevresinden kaçırılan eserler için Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışmalar yürütüyor. Dünya genelindeki çeşitli müze ve koleksiyonlarda sergilenmiş, sergilenmeye devam edenler ise Türkiye’ye döneceği günü bekliyor.
YORGUN HERAKLES HEYKELİ
Yorgun Herakles, ünlü heykeltıraş Lysippos’un eserlerinden biri olarak bilinen ve antik dönemin en önemli sanat eserlerinden biridir. Orijinali M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen bu heykel, Herakles’in (Roma mitolojisinde Herkül) en güçlü ve dayanıklı halini değil, onun en insani ve kırılgan anını, 12 görevinden sonra yorgun düştüğü anı betimler. Heykel, Herakles’i sağ kolunu arkaya doğru eğmiş ve asa gibi kullandığı deri asasına dayanmış halde gösterir. Vücudu hafifçe öne eğilmiş, başı aşağıya doğru bakar, bu da onun bitkinliğini vurgular. Kasları belirgin, ancak bu defa yorgunluk ve ağırlık duygusunu da hissettirir şekilde işlenmiştir.
Antalya Müzesi’nde sergilenen Yorgun Herakles heykelinin üst kısmı, 1980’lerde kaçak yollarla yurt dışına çıkarılarak ABD’de Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenmiştir. Heykelin üst kısmının iadesi için uzun yıllar süren diplomatik çabaların ardından, 2011 yılında parça Türkiye'ye getirilmiş ve heykelin alt kısmıyla birleştirilmiştir. Bu birleşme, hem kültürel mirasın korunması hem de eserin bütünlüğünün sağlanması açısından büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Yorgun Herakles, bugün hala hem sanatsal değeri hem de tarihi önemiyle ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
ELMALI HAZİNESİ
Elmalı Sion Hazinesi, Türkiye'nin Antalya iline bağlı Elmalı ilçesinde 1984 yılında kaçak kazılar sonucu keşfedilen ve ardından dünya arkeoloji literatüründe büyük yankı uyandıran önemli bir hazine koleksiyonudur. Bu hazine, yaklaşık M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenen, Likya dönemine ait altın ve gümüş sikkelerden oluşmaktadır. Elmalı Sion Hazinesi, Lidya, Pers ve Grek medeniyetlerine ait 1900'den fazla sikkeyi içerir ve Antik Çağ’daki zengin ticaret ve kültürel etkileşimlerin bir yansıması olarak kabul edilir.
En dikkat çekici parçaları arasında Pers İmparatoru Darius'un altın sikkeleri ve Lidya'nın dünyadaki ilk madeni parası olan altın stataterler yer alır. Bu hazine, ilk keşfinden sonra yurt dışına kaçırılmış ve dünyanın çeşitli müzayede evlerinde satılmıştır. Türkiye'nin uzun süren hukuki ve diplomatik girişimlerinin ardından, Elmalı Hazinesi'nin büyük bir bölümü ülkeye geri kazandırılmıştır ve bugün Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu hazine, sadece arkeolojik açıdan değil, aynı zamanda Türkiye'nin kültürel mirasının korunması mücadelesinin de önemli bir sembolü haline gelmiştir.
ASPENDOS HEYKELLERİ
Aspendos’tan çıkarılan heykeller, Antalya ve çevresindeki diğer antik kentlerden bulunan eserler gibi, 19. ve 20. yüzyıllarda bölgede artan kaçak kazılar ve yasa dışı eser kaçakçılığı yüzünden ciddi tehdit altına girmiştir. Antik Aspendos’tan çıkarılan birçok heykel ve arkeolojik eser, bu dönemde yurt dışına kaçırılmış ve çeşitli müzeler, özel koleksiyonlar veya müzayede evlerinde satılmıştır.
Aspendos’tan kaçırılan heykellerden biri, dönemin önemli Roma figürlerinden birini temsil eden büyük boyutlu bir mermer heykeldi. Kaçakçılar tarafından yurtdışına çıkarılan bu eser, bir süre gizli tutulduktan sonra Avrupa’daki sanat piyasasında ortaya çıktı. Bu eser, kaçırıldığı tarihlerde Türkiye’nin kültürel mirasının korunması için yetersiz yasal düzenlemeler ve denetim eksiklikleri nedeniyle geri getirilmesi oldukça zor hale geldi.
