Yerel seçimlerde meclis üyeliği listesini değiştirdiği için İl Disiplin Kurulu tarafından 'uyarı' cezası verilen CHP Muratpaşa İlçe eski Başkanı Hasan Şahin, genel merkez tarafından 'kesin ihraç' istemiyle tekrar disiplin kuruluna sevk edilmişti. Aynı suçlamalarla kesin ihraç talebiyle yeniden hakkında karar alınan Şahin, disiplin süreciyle ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. İşte o paylaşım...
CHP Muratpaşa İlçe eski Başkanı Hasan Şahin, sosyal medyasından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Değerli Partilim; Ben Hasan Şahin. Bir önceki Muratpaşa İlçe Başkanı, 1992'den beri Cumhuriyet Halk Partisi üyesi bir yoldaşınızım. Ne mutlu ki; "parti emekçisi" kimliğinden başka bir sıfat arayışım olmadı. 31 Mart yerel seçim sürecinde bu doğrultuda hareket ettim. Bugün ben varsayılan bir suçtan, iki kez disiplin kuruluna verilmiş aynı tarihteki aynı suçtan iki kez tedbir kararıyla delegeliği engellenmiş bir partili durumundayım.
İlçe yönetimimizce alınan karar sonucu yarısı ön seçimle olmak üzere belirlenmiş belediye meclis üyeliği listemize müdahale ederek Genel Merkez’in bazı isimleri Meclis üyesi adayı olarak dayatmasına karşı parti hukukuna tamamen uygun(Parti aday saptama yönetmeliğinin 17. maddesi) şekilde listeyi Seçim Kuruluna teslim ettim. Parti hukukuna uygun bu eylem nedeniyle görevden alındım, tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk edildim. İl Disiplin Kurulu'nun tedbiri kaldırarak, şahsıma uyarı cezası verdiğini basından öğrendim. Karar bana tebliğ edilmedi. Edildiği anda idare mahkemesine giderek itiraz edeceğim. Çünkü suçsuzum.
Tam tebligat beklerken Merkez Yönetim Kurulu'nun aynı suçtan, aynı maddelerden ikinci kez tebdir kararı alarak Disiplin Kurulu'na sevk ettiğini öğrendim. Bu nasıl bir hınçtır, partililiğe karşı parti emekçisine karşı bu nasıl bir muameledir.
Yargılama süreci henüz sonlanmamışken, aynı suçtan dolayı kimse ikinci kez yargılanamaz! Bu en temel hukuk kaidesidir. Yapılan işlem açıkça hukuksuzdur. Zorbalıktan başka bir şey değildir. Parti içinde hukukun üstünlüğünü koruyamazsak, kendi içimizde bu en temel ilkede bile çelişki yaşarsak Saray Rejimi'nin güdümlü Yargısı'na nasıl itiraz edebiliriz...Yüz yıllık parti geleneğimizle bağdaşmamaktadır. Kurultay'a, küçük hesaplara saplanmış bu idarecilik anlayışını sizlerin takdirine bırakıyorum.
Demokratik hakkımı kullanarak hukuki zeminde mücadelemi sürdüreceğim. Bu mücadele şahsıma yönelik değil, parti ve örgüt hukukunu korumaya yönelik bir mücadeledir. Partililerimin olan biteni bütün şeffaflığıyla bilmesini istedim.".