Keşfedilecek pek çok noktası ile turistlerin vazgeçilmez adresi olan Antalya, hem yerli hem de yabacı gezginlere sunduğu doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve birbirinden güzel plajlarıyla birlikte hepimize gör kırpar nitelikte. Doğanın olabildiğince cömert davrandığı bir şehir olarak karşımıza çıkan Antalya, her bir milimine saçılmış doğal güzelliklerinin yanı sıra farklı medeniyetlerden edindiği kültür birikimleri ile de ön plana çıkmakta. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan şehir, pek çok güzelliğe ev sahipliği yapmakta, ve bu güzellikleri tüm şeffaflığıyla ziyaretçilerine sunmaktadır. Ancak bu güzelliklerden bazıları muhakkak ziyaret edilmesi gereken rotalardır. Antalya’nın yerlisiyseniz boş vakitlerinizde, gezginiyseniz de ziyaret vaktinizde ama her halükârda ziyaret etmediğinizde büyük pişmanlık duyacağınız yerleri sizin için tüm detaylarıyla araştırdık. İşte Antalya’da gitmenizi önerdiğimiz o eşsiz yerler…
ASPENDOS TİYATROSU (ASPENDOS ANTİK KENTİ)
Aspendos Tiyatro, Antalya’nın Serik ilçesinin sınırları içerisindedir. Burası, Anadolu’da Romalılar tarafından yapılmış türünün en büyüklerinden ve bugün Roma tiyatro mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri. Tanrılara ve devrin imparatorlarına adanan yapı, Roma tiyatro mimarisinin ve yapım tekniğinin son çizgilerini sergiler. Devrinin görkemli yapılarından biri olan Aspendos tiyatrosu 15–20 bin kişi alabilir özelliktedir. İmparator Marcus Aurelius devrinde (İS 161–180) Theodoros’un oğlu mimar Zenon tarafından inşa edilmiştir.
GÖYNÜK KANYONU
Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turist tarafından sıkça ziyaret edilen noktalar arasında yer alan bu kanyon, Antalya’nın Kemer ilçesi sınırlarında bulunuyor. Özellikle yaz aylarında Antalya’nın kavurucu sıcağından kaçıp bir sığınak arayanlar için en doğru rotalardan biri. Ayrıca Dünyanın en iyi 10 trekking parkurlarından biri olan Likya yolunun da önemli bir bölümü Göynük Kanyonu'nun içerisinden geçiyor. Böylelikle pek çok doğa sporunu yapmamız için uygun olan Göynük Kanyon’u hem doğaseverlerin hem de maceraperestlerin buluştuğu ortak bir payda.
ANTALYA MÜZESİ
1972 senesinde Avrupa Konseyi Özel Ödülü’nü kazanmış olan bu özel müze, şehrin tam göbeğinde olması ve kolay ulaşılabilirliği ile pek çok kültür gezgininin kalbini kazanmış yerlerden biri. Müze değil sanki bir kara delik olan bu yer sizi tarihe ışınlamaya yemin etmiş gibi. Antik çağlarda bu topraklarda yaşamış her milletine izini kolayca sürebileceğimiz yerlerden biri burası. Likya, Pamphylia, Pisidia ve Roma gibi köklü uygarlıkların tozlu bir arşivi gibi burası. Hiç şüphesiz burada rastlayabileceğiniz en marjinal parça Perge Antik Kenti'nden gelen ve Aphrodite heykeline ait olan "Perge Artemis" heykeli olsa da mozaikler, seramikler ve sikkeler de oldukça ilgi çekici.
KRAL HAVUZU
Şehir merkezinden 70 km mesafede Antalya’nın Serik ilçesinde bulunan Kral Havuzu, 70 metreden dökülen Yukarı Uçansu ile 51 metre yükseklikten dökülen Aşağı Uçansu şelalelerinin kireç taşlarının suyun etkisi ile doğal bir şekilde oyulması sonrasında oluşuyor. Turkuaz rengi serin suları ile öne çıkarken eşsiz görüntüsü ve güzelliği ile Antalya’nın en çok turist akınına uğrayan yerlerinden birisi olmaya devam ediyor. Bu doğa harikası yapıyı yakından inceleme fırsatı bulurken, çam ağaçlarının sunduğu bol oksijenden sarhoş olabilirsiniz.
DAMLATAŞ MAĞARASI
Antalya'nın turistik kenti Alanya'da yer alan turistik mekanlardan biridir. Ayrıca Damlataş Mağarası, Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası olması özelliğine sahiptir. Yaklaşık olarak 15 bin yıl önce oluştuğu bilinmekte olan mağara, içerideki azot, oksijen ve karbondioksit dengesi sayesinde astım hastalarının ziyaret etmesi gereken noktalardan biri. Sağlık turizme de olumlu getiriler sağlayan yer, astım hastalarının neredeyse her mevsim uğradığı rotalar arasında. Ayrıca mağara, olağanüstü dikit ve sarkıtları ile de ziyaretçilerine görsel bir şölen sunmakta.
ANTALYA AQUARİUM
Dünyadaki akvaryumlar arasında 131 metrelik uzunluğu ve 3 metrelik genişliği ile dünyanın en büyük tünel akvaryumu olma özelliğine sahip olan Antalya Akvaryum, ziyaretçilerine mavi sularda bir keşif şansı sunuyor. Yan yana bulunan 4 tematik akvaryum içerisinde sırasıyla Hint Okyanusu, Kızıl Deniz, Atlantik ve Pasifik Okyanusları mevcut. Ayrıca burası Antalya ve çevresindeki su altı yaşamını da tüm şeffaflığıyla ziyaretçileriyle paylaşıyor. Ayrıca şehir merkezinde olması ve kolaylıkla ulaşım sağlanmasından ötürü burayı muhakkak ziyarette bulunmanızı öneriyoruz.
TİTREYEN GÖL
Şehirden kaçanlar için adeta bir sığınak olan bu göl merkeze 35, sınırları içerisinde bulunduğu Manavgat ilçesine ise 12 kilometrede mesafede bulunuyor. 3000 metrekare bir alanı kaplayan göl denize kısa bir kanal ile açılmaktadır. Titreyen Göl, maviyle yeşilin eşsiz bir ahenkle kaynaştığı benzersiz doğasıyla Manavgat’ın en önemli turistik bölgelerinden biri olma özelliği taşıyor. Ayrıca bölge doğal güzelliklerinin yanı sıra ziyaretçilerine neredeyse her bütçeye uygun konaklama imkanları sunuyor.