Günümüz medya ortamında hazırlanan içerikler kadına yönelik şiddetin artmasına neden olan faktöreler arasında olduğu biliniyor. Dijital platformlar ve televizyon dizilerinde kadına yönelik şiddet içerikleri medya patronları tarafından sıkça kullanılıyor. Bunun yanı sıra kadınların dizilerde gösterilme biçimleri de tartışma konusu oluyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği Antalya Konyaaltı Şubesi medyada kadına yönelik şiddet içeriklerini sıkça gündemde tutmaya devam ediyor. Cumhuriyet Kadınları Derneği Antalya Konyaaltı Şubesi Fatma Özdemir, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” panelinde yaptığı konuşmada medya içeriklerinde kadına yönelik şiddetin toplum nezdinde normalleştirilmeye çalışıldığını açıkladı. Özdemir, her tür medya ortamında kadınların aşağılara itildiğini, onları değersizleştiren ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren yayınlara son verilmesi amacıyla kampanya yürüttüklerini söyledi.
MEDYADA ŞİDDETE RASTLAMA ORANI YÜZDE 90
Cumhuriyet Kadınları Derneği Antalya Konyaaltı Şubesi Başkanı Fatma Özdemir, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Design Araştırma Şirketine (SİL Research’a) yaptırdığımız olduğu ‘toplumun televizyon yayınlarındaki kadına yönelik şiddete ilişkin algısını belirlemeye yönelik’ anketin sonuçları, CKD’nin bazı anket sonuçlarına dayalı açıklaması şöyle: ✓ TV yayınlarında, kadına yönelik şiddete rastlama oranı yüzde 90 gibi vahim düzeyde çıkmıştır! Kadına yönelik şiddete “çok” ve “çok sık” rastlayanlar da yüzde 74 gibi yüksek bir orandadır. Bu rakamlar hepimiz için önemli bir uyarı olmalıdır. Bu haliyle televizyonların, kadına yönelik şiddetin sürekli göz önünde olduğu tehlikeli bir yapıya dönüştüğü anlaşılmaktadır. O kadar ki, kadına yönelik şiddet, TV yayınları aracılığıyla halkımıza “yaşamın gündelik bir parçası” sıradanlığı içinde sunulmaktadır.”
MEDYADA ŞİDDET İÇERİKLERİ TEHLİKE YARATIYOR
Seyircinin kadına yönelik şiddeti en çok gündüz kuşağı kadın programlarında yüzde 65, haberlerde yüzde 62 ve yerli dizilerde ise yüzde 61 oranlarında izlediğini ifade eden Özdemir, “TV yayınlarında kadına yönelik şiddet algısı kadınlarda erkeklerden yüksek. Kadınlarda yüzde 81 olurken erkeklerde yüzde 65 oranında. Kadınlar TV yayınlarında kadına yönelik psikolojik ve ekonomik şiddeti ilk iki sırada algılıyor yüzde 94 ve yüzde 93. Bu veriler kadınların toplumda ayrımcılığa maruz kaldıkları gerçeğini apaçık yansıtıyor. Dizi yapımcılarına duyurulur! İzleyicilerin yarısı yüzde 52 birçok dizinin aile, kadın ve çocuklar açısından sakıncalı konular ve olumsuz mesajlar içerdiğini düşünüyor. Yerli diziler kadına yönelik şiddeti sıradanlaştırıyor ve körüklüyor. Cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, gelir durumu, hayat tarzı özelliklerine bakmaksızın izleyicilerin yüzde 80’i bu ifadeyi onaylamıştır” şeklinde konuştu.
MEDYADAKİ KADIN GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Medyanın kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet içeren yayınlarla dolu olduğu belirten Özdemir, “Medyada baskın kadın tiplemesi, her tür olumsuz karakterle sunulmaktadır. Onurlu, üretken, fedakâr kadınlarımızın başarıya koşan var olma mücadelesi ortalarda yoktur” dedi.
Medyada gösterilen kadın, sahte bir algıyla aşağıya çekilmekte, yalancı, entrikacı, şeytan, güvenilmez bir izlenim yarattığını söyleyen Özdemir, “Gerçeğe uymayan sıfatlarla kadına yönelik şiddete kapı açmaktadır” diye konuştu.
AİLE KURUMU AYAKLAR ALTINDA
Aile kurumunun ayaklar altına alındığını ifade eden Özdemir, “Dizilerde, öğleden sonra gündüz kuşağı programlarında, haberlerde sergilenen aile yapıları bize ait değildir; sahtedir. Buna rağmen medya yoluyla gündelik yaşamımıza öylesine girmiştir ki, aile kurumunu hedef alan neoliberal ideolojinin ekmeğine yağ sürmektedir” şeklinde konuştu.
Kadınların, ailelerin ve toplumsal yaşamın sahte biçimlerde gösterildiğini belirten Özdemir, “Emperyalizmin yoz kültürüne alan açan bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız” dedi.
Özdemir konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Medya kuruluşlarının, reyting durumuna bakarak toplumun bu türde programları beğendiği ve talep ettiği görüşü doğru olabilir mi? Gerçekten de Türk toplumu kadının, ailenin, toplum yaşamının bu seviyesizlikte ortaya konmasını istiyor olabilir mi?”
“ŞİDDETİN SIRADANLAŞTIRILMASINA KARŞIYIZ”
Medyanın “Toplum talep ediyor, biz de sunuyoruz” söylemi gerçeğin üzerini kapattığını dile getiren Özdemir, “Emperyalist kapitalist sistemin yarattığı yozlaşma kültürünün medya aracılığıyla ve büyük sermayeler eliyle topluma “arz” edilerek toplumda “talep” yaratıldığıdır. Büyük teknolojik gelişmelerle devleşen kitle iletişim araçları karşısında insanımız “umduğunu değil, bulduğunu” izler durumdadır” şeklinde konuştu.
Kitle iletişim araçlarında kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin sıradanlaştırılmasına karşı çıktıklarını söyleyen Özdemir, “Medya kuruluşlarını kadınlarımızın yükselen mücadelesini yansıtan gerçekçi yayınlar yapmaya davet ediyoruz. Medya programlarının önceden müdahale mekanizmaları oluşturularak Denetlenmesini istiyoruz” sözlerine son verdi.