Antalya’daki tarım, savaşlar sonrası yeniden düzgün bir biçimde yapılmaya başlanmış. Atatürk Dönemi’nde uygulanan politikalar tarımda kalkınma meyvelerini vermeye başlamış. Osmanlı Devleti’nin son yıllarda tarımı kalkındırma çalışmalarını Atatürk ileri seviyeye taşımıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte tarımda verimliliği artırmak amacıyla birçok düzenleme gerçekleşmiş halkın daha fazla toprak işlemesi ve yüksek verim elde etmesi için çeşitli teşvikler verilmiş. Yüksel Kaştan tarafında hazırlanan, ‘Atatürk Dönemi Tarım Alanında Devletçilik Uygulamaları ve Antalya’ adlı çalışmada Antalya’da Atatürk dönemi tarımsal çalışmalar ele alınmış.

Kaştan’ın çalışmasında, Atatürk Dönemi’nde tarıma yönelik devletçi uygulamaların Antalya özelindeki yansımaları detaylı bir şekilde inceleme gerçeklemiş. Atatürk Dönemi, Antalya’da uygulanan tarıma dair veriler ortaya konmuş.

DENİZ VE DAĞLARLA ÇEVRİLİ

Antalya coğrafi yapı olarak güneyinde Akdeniz, diğer yönlerinde ise Toros Dağları ile çevrili yaklaşık 20 bin 815 kilometre karelik alana sahip. Antalya’nın yüzde 78’i tarıma elverişli ve bunun içinde ormanlık alanlar, çayır, mera ve bitkisel üretim alanları bulunuyor. Dağlık kesim yüzde 75’liktir, dağlar arasında platolar, yaylalar ve ovalar yer alıyor.

Atatürk Dönemi Tarım (2)

GÖÇMENLER TARIMDA ETKİLİ ROL OYNAMIŞ

Antalya genelinde bitki örtüsü makilik oluşu, iklimin bitki üretimi için uygun olması, ilin coğrafi durumu iç bölgelerle ancak birkaç geçitten ulaşımın sağlanması nedeniyle ticari faaliyetler yetersiz kalmış ve il kapalı bir ekonomik yapıyı sürdürmek zorunda kalmış. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşanan savaşlar nedeniyle Antalya’ya devlet tarafından göç edenler yerleştirilmiş. Buraya göç edenler Antalya ve Alanya bölgesine yerleştirilmiş. Göçle gelenler daha çok toprakla ilgilendiği için ovalarda tarım alanları artar, devlet tarafından her aileye iki odalı bir ev, 100 dönüm arazi, bir çift öküz, alet ve tohum almaları için ailede kişi başına 300 kuruş verilmiş.

KIYILAR NARENCİYE İÇİN UYGUNKEN İÇ KESİM BAKLAGİLLERE UYGUN

Antalya’da gerek 1913 tarihli tarım istatistiklerinde ve gerekse 1926-1927 Vilayet Salnamesi verilerine göre bitkisel üretim yapılan yerler arasında en fazla tarlalar, sonra sebze ve meyve bahçeleri, zeytinlikler ve bağlar yer aldığı ortaya çıkmıştır. Antalya’da tahıl her yerde yetiştirilmesinin yanında kıyı kesimlerde narenciye, incir, şeftali, zeytin yetiştiriciliği, yerfıstığı, susam ve pamuk ekimi yaygın bir biçimde yapıldığı ve günümüzde de birçok üreticinin bu ürünlerden geçindiği biliniyor.  Kıyıdan uzak kesimlerde ise daha çok meyvecilik, üzüm yetiştiriciliği, şeker pancarı, baklagiller ve az da olsa tütün ekimi yapılıyor. Günümüzde tütün ekimi yok denecek kadar az kalmış durumda.

