Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları yasal zorunluklara rağmen uygulanmadığı görülüyor. İşletmelerde denetim ve eğitim yetersizliği nedeniyle yaşanan felaketler tekrarlanıyor. Konuyla ilgili konuşan Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz’e göre, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'ndan sıkça duyduğumuz fakat önemsemediğimiz bir hakkımız bulunuyor. Yasaya göre ilk duyduğumuzda aklımıza gelen çoğunlukla işçi, personel veya çalışanın iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiriyor gibi bir algı oluştuğunu dile getiren Başkan Gündüz, “İş sağlığı ve güvenliğinin temel amacı çalışanları korumak, üretim ve iş güvenliğini sağlamaktır. Yani üçüncü şahısların, tüketicilerin de can ve mal güvenliğini sağlamak” dedi.
Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği yalnızca slogan olarak kaldığını belirten Başkan Gündüz, “Kurumsal olarak var ancak işlevsel yani hayatımız içinde maalesef göremiyoruz. İş sağlığı ve güvenliğinin en önemli hedefi çalışanları ve içinde bulunduğu çevreyi olasılıklara karşı korumaktır” diye konuştu.
İŞVEREN Mİ VATANDAŞ MI SORUMLU?
Ülke genelinde iş sağlığı ve güvenliği genellikle iş yaratmak için olduğunu vurgulayan Başkan Gündüz, 30 Aralık 2012 tarihi itibariyle resmi olarak yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre, Türkiye genelinde bulunan tüm iş yerleri, toplum yaşam alanları, binalar ve apartmanlar dahil olmak üzere risk analizini yaptırmak zorunda olduğunu dile getirdi. Başkan Gündüz Konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“İşveren ve vatandaş olarak sorumluyuz. 6331 sayılı 6. Madde, Fıkra 1'e göre risk değerlendirmesi işlemi, oluşturulan bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Uzman raporunu hazırlar, eksikleri sunar, giderilmesi için işverene bildirir. Ayrıca gerekli tedbirler alınmazsa ilgili bakanlığa ihbarda bulunmak zorundadır.”
“BİZ İŞLERİMİZİ CİDDİYE ALMIYORUZ”
“Sosyal Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı da tedbir amaçlı denetimlerini yapmak zorundadır” diyen Başkan Gündüz, “En büyük eksikliklerimizden biri de bu denetimlerdir. Hangi işletmemizde çalışanlarımızın acil durumlarla ilgili eğitimlerin verildiğini veya uygulandığını veya tatbikat yapıldığını görebiliyoruz? Ben hayatımda daha hiç görmedim. Peki iş sağlığı ve güvenliği uzmanları ne kadar duyarlı? Bakanlık denetimlerini ne kadar sıklıkla sahada görebiliyoruz? İşte sorunun kaynağı bu. Biz işlerimizi ciddiye almıyoruz. Bolu Kartalkaya yangın faciasında eğitim verilmiş bir personel olsa, inanın hiçbir can kaybı olmadan bu felaketi atlatabilirdik” diye konuştu
“YAŞANAN FELAKETLER DERS OLMUYOR”
“Yaşanan felaketler ders olmuyor” diyen Başkan Gündüz, ortada hiç suçlu bulunmadığını ileri sürerek “Herkes kendini kurtarma derdinde, suçu, topu birbirine atıyor. Tren kazası yaşadık, teleferik kazası yaşadık, soma maden kazasını yaşadık, Erzincan'da altın madeni toprak kaydı, bolluklar kaydı, 78 canımız gitti, Karadeniz'de sel felaketleri yaşandı ama bir tane, ya bir tane belediyelerden veya bakanlıktan veya bakanımızın istifasını duymadık” diye ifade etti.
İŞVEREN NEREYE ŞİKAYET EDİLMELİ?
Tüketiciler, otele girdiğinde resepsiyonun duvarlarında uyarı, ikaz, ayrıca kartlarda yangın aparatlarının olup olmadığını, yangın merdiveni ve sensörlere dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Başkan Neşet Gündüz, “Bunlardan biri eksik olsa dahi ihbarda bulunmalı. Müteessir bir sorumluluk vardır. Yani işletme, güvenlik uzmanı ve bakanlık. Bir eksiklik varsa, otelde de kaldıysanız, bunları tespit ettiyseniz hem paranızı iade alabilirsiniz hem de bir tüketici olarak hiçbir harç ödemeden maddi manevi tazminat davası açıp kazanmanız da büyük olasılıktır İş güvenliğine uymayan işveren nereye şikayet edilmelidir? İşverenin uymadığı veya bir ihmal gördüğünüzde Çalışma Bakanlığı alo 170 veya www.alo170.gov.tr internet sitesinden ücretsiz ihbarda bulunabilirsiniz”