6 Şubat depremlerinin ikinci yıldönümü dolayısıyla açıklamada bulunan Mustafa Erdem, “Örneğin depremde en çok hasar alan yerlerden olan Antakya’da, AFAD’ın 2024 verilerine göre konteynırkentte hala 215 bin 310 kişi yaşamakta. Bütün şehir koca bir şantiye gibi. Her yer toz, nefes almak mümkün değil. Önemli bir kültürel mirasımız olan Antakya yerle bir olmuş, TOKİ inşaatlarından geçilmez durumda. Altyapı sorunları devam ederken uzun süreli elektrik ve su kesintilerinin yaşandığını biliyoruz. Yüzbinlerce insan hem evinden hem de memleketinden oldu. Depremlerde yıkılmayan ya da az hasar alan bazı evler ise rezerv alan ilan edildi. Yani depremzedeler hiçbir güvence verilmeden evlerinden çıkarıldı, özel mülklerine el konuldu. Kısacası, deprem bölgesinde, oradan göç etmiş de olsa hala temel haklarına erişemeyen insanlar yaşam mücadelesi veriyor. Gerekli önlemlerin hiçbiri alınmadığı için büyük kayıplar verdiğimiz depremlerin ardından koskoca iki yıl geçmesine rağmen maalesef bu tabloyla karşı karşıyayız.” dedi.
HARCANMADIYSA KİME HARCANDI?
Deprem için ayrılan bütçenin büyüklüğüne rağmen, depremden kaynaklanan mağduriyetlerin telafisi noktasında kayda değer bir ilerleme kaydedilememiş olmasından yakınan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mustafa Erdem, “2024 yılı içerisinde Afetzedeye ayrılan bütçenin bir kısmının kullanılmadığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Bütçe Gerçekleşme Raporlarında ortaya konulmuştur. 2024 yılında afet yönetimine merkezi yönetim bütçesinden 906,5 milyar lira ödenek ayrılmıştı. Harcamalara baktığımızda ise bu miktarın yaklaşık 89 milyar lirasının hiç kullanılmadığını görüyoruz. Hatta 2024 yılı içerisinde ilk 8 ayda afet için harcanması gereken bütçesinin sadece yüzde 16’sının kullanıldığı ortaya çıkmıştı. 2024 yılı içindeki en büyük afet harcaması da yıl bitmeden Aralık ayında yapılmış. Deprem bölgesinde barınma başta olmak üzere bir çok sorun yaşanırken, depremi bahane ederek vatandaşa vergi yükleyen iktidar, geçtiğimiz yıl boyunca deprem için ayrılan ödeneği bile tam kullanmadı. Bütçe harcamalarının büyük çoğunluğu faizden oluşuyor. Ne deprem, ne tarım, ne sanayiye yeteri kadar harcama yapılmadıkça, sorunlar da çığ gibi büyüyor” açıklamasında bulundu.
Depremin yıldönümü nedeniyle Elazığ’da depremden etkilenen vatandaşları dinlemekte olan CHP Milletvekili Mustafa Erdem “Yıllarca deprem vergisi toplayıp bir kuruşunu depremi önlemek için harcamayan, deprem olduktan sonra günlerce enkazları kaldıramayan, can kayıplarını önlemekte, kayıpları bulmakta başarısız olup hepimize binbir türlü acı yaşatan AKP iktidarı, depremin ardından geçen yılda taş üstüne taş koyamadı. 1 yılda tamamlayacağız dedikleri deprem konutlarının inşası iki yıldır tamamlanamadı. Vatandaşı borçlandırarak depremde yıkılan evlerinin yerine konut inşa edecek olan AKP hükümeti; bir çok insanın barınma sorunuyla mücadelesini göz ardı ederek beklenen konutları teslim edemiyor. Barınaklarda kalmaya devam edenler başta olmak üzere, kira sorunu yaşayan, memleketini terk edip yüksek kiralarla boğuşmak zorunda kalan, yakınlarının yanına sağınmış depremzede vatandaşlarımızın daha fazla sabrı kalmadı. 2025 yılı sonuna kadar bu kadar vatandaşımızın barınma hakkını gasp etmeye hakkınız yok. Deprem konutları bir an önce teslim edilsin!” sözleriyle iktidara seslendi.
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem tarafından verilen soru önergesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sorulan sorular ise şöyle:
Deprem Sonrası Yeniden İnşa Projesi kapsamında, 6 Şubat 2023 tarihinden günümüze kadar kaç konut teslim edilmiştir?
Bu proje kapsamında teslim edilmesi planlanan toplam konut sayısı nedir?
Söz konusu deprem konutlarının teslimatının tamamlanacağı açıklanan tarihin (2025 yılı Aralık ayının sonu) ertelenmesi söz konusu mudur?
Deprem sonrasında deprem konutlarının teslimatının tamamlanması için belirlenen 1 yıllık sürenin, 2025 yılı sonuna kadar uzatılmasının gerekçesi nedir?
Deprem konutlarına ilişkin kuraların şaibeli olduğu iddiaları kamuoyuna yansımıştır. Bu kuraların adil bir şekilde gerçekleştirilebilmesi adına bakanlık tarafından alınan önlemler ve atılan adımlar nelerdir?
Söz konusu iddialardaki gibi, deprem konutlarına ilişkin kuralarda farklı kişilere öncelik sağlanmış mıdır? Sorumlular hakkında yürütülen adli/idari işlemlerin detayları nelerdir?