Ancak Türkiye’nin kültürel varlıklarının iadesi konusundaki uzun yıllara yayılan diplomatik çabaları ve hukuki girişimleri sayesinde, Aspendos heykelinin izine ulaşıldı. Yetkililerin uluslararası iş birliği ve hukuki süreçlerle eserin Türkiye’ye iadesini sağlamaya yönelik çalışmaları sonuç verdi. Eser, yurt dışındaki bir müzayede evinde satışa çıkarılmadan önce Türkiye’nin girişimleri sonucunda durduruldu ve sonunda iade edilerek Antalya’ya geri kazandırıldı.
Bugün Aspendos’tan kaçırılan bazı heykeller, Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir ve bu eserler, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığının bir simgesi olarak değerlendirilmektedir. Bu tür eserlerin ülkeye geri kazandırılması, kültürel ve tarihi mirasın korunması açısından büyük önem taşır ve bu başarılar, uluslararası alanda önemli bir örnek teşkil eder.
SİDAMARA LAHTİ
Sidamara Lahti, Antalya iline bağlı Elmalı ilçesinde bulunan antik Sidamara kentinde ortaya çıkan önemli bir arkeolojik eserdir. Bu lahit, Likya dönemine ait olup, bölgedeki antik mezar yapılarının zenginliğini ve sanatsal değerini yansıtır. Ancak, Sidamara Lahti’nin öyküsü sadece arkeolojik değil, aynı zamanda uluslararası kültürel miras mücadelesinin bir parçasıdır.
Sidamara Lahti, 1960'ların sonlarına doğru Elmalı'daki kaçak kazılar sırasında ortaya çıkarıldı. Kaçak kazılar sırasında, bu ve diğer antik eserler, yasal olmayan yollarla ülke dışına çıkarıldı. Sidamara Lahti, uluslararası sanat pazarında bir koleksiyoncu tarafından satın alındı ve Avrupa’daki bir müzayede evinde sergilendi. Bu dönemde, birçok antik eser gibi Sidamara Lahti de yasa dışı yollarla elde edilen ve yurtdışında sergilenen önemli bir kültürel varlık haline geldi.
Türkiye'nin kültürel mirasını koruma çabaları kapsamında, Sidamara Lahti’nin izini sürmek ve geri getirmek için uzun yıllar süren bir diplomatik ve hukuki mücadele başladı. Türkiye’nin uluslararası düzeydeki girişimleri ve arkeolojik mirası koruma çabaları, eserin geri kazanılmasını sağladı. Sonunda, Sidamara Lahti, ülkeye geri iade edildi ve Antalya Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.
Bugün, Sidamara Lahti ve benzeri eserler, Türkiye'nin kültürel mirasının korunması konusundaki başarısını ve uluslararası iş birliğinin önemini vurgulayan örnekler olarak değerlendirilmektedir. Bu tür eserlerin geri getirilmesi, kültürel mirasın korunmasında kritik bir rol oynuyor.
PERGE HEYKELLERİ
Perge, Antalya iline bağlı Aksu ilçesinde yer alan antik bir kent olup, Roma dönemine ait etkileyici kalıntılarıyla ünlüdür. Antik Perge'den çıkarılan heykeller ve diğer arkeolojik eserler, bölgenin zengin tarihi ve kültürel mirasını yansıtmaktadır. Ancak, bu eserler de diğer birçok antik eser gibi, kaçakçılık ve yasa dışı faaliyetler nedeniyle tehdit altına girmiştir.
Perge'den kaçırılan en önemli heykellerden biri, Roma dönemine ait büyük bir mermer heykel grubudur. 1960'ların sonları ve 1970'lerde, Perge'de yapılan kaçak kazılar sırasında bu eserler yasa dışı yollarla çıkarıldı. Kaçakçılar tarafından ele geçirilen heykeller, Avrupa’daki müzayede evlerinde ve koleksiyonlarda satışa sunuldu.
