Başkan Köksal, “En anlamlı etkinliklerinden birisi, Türk Sinemasının son dönemdeki en özgün yönetmenlerinden, değerli ağabeyim Yüksel Aksu’nun söyleşisi. Bu sene şenliklerimizin 31’incisini düzenliyoruz. Daha başka bir bakış açısıyla yaklaşmak istedik. Yerelden beslenen ama dünyada ki vizyonu yakalayan bir şenlik olsun istedik. Ona göre bir program yaptık. Çektiği bütün sinema filmlerinde yerel kültürümüzü, halkımızın gündelik yaşamını ve sosyal sorunlarını içtenlikle yansıtan, eserlerinde mizah ve dramı iç içe geçiren, aynı anda düşündüren ve eğlendiren bu haliyle de en sıkı toplumsal mesajları sinema diliyle aktaran Sayın Yüksel Aksu. Muğla başta olmak üzere Ege Bölgesi’nin yerel kültürünü, şivesini ve yaşam tarzını büyük bir sadakatle beyazperdeye taşıdınız. Filmlerinde doğa ile insan ilişkilerine dem vurdun, kırsal bölgelerdeki ekolojik mücadeleleri, geleneksel üretimi, doğal kaynakların korunması temaları işlediniz. Modernleşme, küreselleşme ve büyük ekonomik güçlerin kırsal yaşam üzerindeki etkilerini perdeye taşıdın, üstelik bunları mizah yoluyla ele aldınız. Asıl önemlisi ise evrensel olmanın yerel olmaktan geçtiğini, bize tekrar hatırlattınız. Sevgili Yüksel Aksu, yaptığınız ve yapacağınız her şey için size binlerce kere teşekkür ediyoruz.” Diye konuştu.
“TOPLUMA KÜLTÜR VE SANATLA BİR ŞEYLER ANLATABİLİRSİNİZ”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “ Bugün Yunus Nadi ödüllerini Muğla’da verdik. Devlet Sanatçısı Devrim Erbil’in sergisini açtık. Şimdide Sevgili yönetmen Yüksel Aksu’yu ağırlıyoruz. Yapmak istediğimiz, Muğla’yı kültür sanatla daha fazla konuşturmak. Topluma eğer bir şeyler anlatmak istiyorsunuz bunu en güzel kültür ve sanatla anlatabilirsiniz. Biz zamanımızı mekânımızı sanata daha fazla zaman ayıracağız.” diye konuştu.
“MUĞLA’YI DÜNYA SİNEMA KENTİ YAPMAK İSTİYORUM”
Usta Yönetmen Yüksel Aksu, konuşmasına “Uzunca bir süredir arzu ettiğimiz kültür kenti Muğla’da esaslı bir programla, sağlam bir içerikle karşı karşıya kaldım mutlu oldum ve şaşırdım” sözleriyle başladı ve şunları söyledi: “Ben bu festivalin bir çocuğuyum. Bu festivalin yapıldığı zamanlarda Türkiye’nin, dünyanın ressamları, yazarları, şairleri, sanatçıları, düşün adamlarıyla tanışma, sohbet etme fırsatı buldum. Bu anlamda, Muğla Kültür ve Sanat Şenlikleri çok anlamlı, çok değerli. Muğla Dünya Sinema Kenti çok iddiaları bir slogan gibi görünmesine rağmen aslında hiçte öyle değil. Ben bir Muğla şovanisti ve militanıyım. Muğla bir dünya sinema kenti oldu mu? Evet oldu. 2004 yılında bu mekâna bir diziyle geldim. Türkiye’deki popüler sinema sektörü Kapadokya ve Mardin’i mekân olarak kullanıyordu. Ben Büyük Yalan dizisiyle bu algıyı kırdım. Dondurmam Gaymak’la vitesi yükselttik ve bunu daha da ileriye taşıdık. Muğla Heraklia, Stratonikeia, Knidos, Mabolla, Kaunos, Telmessos gibi tarihi arkeolojik yapıların olduğu, İyon, Likya ve Karia gibi uygarlıklara ev sahipliği yapmış müthiş bir bölge. Benim bunu satmam lazım. Ben bunu senaryoyla, sinemayla satarım.
SANATÇILARA İSTANBUL ÇAĞRISI
Dünya’da bu işler böyle yürüyor. Ben Muğla’yı dünya sinema kenti yapmak istiyorum. Muğla büyükşehir olduğunu kavramak zorunda. Dizi ve sinema oyuncularının çoğu burada yaşıyor. Sektörün çalışanları yönetmenler, yazarlar, kameramanlar yine buraya yerleşmiş durumda. Ulaşım deseniz 2 büyük havalimanı var. Türkiye’nin en uzun kıyı şeridine sahibiz. Bu anlamda lojistik olarak Muğla çok önemli bir nokta da bulunuyor. Ben bu sanatçılarla görüşmek yapmak için İstanbul’a çağırıyorum. Uçakla geliyorlar, sözleşmemiz yapıp tekrar Muğla’ya dönüyorlar. Neden böyle yapalım. Ben oyuncularla sözleşmemi burada Konakaltı Kültür Merkezinde yapmak istiyorum. Sektör 10 bin kişiyse zaten 8 bini burada yaşıyor. Muğla’nın MUSKİ’si varsa bir de Sinema Dairesi olmasını istiyorum. Muğla’ya Uluslararası bir Akdeniz film festivali çok yakışır. Bunun kültürel, sanatsal ve ekonomik getirisini düşündüğünüz de bambaşka bir yere gider. Bacasız sanayi kültür ve sinemadır.”