Dünya genelinde iklim krizi her geçen gün kendini derinden hissettirirken, bilinçsizlik dünyanın sonu getirtiyor. Bu durum akarsu havzalarındaki akımlarda medyana gelen azalma sonucunda kentlerde su sorunu başlamasına neden oluyor.

Aynı zamanda bilinçsiz olarak kullanılan su kaynakları tarımsal üretimde olumsuz etkiler yaratıyor. Gelecekteki su krizlerini önlemek ve sürdürülebilir bir yaşam için bilinçli su kullanımının teşvik edilmesi gerektiği belirtiliyor. İklim bilimcisi Prof. Dr. Dursun Yıldız, konuya dair açıklamalarda bulundu.

Antalya'ya da yoğun göç devam ediyor. Yeni yerleşm yerlerinin açılması ile birlikte Antalya kent yöneticilerini de tedirgin ediyor.

Son dakika...Hatay'da kuduz alarmı verildi... Tabelalar asıldı köpekler toplanıyor Son dakika...Hatay'da kuduz alarmı verildi... Tabelalar asıldı köpekler toplanıyor

Kuraklik Ve Su Yonetimi Su Politikalari (Small)

SU KITLIĞI YOLDA

İklim bilimcisi Prof. Dr. Dursun Yıldız, bilinçsiz su kullanımının su kaynaklarını doğrudan etkileyerek ekosistemleri zor durumda bırakacağını söyledi. Ayrıca, artan nüfusun su tüketimini artırdığını ve su kıtlığını tetiklediğini vurgulayarak, “İklim değişikliği ve suyu baskılayan unsurlar, suyun akılcı planlı ve verimli bir şekilde yönetilmesini ve bilinçli kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. 20’nci yüzyılın son çeyreğinden itibaren su, enerji, gıda ve çevre arasındaki bağlantılar artmış ve su kaynaklarında yaşanan sıkıntılar diğer sektörleri de çok daha fazla etkilemeye başlamıştır.

Bilinçsiz su kullanımı su kaynaklarını doğrudan etkileyerek canlıların suya ulaşımını zorlaştıracağı gibi enerji, gıda ve çevre güvenliği üzerinde de birçok olumsuz etki yaratacaktır. Bu nedenle suyun bilinçsizce kullanımı canlıların su ve gıda gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını zora sokacak ve ekosistem ve doğal çevrenin dengesini bozacaktır. Bu da canlıların sürdürülebilir yaşam koşullarını bozarak açlık, hastalık, kitlesel ölümler gibi sonuçlar yaratabilecektir” dedi.

TARIMSAL SULAMADAN KAYNAKLI

Su krizinin, sadece su kaynaklarını değil aynı zamanda enerji, gıda ve çevre güvenliği gibi alanları da etkileyeceği belirten Prof. Dr. Dursun, suyun akılcı ve verimli bir şekilde yönetilmesi ile bilinçli kullanımın önemini vurguladı.

Dursun, "20’nci yüzyılda nüfus 3 kat artarken su kullanımı da 6 kat artmıştır. Su kullanımındaki bu artışın en önemli kısmı artan nüfusunun gıda ihtiyacı için artan tarımsal sulamadan kaynaklanmıştır. Tarımsal sulama, genellikle büyük miktarlarda su tüketir, bu da su kaynaklarının hızla azalmasına ve su sorunlarının artmasına katkıda bulunur. Nüfus artışı, özellikle fiziksel su sıkıntısı yaşanan bölgelerde su kaynaklarını baskılayan en önemli etki olmaktadır.

Nüfus artışı, içme ve kullanma suyu ihtiyacındaki artışın yanı sıra ilave temel gıda üretimi ihtiyacını da arttırmaktadır. Kullanılan su miktarı arttıkça arıtılması gereken atık su miktarı da artmaktadır. Bu sular yeterince arıtılmadığı zaman o bölgedeki su kalitesi azalır. Nüfusu hızla artan yörelerde sanayileşme ve artan insan faaliyetleri su kaynaklarının kirlenmesine neden olabilir.

Artan kirlilik, su kaynaklarının kalitesini düşürerek kullanılabilir su miktarını azaltabilir. Nüfus artışının su sorunları üzerinde yarattığı olumsuz etkiler genellikle artan nüfusun büyüklüğü, su talebindeki artış, suyun sektörel kullanımı, bölgedeki su kaynaklarının durumu ve su yönetimi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir” şeklinde konuştu.

Muhabir: ABDÜLREZZAK KILIÇ