Atatürk Dönemi Tarım (6)

YURTDIŞINDAN UZMAN GETİRİLMİŞ

Ülkede Sıcak İklim Nebatları Teksir ve Islah İstasyonu’nun Güney Anadolu’da yetiştirilecek bitki türlerini tespit ederek uygun yetiştirme metotlarıyla birlikte köylülere sunmak amacıyla İsveç’ten bu konuda uzman olan Dr. T. A. Tengwall ile Şevket Bey tarafından oluşturulmuş. İstasyon çeltik yanında tropikal ve subtropikal iklim bitkileri ile ilgili araştırmalar başlatarak incelemeler gerçekleşmiş.

Burada kahve üretimi denense de uygun çevrede ortam oluşmaması sonucu istenilen verim alınamamış. Bunun üzerine kahve yerine muz denemeleri için Java ve Rodos adalarından muzun kopyaları getirtilerek deneme çalışmalarına başlanmış. Bilinenin aksine Türkiye'ye muz, ilk defa 1870 yılında, süs bitkisi olarak getirilmiş, tarımına ise 1930'larda Alanya'da başlanmış. 1930’lu yıllarda Türkiye’nin her türlü tarım ürününü alan Almanlar portakal ve limonla daha fazla ilgili olmuş ve uzun bir süre Türkiye’den ithal etmişler.

ALMANLAR TÜRKİYE’DEN PORTAKAL VE LİMON İHRACAT EDİYORMUŞ

Almanya Antalya’da yetişen portakal ve limonu daha fazla talep etmesinin ardından Ekonomi ve Tarım Bakanlıkları hemen Antalya’da narenciye mahsullerinin daha kaliteli yetiştirilmesi için girişimlerde bulunmuş ve bunun sonucunda Antalya’da narenciye numune fidanlığı kurularak yerli fidanların ıslahı konusunda bahçıvanların istifadesine sunulmak amaçlanmış.

Atatürk Dönemi Tarım (1)

İLK NARENCİYE FİDANLIĞI 1926’DA KURULMUŞ

Türkiye’de Atatürk Dönemi’nde başlayan tarım alanındaki devlet uygulamalarının bazı örnekleri Antalya’da da görülmüş. İklime uygun ürünlerin üretilmesi için çalışmalar başlanmış, Antalya’da fidanlık kurulmasına karar verilmiş. 1926 yılında Tekelioğlu Vakfı’na ait ancak yönetimi Antalya Özel İdaresi’ne ait yaklaşık kırk dekarlık bir arazi üzerinde ilk narenciye fidanlığının kurulumu gerçekleşmiş.

ANTALYA’DA ÇELTİK DENEME TARLASI KURULMUŞ

Aksu’da narenciye dışında tarla bitkileriyle ilgili olarak ilk bilimsel araştırmalar kuruluyor. Antalya’da daha sonra ipek böcekçiliği istasyonu ile sıcak iklim nebatları ıslah istasyonu kurulması hedeflenmiş ve Atatürk döneminde ise bu hedef gerçekleşmiş. Aksu çayı kenarında Antalya- Serik yolu üzerinde 1933 yılında “Antalya Çeltik Deneme Tarlası” adı ile bir işletme kurulmuş. Bu işletme 805 dekar bahçe, 20 dekar fidanlık arazisi ve 12 000 m2 kapalı alana sahip olmuş.

Atatürk Dönemi Tarım (5)

AHIRLAR VE KÜMESLER DE BULUNUYORMUŞ

İstasyonda ahırlar ve kümesler de bulunuyormuş. İstasyonda hayvancılık alanında da öncü çalışmalar gerçekleşmiş. İstasyonda sekiz tavukhane, dokuz adet büyük ve küçükbaş hayvan ahırı yer almış. Bu ahırlarda tavukçuluk ve hayvancılık alanlarında ıslah, beslenme ve üretim alanlarında araştırmalar yapılmış. Damızlık yumurtalardan üretilen civciv ve piliçler Antalya’dan başka Isparta ve Burdur’un da damızlık gereksinimini karşılanmış. Tavşancılık, ipekböcekçiliği ve arıcılık konusunda da çalışmalar yapılarak elde edilen ürünler halkın yararlanmasına sunulmuş.  

