Antalya’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Döşemealtı su kaynaklarında yaşananlar şaşkınlık yarattı. Gazeteci Yusuf Yavuz’un sosyal medyasında paylaştığı görüntüler akıllarda şu işareti bıraktı. Yavuz sosyal medyasında yayınladığı iddialarda şu sözlere yer verildi;
“Burası Antalya’nın en önemli su kaynaklarından bir olan Kırkgöz. Görüntüler dün çekildi. Koruma altındaki Kırkgöz su kaynağı, Termessos su koruma havzası içinde. Alan piknikçilerden ve kirleticiler korunmak için tel örgüyle çevrilmişti. Ancak hafriyat kamyonlarından korunamadı.
Kırkgöz su kaynağının olduğu koruma alanına giren hafriyat kamyonunun Döşemealtı Belediyesi için çalıştığı öne sürüldü. Böyle bir alanda hafriyat dökmek ya da kazı malzemesi almayı bırakın, kamyonun girmesi bile kirlilik sebebi. Zaten bu nedenle tel örgü ile çevrildi.
SANKİ RUTİN OLMUŞ
Hafriyat kamyonlarının cirit attığı Kırkgöz Su kaynağınının girişinde metrelerce büyüklükte bir uyarı tabelası var. Her türlü uyarı var ancak önlem ve yaptırım yok. Dün alana giren kamyonlar jandarmaya bildirilmesine rağmen işlem yapılmadığı söylendi. Sanki rutin bir iş olmuş.
Antalya’nın su ihtiyacının önemli kısmı halen bu bölgedeki kaynaklardan karşılanıyor. Bu karstik su havzası, kuzeyde Burdur ve Isparta bölgesine kadar uzanan bütüncül bir doğal sistemden oluşuyor ve kirlilik hızla yayılıyor. Su kaynağı üzerinde fabrika bile yapmışlar geçmişte.
Antalya burnunun dibindeki doğal su kaynağı olan Kırkgöz ve diğer su kaynaklarını kirlilikten yeterince koruyamazken, Isparta deri sanayisinin ve kent atık sularının kirlettiği 60 km mesafeki Karacaören Baraj Gölünün tarımda bile kullanılması riskli olan sularını talep ediyor.
Burası Antalya için içme suyu olarak düşünülen ve kentin geleceğinin garantisi olarak görülen Karacaören Barajına dökülen Isparta Çayı. Bu ağır kirlilik 7/24 yıl boyunca baraja karışıyor. Sayıştay bile uyardı ama hala bir önlem yok. Bu su 3 milyonluk kente içirilmek isteniyor
Kırkgöz, Boğaçayı, Duraliler gibi su kaynaklarını koruyamayan, içinden geçen nehirlerde balık ölümleri yaşanan, her soruna bir ‘bilim kurulu’ oluşturup somut bir çözüm üretemeyen kent ve ilgili tüm kurumlar, içme suyu rezervine yıllardır bu atıkların karışmasını seyrediyor.”