Belediye-İş Sendikası Başkanlar Kurulu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun göz altı kararı sonrası bir araya geldi. Toplantı sonrasında yayımlanan sonuç bildirgesi yayımladı. Sendika Başkanlar kurulu yayımladığı bildiride Türkiye’de hukuk güvenliğinin olmadığı, grev haklarının engellendiği ve emekçilerin daha fazla ekonomik zorluklarla karşı karşıya bırakıldığı vurgulandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecine de değinen sendika, yaşananları “milli iradeye darbe” olarak nitelendirerek demokrasi ve hukukun üstünlüğü için mücadele çağrısı yaptı.
Belediye-İş Sendikası Başkanlar Kurulu tarafından yayımlanan sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
“İktidar, halkın oylarıyla üç kere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş Ekrem İmamoğlu’nu demokratik zeminde yarışmayı göze alamadığı için diploma iptaliyle, itibar suikastıyla, yargıyı araçsallaştırarak ve hukuku yok sayarak tutuklayarak engellemeye çalışıyor.”
“MİLLET İRADESİNE DARBE”
Tüm bu yapılanlar, halk iradesinin gaspı ve “Millet iradesine darbe” niteliğinde olduğu vurgulanarak, Hukuk güvenliğinin kalmadığı, hukukun, adaletin, demokrasinin darbe aldığı bir ülkede emekten de emekçinin ekonomik ve sosyal haklarından da bahsetmek mümkün değildir. Ülkemizdeki bütün bu yoksulluğu, hukuksuzluğu, eşitsizlikleri, adaletsizlikleri ancak ve ancak demokrasi ve hukukun üstünlüğüyle ortadan kaldırabiliriz” denildi.
“Laik, demokratik ve çağdaş bir ülkenin anahtarı işçi sınıfının ve emekçilerin elindedir” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi:
“Bugün ülkemizde millet iradesi ile seçilen belediye başkanları, ülkemizin aydınları, sanatçıları, gazetecileri her gün akıl almaz suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. İktidarın muhalif gördüğü herkes potansiyel suçlu haline gelirken, ortada suç olmasa dahi cezadan kurtulamıyor; buna karşılık gerçek suçlular, elini kolunu sallaya sallaya ortada dolaşıyor. Artık ülkemizde hiç kimsenin hukuk güvenliği kalmamıştır.”
DEMOKRASİ ENGELİ DEVAM EDİYOR
Emek sömürüsü artarken, Anayasal sendika seçme, örgütlenme, toplu sözleşme, grev, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı önündeki engeller tüm ağırlığıyla sürdüğü belirtilerek, “Bir yandan lüks, şatafat, sefahat hız kesmeden sürerken; üç kuruşluk asgari ücret artışı, işçi ücret artışlarının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi, memur, emekli maaşları ve emekli bayram ikramiyelerine yapılan sadaka artışları, emekçileri açlığa yoksulluğa mahkum ediyor” ifadelere yer verildi.
Emekçilerin, vergi sistemindeki adaletsizliklere yönelik itirazları dikkate alınmadı ifade edilen bildiride, “Kıdem Tazminatındaki tavan sınırlaması, tavanın da memur maaş artış oranına göre belirlenerek düşük tutulması ile kıdem tazminatı adım adım tasfiye ediliyor” denildi.
“HAK ARAMASINA ENGEL YARATIYOR”
Bildiride, “Hukuksuzluklar, adaletsizlikler, emekçilerin hak aramasına engel yaratıyor” ifadelerine yer verilirken, grevler, “erteleme” adı altında yasaklandığı, imzalanmış toplu iş sözleşmeleri yok sayılmak istendiği, iktidarın Ulusal İstihdam Stratejisi ile uzaktan çalışma, kısmi zamanlı çalışma ve çağrı üzerine çalışma gibi esnek çalışma biçimlerini teşvik ederek, düşük ücretli, kıdem tazminatından ve iş güvencesinden yoksun bir istihdam yapısı yaratmaya çalıştığı vurgulandı.
İşkolunda tek sendika, ülkede tek konfederasyon talebini savunan Başkanlar Kurulu “Haksızlıkların, hukuksuzlukların her geçen gün vicdanları sızlattığı, liyakatsizliğin diz boyu sürdüğü bu sancılı süreçte, başta Türk-İş yönetimi olmak üzere tüm konfederasyonları, ülkemizde, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesi, halkın iradesinin her alanda egemen kılınması, işçi hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi için emekçi halkın sesi olmaya, ülkede yaşananlara ses yükseltmeye çağırıyor” ifadelerine yer verdi.