Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Kaş’ta yaşananlar ile ilgili, açıklamada bulundu. Mimarlar Odası şu açıklamada bulundu;
“Yine haklı çıktık. Doğal ve kültürel değerlerimizin tahribine neden olacak kamu yararının değil kişi yararının öncelendiği Kas-Kekova Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesine yönelik hazırlanan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca onaylanan planlar, dava konusu sahanın tabiî niteliğinin olumsuz etkilenecek olması nedeniyle davaya konu planın şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı; özel statülü koruma alanlarının koruma - kullanma dengesini bozucu nitelik olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve yedi vatandaşımızın Antalya ili, Kas-Kekova Özel Çevre Koruma (ÖÇK) Bölgesine yönelik hazırlanan ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 25.01.2023 tarih ve 5623907 sayılı oluru ile onaylanan 1/25.000 Ölçekli Nazım İmar Planının iptaline karar verilmesi talebiyle açılan davada, davaya bakan Antalya 5 inci İdare Mahkemesi'nin, 27.03.2024 tarih ve E: 2023/662, K: 2024/365 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURULMUŞTU
Şubemiz ve davacı vatandaşlarımız, Mahkemenin ret kararı üzerine; planlanan alanda kara yolu bulunmadığı, ulaşımın sadece deniz yoluyla sağlandığı, düşük yoğunluklu olsa bile sahanın plan içine alınmasının karayolunu da beraber getirerek alanın doğal yapısının ve özel korumu bölge vasfının kaybına sebep olunacağı, bilirkişi kurulunun yüksek eğimli tomografik yapı ve doğal peyzaja sahip alanların kentsel yerleşme, gelişme alanı olarak imara açılmasının doğru olmadığı, bu alanları imara açan dava konusu planı uygun bulmasının hukuka aykırı olduğu, bilirkişi kurulunun görüsünün izinsiz yapıların rant amaçlı yasallaştırılmasına yönelik hatalı bir görüş olduğu, planlarda kamu yararı gözetilmediği, yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla istinaf yolu ile kaldırılması istenilerek, istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinaf başvurusunu görüşen Konya Bölge İdare Mahkemesi 2. Dava Dairesi, Özetle; “2022 ve 2023 onay tarihli 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarındaysa bu sahaların "turizm alanı" olarak değil, "eko-turizm alanı" olarak planlandıkları anlaşılmaktadır. Hem Danıştay 6 ncı Dairesi'nin 03.02.2021 tarih ve E: 2016/4013, K: 2021/1129 künyeli kararında yer alan değerlendirmeler; hem de Antalya 2 nci İdare Mahkemesi'nin 27.10.2020 tarih ve E: 2019/1213, K: 2020/790 künyeli kararında yer alan gerekçeler ve değerlendirmeler birlikte ele alındığında;
YAPILAŞMADA BÜYÜK YOĞUNLUK
Dava konusu planlama alanında, ekoturizm kararlarının daha önceki planlardan ya da mevcut alan özelliklerinden kaynaklanmayıp ilk kez gündeme gelmiş olan, şahsi taleplerle ortaya çıkmış kararlar olduğu; bu nedenle kamu yararından ziyade kişi yararının öncelendiği, Planda yoğunluğun düşük tutulmasının burada hiç yapılaşma olmayacağı anlamına gelmediği; neticede düşük yoğunluklu yapılaşmanın gerçekleşebilmesi için bu sahaya yine karayolu erişiminin sağlanacağı; karayolu erişiminin bölgenin tabiî ve özel statülü fizikî yapısının ve doğal bitki örtüsünün değişmesine sebep olacağı, yapılaşmanın ve ulaşımın bu kesimde insan yoğunluğunun artmasına sebep olacağı, dar alanda gerçekleşecek yapılaşmanın karadan ve denizden siluet algısının bozulmasına ve doğal sit alanı özelliklerinin kaybolmasına neden olacağı, yapılaşmanın ve ulaşımın bu kesimde insan yoğunluğunun artırması, sit alanlarına olan (yasal ve yasal olmayan) yerleşme baskını artıracağı, bunun da sit alanlarını tahrip edeceği, bilirkişi kurulunun "(...) her ne kadar özellikle doğal ve tarihi özellikleri nedeniyle hassas olan bir bölgede yapılaşmanın tamamen önüne geçilmesi gerektiği düşünülmekle birlikte Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesine ait 1/100.000 ölçekli Revizyon Çevre Düzeni planında ekoturizm alanı planlaması yapıldığından, bu sahanın da ekoturizm alanı planlamasının uygun olduğu" yönündeki görüsünün, Danıştay 6 ncı Dairesi’nin 03.02.2021 tarih ve E: 2016/4013, K: 2021/1129 künyeli kararı ile mahkeme kararı gerekçeleri dikkate alındığında, Dairemizce hükme esas alınacak nitelikte bir görüş olarak değerlendirilemediği, zira bilirkişi kurulunun da bu kesimde yapılaşmanın tamamen engellenmesi gerektiğini değerlendirdiği,
KAPLUMBAĞA YUVALAMA ALANI
Kaplumbağa yuvalama alanına ilişkin bir önceki mahkeme kararındaki eksikliklerin yeterince giderilmediği, yapılacak eko-turizm alanındaki turizm tesislerine yönelik imalatların çevreyle uyum içermediği; bütüncüllüğün sağlanamadığı; yapılaşma dolayısıyla yol/ulaşım, pis su - temiz su, elektrik vd altyapı hizmetlerin, bunların iletimi ve taşınması maksadıyla gerçekleştirilecek inşai faaliyetlerin doğal topografyayı tahrip edeceği, daha evvelki mahkeme kararlarının gerekçeleriyle birlikte dava konusu imar planı mukayeseli olarak incelendiğinde; dava konusu sahanın tabiî niteliğinin olumsuz etkilenecek olmasına istinaden davaya konu planın şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı; özel statülü koruma alanlarının koruma - kullanma dengesini bozucu nitelik ihtiva ettiği sonucuna varıldığından, davaya konu nâzım imar planının hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla; davanın reddine vakî ilk derece mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.” Şeklinde hüküm kurarak, Davacıların istinaf başvurusunun kabulüne, Antalya 5’inci Idare Mahkemesi'nin 27.03.2024 tarih ve E: 2023/662, K: 2024/365 sayılı kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline; 19.02.2025 tarihinde oy çokluğu ile karar vermiştir. Sayın Mahkemenin bu kararı ile kazanan halkımız olmuştur.”