Athena, Roma döneminde Perge'de büyük bir öneme sahip bir tanrıçadır. Athena'nın heykeli, 1970'lerde yasa dışı yollarla Avrupa'da bir müzayede evinde satışa sunuldu. Bu heykelin izini sürmek ve geri getirmek, uzun yıllar süren bir uluslararası mücadeleye yol açtı.
Artemis, antik dönemde Perge'de tapınılan bir diğer önemli tanrıçadır. Artemis’in heykeli, kaçakçıların eline geçtikten sonra, çeşitli Avrupa müzelerinde ve koleksiyonlarda sergilendi. Türkiye’nin girişimleri sonucunda, bu heykelin de iade edilmesi sağlandı.
Türkiye, bu heykellerin geri getirilmesi için birçok uluslararası hukuki ve diplomatik girişimde bulundu. Bu çabalar, hem devlet düzeyinde hem de uluslararası arkeolojik topluluklar aracılığıyla sürdürüldü. Uzun müzakereler ve hukuki süreçler sonucunda, Perge’den kaçırılan birçok heykel Türkiye'ye geri kazandırıldı.
Bugün, bu heykeller Antalya Müzesi’nde sergilenmekte olup, hem tarihi değerleri hem de Türkiye'nin kültürel mirasının korunmasına yönelik uluslararası çabaların sembolleridir. Kaçırılan eserlerin geri getirilmesi, kültürel mirasın korunmasındaki önemini vurgulayan önemli bir başarı olarak görülüyor.
YAZILI KAYA ANITI
Yazılı Kaya Anıtı, Antalya’nın Aksu ilçesine bağlı Perge antik kentinde bulunan önemli bir arkeolojik eserdir. Bu anıt, Likya dönemine ait bir kaya üzerine yazılmış yazıtlarıyla ünlüdür ve bölgenin tarihine dair önemli bilgiler sunar. Ancak, bu değerli kültürel miras parçası da, diğer birçok antik eser gibi, kaçakçılığın hedefi olmuştur.
Yazılı Kaya Anıtı, 1970’lerin başında, bölgedeki kaçak kazılar sırasında yasa dışı yollarla çıkarıldı. Bu dönemde Türkiye’de arkeolojik eserler üzerindeki denetimler yeterince sıkı değildi ve kaçakçılar tarafından eserler kolaylıkla yurt dışına çıkarılabiliyordu. Yazılı Kaya Anıtı, bu süreçte İtalya’ya kaçırıldı ve orada çeşitli müzelerde sergilendi.
Türkiye’nin kültürel mirasını koruma çabaları çerçevesinde, Yazılı Kaya Anıtı’nın geri getirilmesi için uzun yıllar süren bir diplomatik ve hukuki süreç başladı. Türkiye’nin girişimleri sonucunda, uluslararası sanat dünyasında ve müzelerde dikkat çekici bir mücadele yürütüldü. Bu çabalar, hem Türkiye’nin kültürel mirasını koruma konusundaki kararlılığını hem de uluslararası iş birliği gerektiren süreci vurguladı.
Yazılı Kaya Anıtı, uzun yıllar süren müzakereler ve hukuki süreçlerin ardından Türkiye’ye geri iade edildi. Bu süreç, Türkiye’nin kültürel mirasın korunması konusundaki uluslararası çabalarının bir örneği olarak görülür. Anıt, Antalya’daki müzede sergilenmeye başlanmış ve hem tarihi hem de kültürel önemiyle ziyaretçilere sunulmuştur.
Yazılı Kaya Anıtı’nın geri getirilmesi, uluslararası iş birliği ve kültürel mirasın korunması konusundaki çabaların önemini vurgulayan bir başarı öyküsü olarak değerlendirilmektedir. Bu tür geri kazanımlar, sadece tarihî eserlerin korunmasını değil, aynı zamanda uluslararası kültürel ilişkilerin güçlenmesini de teşvik eder.
Bu eserler, Antalya ve çevresinin zengin tarihi mirasını temsil etmekte ve çoğunluğu uluslararası antik eser kaçakçılığıyla yurt dışına kaçırılmıştır. Türkiye, bu eserlerin iadesi için uluslararası düzeyde hukuk mücadelesi sürdürmektedir.