ANTALYALILAR İKİ TARIM ÜRÜNÜNÜ BENİMSEMEMİŞ

Bu istasyonda daha sonraki yıllarda ise buğday, arpa, yulaf, yonca, çeltik, yer fıstığı, susam, hintyağı yanı sıra guayul, rami, jüt gibi sıcak iklim bitkileri üzerinde de denemeler gerçeklemiş. Enstitünün sebzecilik ve hayvancılık şubeleri bulunmuş. Zaman içerisinde pamuk üretimi ilde önem kazanmış fabrikalar açılmış. Ayrıca Antalya’da ‘Guayul kauçuğu’ ve ‘Rami lif bitkisi’ gelmiş. Guayul kauçuğu için çalışmalar yapılsa da istenilen sonuç elde edilememiş. 1950’lerde Antalya Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü’nce ilk kez Antalya'da Rami lif bitkisi yetiştirilmiş ve iyi sonuç alınmış ancak tıpkı kauçuk gibi bu da köylüler tarafından benimsememiş.

Atatürk Dönemi Tarım (3)

SICAK İKLİM NEBATLARI TEKSİR VE ISLAH İSTASYONU SÜREKLİ DEĞİŞMİŞ

İşletme, 1937 yılında Aksu Nahiyesi’ne taşınarak “Sıcak İklim Nebatları Teksir ve Islah İstasyonu” adını almıştır ve zamanla çeşitli isim değişikliklerine uğramış. 1947’de “Bölge Tohum Islah ve Deneme İstasyonu”, 1957’de “Bölge Zirai Araştırma Enstitüsü” ve 1974’te “Pamuk Araştırma Enstitüsü” olarak adını almış. Yerleşke, geniş bir palmiye ağaçlarıyla süslü giriş yoluna ve 1938’de inşa edilen iki katlı istasyon binasına sahip olmuş. Sosyal birimler, işçi lokali, kantin, spor sahası, lojmanlar ve mescit yerleşkede bulunmuş. İlk defa burada sinema ve tiyatro izleme, balolar düzenleme gibi sosyal etkinlikler yapılmış ve kırsal halk için bir örnek teşkil etmiş. Başlangıçta erkek işçiler için tek odalı lojmanlar bulunurken, zamanla ailelere uygun üç odalı lojmanlara geçiş yapılmış.

1936 YILINDAN İTİBAREN TURUNÇGİLLER GELİŞMİŞ

DAntalya Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, 1936’da turunçgiller yetiştiriciliğini geliştirmek ve yerli türleri ıslah etmek amacıyla kurulmuştur. Osmanlı döneminde turunçgiller gereksinimi daha çok Arap ülkeleri olan Filistin ve Suriye’den karşılanırken, I. Dünya Savaşı sonrası bu bölgeler sınır dışında kaldığı için üretim yetersiz duruma gelmiş.

Atatürk Dönemi Tarım (4)

1930’LU YILLARDAN SONRA TARIM GİDEREK ELVERİŞLİ HALE GELMİŞ

Enstitü, FAO ile işbirliği yaparak projeler hazırlamış ve laboratuvarlar kurmuş. Antalya’daki topraklar, vakıf arazisi olarak uzun süre boş kalmış, 1930’larda ise tarıma elverişli hale getirilerek meyvecilik ve sebzecilikte kullanılmaya başlanmış. 1940 yılı verilerine göre, Antalya’da önemli miktarda hububat, baklagiller ve sanayi bitkisi üretimi gerçeklemiş. Türkiye genelinde tarımda makineleşme başlamış ve 1927 yılında Antalya’da ziraat makineleri sayısı artmış. Atatürk Dönemi’nde Antalya’da, narenciye, tohum ıslahı, muz ve bahçe bitkileri gibi alanlarda önemli tarım kuruluşları faaliyete geçmiş. Bu kuruluşlar, modern tarım teknikleri, tohum ıslahı, makine kullanımı ve sosyal yaşam açısından halka örnek olmuş.

Muhabir: UĞUR FİDAN