Antalya’nın su kaynaklarında yaşanan kriz pek çok kez gündemde yerini aldı. Hatta pek çok bölgede Antalya’yı besleyen göller ve barajda suların ciddi oranda azaldığı görüldü. Antalya’nın çevresinde su kaynakları alarm vermeye devam ediyor. Bununla birlikte iklim değişikliğine bağlı Antalya’da yağış rejimlerin düzensizleşmesi ve şiddetli kuraklık kendini göstermeye başladı. Öte yandan tarımda vahşi sulama ve bölgeye uygun olmayan tarım uygulamaları su krizinin yaşanmasına neden oluyor. Konuyla ilgili Antalyanıngündemi.com’a konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, “İklim değişikliği bir gerçek. Bu, sadece Antalya'nın değil, sadece Akdeniz'in değil, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın bir problemidir. Bu soruna karşı alınabilecek önlemler vardır ve sahada bu önlemleri uygulayabilen ülkeler başarılı olacaktır. Ancak bizim de bu süreçleri yakından takip edip hızlı bir şekilde uyum sağlamamız gerekiyor. Yoksa gerçekten çok büyük problemlerle karşılaşacağız” ifadelerini kullandı.
“SU KAYNAKLARI HER YIL HIZLA AZALIYOR”
“Ülkemizde suyun yaklaşık yüzde70'i tarımsal amaçlı kullanılıyor” diyen Başkan Karancı, tarımda vahşi sulamadan bir an önce vazgeçip damlama sistemine ve teknolojik damlama sistemine geçilmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, tarımda bölgeye uygun ürünlerin seçilip yetiştirilmesi zorunluluk olduğunu dile getiren Başkan Karancı, “Tropikal meyvelerin su tüketimi bizim bölgemiz için uygun değil. Bir muz serası günde belki 10 ton su tüketirken, maliyet hesapları yapılırken gübresi ve işçiliği hesaplanıyor ancak su maliyeti göz ardı ediliyor. Su kaynaklarımız maalesef tükenmez gibi görünüyor. Ancak son dönemde çiftçiler de bunun farkına varıyor. Su kaynaklarımız tükenmez değil, seviyelerimiz her yıl hızlı bir şekilde düşüyor” diye konuştu.
“ÖLÇMEDİĞİMİZİ YÖNETEMEYİZ”
“Bunun tek sebebi kuraklık ve yağışların azalması değil. İklim değişikliğini merkezde tutarak her şeyin sebebi olarak görmek ve tüm sıkıntıları buna bağlamak doğru değil. Sorumluluklarımızı ve yükümlülüklerimizi üzerimizden atmış oluruz” diyen Başkan Karancı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu gerçeği kabul ederek uygun politikaları hayata geçirmek zorundayız. Sondajlarımızı kontrol altına almalıyız. Ölçmediğimizi yönetemeyiz. Yeraltı suyundan ne kadar su çekildiğini mutlak surette ölçmemiz gerekiyor. Devlet Su İşleri aracılığıyla tahsis verilen kuyularda tüketilen su miktarını ölçemiyoruz. Ayrıca, Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya'da da kaçak sondajlar söz konusu. Bu, herkesin bildiği bir gerçek. Bu kuyuların da ne kadar su tükettiğini bilmiyoruz.”
GÖLLER BÖLGESİ KURUDU
Göller bölgesi olarak adlandırılan bir bölgede bulunduğumuz ifade den Başkan Karancı, “Burdur ve Isparta'da birçok gölün kuruduğunu, seviyelerinin hızla düştüğünü biliyoruz. O bölgede ciddi içme suyu sıkıntıları yaşanıyor. Antalya'da Kırkgöz su kaynaklarını besliyoruz. Bu kaynak özellikle Bucak'taki Kestel obruğu ve çevresindeki obruklardan besleniyor. Ancak bu kaynaklarda da ciddi bir kuraklık söz konusu. Beslenme olmazsa Antalya havzası için ciddi bir problem anlamına gelir. Merkezi idarenin ve yerel yönetimlerin bütüncül bir yaklaşımla olayı değerlendirmesi gerekiyor” diye konuştu.
ANTALYA’DA KURAKLIK ŞİDDETİNİ ARTIRACAK
“Önümüzdeki yaz, eğer bu tür önlemler alınmazsa, Antalya bazında şiddetli kuraklık etkisini artıracaktır” diyen JMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, “Özellikle Korkuteli ve Elmalı bölgelerinde tarımsal sulamada sıkıntılar yaşanabilir. Antalya merkezi için veya Kumluca Finike için önümüzdeki yıllarda bu sıkıntılar daha fazla hissedilebilir. Ancak Korkuteli ve Elmalı bölgesinde seracılık yaygınlaştı. Su kaynakları düşünülmeden yapılan yatırımlar fidanların yeterince beslenememesine sebep oluyor ve ürün fiyatlarının yükselmesine yol açıyor. Aynı endişeler Alanya ve Gazipaşa bölgeleri için de geçerlidir” diyerek sözlerine son verdi.