CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı 2025 Yılının Ocak Ayı Bilançosu hakkında açıklamalarda bulundu. CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, yaptığı açıklama şu şekilde;
“Türkiye’de 2025 yılına girerken, baskı rejimi her alanda kendini daha da hissettirdi. İktidar, muhalefeti sindirmek, halkı korkutmak ve ekonomik krizle boğuşan milyonların gündemini manipüle etmek için orduya, basına, sanat dünyasına ve yerel yönetimlere yönelik büyük bir operasyon başlattı. Ocak ayı boyunca, demokrasinin temelleri tek tek dinamitleyerek yok edildi. İşte 2025 yılının Ocak ayı bilançosu:
SÜREÇ DEVAM EDECEK
Beş genç teğmen, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için TSK’dan ihraç edildi. Gerekçe olarak “disiplinsizlik” öne sürüldü ancak herkes biliyor ki asıl amaç, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Atatürkçü subaylardan temizleyerek, iktidarın kontrolüne almak. Ordu, emir-komuta zinciri içinde siyasileştirilirken, Atatürkçü ve vatansever subaylar tasfiye ediliyor. 15 Temmuz bahanesiyle başlayan temizlik, bugün genç teğmenlere kadar uzandı. TSK’da Atatürk’ün adını anacak kimse kalmayana kadar bu süreç devam edecek.
45 gazeteci ve sanatçı gözaltına alındı, 9 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. Suçları neydi? Gerçekleri yazmak, halkın yaşadığı ekonomik krizi dile getirmek, hükümetin yanlışlarını eleştirmek. Türkiye’de artık gazetecilik yapmak bir suç, sanat ise sadece hükümeti övmek için serbest. Sanatçılar sosyal medya paylaşımları nedeniyle hedef gösteriliyor, muhalif gazeteciler susturuluyor. Tek amaç var: Halkın gündemini değiştirmek, ekonomik enkazı unutturmak.
SANDIKTA KAZANMAK YETMEZ
Muhalefetin kazandığı belediyeler birer birer gasp edildi. Mardin, Batman, Halfeti derken Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı, kayyum atandı. Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklanarak görevden uzaklaştırıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne el koymak için hazırlıklar hızlandı. Halkın iradesi ayaklar altına alınarak, kayyum darbesiyle seçilmiş belediyeler hükümetin kontrolüne geçirildi. Türkiye artık seçimlerin bir anlam ifade etmediği bir ülke haline geldi. Sandıkta kazanmak yetmiyor, iktidarın istemediği başkanlar mahkeme salonlarında tasfiye ediliyor.
Ama bütün bu hukuksuzlukların arkasında asıl gizlenmek istenen büyük gerçek var: Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Hayat pahalılığı insanları ezmiş durumda. Market raflarında et, süt, peynir artık lüks hale geldi. Kiralar ödenemiyor, faturalar insanları boğuyor. Gençler gelecek göremediği için ülkeyi terk etmeye çalışıyor. İşsizlik zirvede, maaşlar pula dönmüş durumda. Yoksulluk her geçen gün daha da derinleşirken, iktidar gündemi suni krizlerle değiştirerek halkı uyutmaya çalışıyor.
KORKU BASKI
2025 yılının Ocak ayı, Türkiye için bir dönüm noktası oldu. Seçimle, hukukla, özgür basınla, demokratik haklarla bu gidişatı değiştirebileceğine inancımızı korumaya çalışıyoruz. İktidar, korku ve baskıyla ülkeyi yönetmeye devam ediyor ama unuttukları bir şey var: Baskıyla yönetilen hiçbir rejim sonsuza kadar ayakta kalmaz. Halkın iradesini yok sayanlar, eninde sonunda o irade tarafından yıkılır. Türkiye, bu karanlık günlerden de çıkacak, demokrasi ve özgürlüğünü yeniden kazanacaktır!” şeklinde ifade etti.