Teravih ve vitir namazının vakti, yatsı namazının vaktidir. Ancak hem teravih hem de vitir namazı, yatsı namazının farzından sonra kılınır. Bu itibarla yatsı namazının farzından önce kılınan teravih ve vitir namazlarının iade edilmesi gerekir. Eğer vakit çıkmış ise; teravihin kazası gerekmez, vitrin kazası gerekir (İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 1/426, 469; Kâsânî, Bedâi‘, 1/290).
11 MART 2024 İL İL TERAVİH NAMAZI VAKİTLERİ
İstanbul'da teravih namazı 20:32 İzmir'de teravih namazı 20:37 Ankara'da teravih namazı 20:16
Kadınlar teravih namazını camide kılabilirler mi?
Hz. Peygamber (s.a.s.), kadınların mescide gelebileceklerini, ancak evdeki ibadetlerinin daha üstün olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: “Hanımlarınızın mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.” (Ebû Dâvûd, Salât, 53 [567]; bk. Buhârî, Cum‘a, 13 [900]; Müslim, Salât, 136 [442]). Hz. Peygamber’in, kadınların mescide gitmelerine izin verdiği, hatta Ramazan ve Kurban bayramları gibi toplumun beraberce kutladığı sevinçli günlerde onların da bayram sevincini yaşamaları için bayram namazına gelmelerini teşvik ettiği bilinmektedir (Buhârî, ʽÎdeyn, 15, 19, 21 [974, 979, 981]; el-Hac, 81 [1652]; Müslim, Salâtü’l-ʽîdeyn, 1-3, 10-12 [884-885, 890]). Allah Resûlü (s.a.s.) camiye gelecek kadınlara birtakım tavsiyelerde bulunmuş; dikkat çekecek şekilde giyinmelerini ve koku sürünmelerini yasaklamıştır (bk. Müslim, Libâs, 125 [2128]; Salât, 141-142 [443]). Kadınların namazlarını evlerinde kılmaları daha faziletli ise de farz namazları ve teravih namazını gerekli hassasiyeti göstermeleri kaydıyla camide cemaatle kılmalarında da bir sakınca yoktur (Zeylaî, Tebyîn, 1/140; İbn Nüceym, el-Bahr, 2/71).
Teravih namazı kaç rek'attır?
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rek'at olduğu konusunda, üzerinde ittifak edilen bir rivâyet bulunmamaktadır. Her ne kadar onun vitir dâhil yirmi üç rek'at teravih kıldığı yönünde bazı rivâyetler varsa da (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 2/164 [7692]; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 2/698 [4286]) bunlar fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Resûlullah’ın (s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda, Hz. Âişe, “Resûlullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rek'attan fazla (nâfile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî, Teheccüd, 16 [1147]; Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 125 [738]) karşılığını vermiştir. Başka bir rivâyette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, Salâtü’l-Müsâfirîn, 123-124). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Âişe’nin, Allah’ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rek'at namaz kıldığını belirtmesi, onun teravih dışında devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’ân-ı Kerîm’de de; “Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nâfile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni övgüye değer bir makama gönderir.” (el-İsrâ, 17/79) buyrulmaktadır.
Yukarıda zikredilenlerden, söz konusu sorunun, Ramazan ayında Hz. Peygamber’in diğer ibadetlerinde olduğu gibi gece namazlarında da bir artış olup olmadığını öğrenmek amacıyla sorulduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivâyet edilen, “Resûlullah (s.a.s.) Ramazan’ın son on günü girdiğinde gecelerini (ibadet ve zikirle) ihya eder, ailesini uyandırır, ibadete daha da yoğunlaşırdı.” (Müslim, İ‘tikâf, 7-8 [1174-1175]; bk. Buhârî, Fazlu leyleti’l-kadr, 5 [2024]) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan, bu hadisin teravihin meşru kılınmasından önce mi yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rek'atları konusunda yirmi ve on bir rek'at şeklinde iki rivâyet vardır (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 2/162-163 [7671-7683-7684]).
Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı rivâyetler olmakla birlikte daha sonra teravihin yirmi rek'at olarak yerleştiği ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak böyle devam ettiği ifade edilmiştir (bk. İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 1/450; ‘Aynî, ‘Umde, 11/126-127; Mâverdî, el-Hâvî, 2/290-291; Şevkânî, Neylü’l-evtâr, 3/53).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle yirmi rek'at olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rek'at olarak kılınmaktadır.
Şunu ifade etmek gerekir ki teravih namazı nâfile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rek'at kılınması hâlinde sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.