Antalya’dan kaçırılan eserler listesine ek olarak, işte diğer bazı önemli eserler ve sergilendikleri yerler:
NEREİDLER ANITI
Nereidler Anıtı, Likya'nın Ksanthos bölgesinde yer alan önemli bir heykel mezarıdır. MÖ 4. yüzyılın başlarında, MÖ 390 civarında Kral Arbinas'a ait olduğu düşünülen bu mezar, Yunan tapınağı planına sahip bir anıttır. Mezarı süsleyen yontulmuş frizler, dönemin sanatsal ve mimari özelliklerini yansıtır.
Anıt, Bizans dönemine kadar ayakta kalmış, ancak daha sonra harabe hale gelmiştir. 1840'ların başında İngiliz gezgin Charles Fellows tarafından keşfedilmiş ve kalıntılar British Museum'a götürülmüştür. Burada, anıtın doğu cephesi yeniden inşa edilmiştir.
LİKYA LAHİTLERİ
Almanya'ya kaçırılan Likya lahitleri, özellikle 19. ve 20. yüzyılda meydana gelen arkeolojik kazılardan sonra ortaya çıkan ve bu dönemlerde kaçırılan Likya'ya ait birçok önemli eseri ifade eder. İşte bazı önemli örnekler:
Likya'nın Xanthos antik kentinde bulunan ve özellikle Lidya krallarına ait olduğu düşünülen lahitler, 19. yüzyılda İngiliz gezgin Charles Fellows tarafından keşfedildi. Bu lahitler, 1980'lerde ve sonrasında yapılan araştırmalarla beraber Almanya'nın Berlin ve Leipzig şehirlerindeki müzelerde sergilenmektedir.
Letoon antik kentinden alınan lahitler ve diğer eserler, Berlin'deki Altes Museum'da sergilenmektedir. Bu eserler, Almanya'ya 19. yüzyılda kaçırılmıştır.
1980'lerde ve 1990'larda, Fethiye yakınlarındaki antik yerleşimlerden kaçırılan lahitler ve diğer Likya dönemine ait eserler, Berlin'deki müzelerde bulunur.
Bu lahitler, Likya kültürünün zenginliğini ve sanatsal seviyesini göstermesi açısından büyük öneme sahiptir. Ancak, bu eserlerin çoğu, kazı yapılmadan ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde izin alınmadan müzelere getirildiği için, Türkiye'nin kültürel mirası açısından tartışmalıdır. Türkiye, bu eserlerin geri getirilmesi için çeşitli diplomatik ve hukuki çabalar gösteriyor.
ANTALYA MOZAİKLERİ
Antalya'nın çevresindeki antik kentlerden, özellikle Perge ve Sagalassos'tan kaçırılan mozaikler, 1960'lar ve 1970'lerde yasa dışı yollarla Türkiye'den çıkarıldı. Bu mozaikler, Roma dönemine ait detaylı ve estetik açıdan değerli tasarımlar içeriyor ve uluslararası antikacılar tarafından yurt dışına taşındı. Fransa'daki müzelerde, özellikle Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilenen bu eserler, tarihi ve sanatsal değerleri nedeniyle büyük ilgi görüyor.
Türkiye, kültürel mirasını korumak ve bu kaçırılan eserleri geri getirmek için çeşitli diplomatik ve hukuki girişimlerde bulundu. Fransa ile işbirliği yapılarak bazı mozaiklerin geri dönmesi sağlanmış olsa da, bazı eserler hala yurt dışında bulunmaktadır. Bu durum, kültürel mirasın korunması ve uluslararası işbirliğinin önemini vurgulayan önemli bir meseledir.
Bu eserlerin iadesi için Türkiye’nin girişimleri sürmektedir, ancak uluslararası antik eser kaçakçılığı ve farklı ülkelerdeki yasal zorluklar nedeniyle süreç karmaşık ilerlemektedir. Türkiye, uluslararası antlaşmalar ve diplomatik girişimlerle eserlerin iadesi için çalışıyor