35 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 2014 yılında emekli olan Ahmet Hilmi Kancı, kendileri için özel olan “24 Kasım’ı çok buruk kutladıklarını söyledi. Günümüzde çalışan öğretmenlerin geçinmekte zorlanmasına rağmen düşük emekli maaşına talim etmemek için emekli olamadığını, bunun yanında 400 bin öğretmenin de atanamadığını belirten Hilmi Kancı, bu şartlarda kutlanan öğretmenler gününün çok anlam ifade etmediğini söyledi.
YAŞAMI EKONOMİ YÖNLENDİRİYOR
Niğde Aksaray, Kayseri, Antalya’da Bahattin Güney Lisesi’nde uzun yıllar görev yaptıktan sonra Antalya Endüstri Meslek Lisesi’nde 21 öğretmenlik yapıp 2014 yılında emekli olduğunu belirten Kancı, “35 yılda 10 binden fazla öğrenciye eğitim verdim. Birleşik Emekliler Sendikası’nın Antalya Şube Başkanlığı’nı yürütüyorum. Ekonomik şartlar yaşantımızı yönlendiren etken haline geldi. Özellikle son yıllarda piyasa pahalılığı anormal seviyeye çıktı ve sosyal denge bozuldu. Bu bozulma emeklilere daha çok yansıdı” dedi.
24 KASIM, ARTIK BİZİ MUTLU ETMİYOR
Atatürk’ün başöğretmenliğini kabul ettiği dönemi sembol eden 24 Kasım’ı kutlamanın kendilerini artık mutlu etmediğini belirten Emekli Öğretmen Ahmet Hilmi Kancı, “Ulvi bir mesleğin mensubu olarak emekliyim ancak son dönemlerde yaşanan olaylar bizi mutlu etmiyor. Çünkü eğitimin kalitesi çok düştü. 15-16 yıl önce sınıf geçme sisteminde değişime gidildi. Daha önce başarısız olduğu dersi bir yıl sonra geçmek zorunda olan öğrenciler için ‘puan esasında ortalama’ diye bir ağırlıklı not uygulamasına geçildi. Buna göre; sınavdan aldığı not ile dersin haftalık saati çarpılarak puan toplanıyor. Haftalık ders saati çok az olan derslerden başarısız olsa bile sınıf geçilebiliyor. Tüm dersler bu şekilde toplanıyor ve haftalık ders saatine bölünüyor, çıkan sonuç 50’nin üzerindeyse tüm derslerden geçiyor. Bu durum öğrencide rahatlığa neden oldu. Bu sistem çocukların kolay yolu seçmesine ve derse olan ilginin azalmasına neden oldu. Bu sıkıntılı durum bir türlü düzeltilmedi ve eğitimin kalitesi sürekli düştü. Bu tablo bizi çok üzüyor” şeklinde konuştu.
CAHIL İNSAN YETİŞTİRİYORUZ
2014 yılında emekli olduğunda 50 bin öğrencinin üniversite sınavında sıfır çektiğini hatırlatan Ahmet Hilmi Kancı, gelinen süreci şöyle anlattı: “2024’te bu sayı 200 Bin’e çıktı. ODTÜ Dünya’da 81’inciydi, 600’üncü sıralara kadar geriledi. Maalesef cahil insan yetiştiriyoruz. Hukuk Fakültesi’nde öğretim üyesi olan bir Profesör, öğrencilere “Cumhuriyet Ne Zaman İlan edildi?’ diye soruyor. 5-10 yıl önce bu soruya doğru cevap veremeyen öğrenci sayısı yüzde 4-5 civarındaydı, şimdi yüzde 90’ı buluyor. Hukuk Fakültesi’ne gelen öğrenciler, Cumhuriyet’in ne zaman ilan edildiğini dahi bilmiyor. Çünkü öğrenmeye yönelik değil, kolay sınıf geçme sistemi var. Bu kasıtlı mı yapıldı, İhmalden veya gafletten mi oldu anlam veremiyorum. Öğretmenler bu şartlarda görev yapmaktan mutlu değil”.
ÖĞRETMENLER EMEKLİ OLAMIYOR
Çalışan öğretmenlerin zaten yeterli maaş alamadığını belirten Kancı, birçok öğretmenin de emekli olup mevcut maaşlarından da yüzde 50’ye yakın kayıp yaşamamak için mecburen çalışmaya devam ettiğini belirterek, “Birçok öğretmen emekli olamıyor, birçok öğretmen de bu durumun da etkisiyle atanamıyor. Çalışan emekli olamıyor, öğretmenliğe hak kazanan da atanamıyor, sistem kilitlenmiş durumda. Bu insanların ev kirası varsa geçmiş olsun. Asgari ücretle çalışan ve bu maaşla emekli olan insanların nasıl geçindiğini matematik bilimi ile açıklamak imkansız. Atatürk, okuma-yazma seferberliği başlattığında öğretmenlere çok büyük değer vermiş. Hatta milletvekillerine zam yapılacakken, öğretmenlerden daha fazla almamaları için uyarıda bulunmuş. Günümüzde öğretmen sayısı arttı ancak nitelik olarak çok geriye gittik. Senede bir gün öğretmenleri hatırlıyoruz ancak 1 gün hatırlanıp günü kutlanan öğretmenler, 364 gün büyük çile çekiyor. Çocuğu okuyan, sağlık sorunu yaşayan öğretmenler çok huzursuz bir emeklilik yaşıyor”.
EMEKLİ MAAŞLARINDAKİ DÜŞÜŞ
Türkiye’de 16 Milyon 300 bin emeklinin olduğunu belirten Kancı, “Nüfusta yaşlanma var. Genç nüfusta da artış var. Ayrıca ülkemizde sayıları tam olarak bilinmeyen milyonlarca mülteci var, Böyle olunca pasta yetmiyor ve herşey ithal edilmeye başlandı. Tarımla uğraşanlar üretimden kaçınca tüm toplum bundan olumsuz etkileniyoruz. Çünkü fiyatlar aniden yükseldi. Emeklilere maaş bağlama oranları 2008 yılından itibaren yüzde 70’lerden yüzde 28’e kadar düştü. Asgari ücret 17 Bin Lira. 35 yıllık öğretmenim ve çalışırken aldığım maaştan yüzde 50’ye yakın kesilme oldu. 3600 ek gösterge ile beraber 1. derecenin 4’üncü kademesinden emekliyim ve yeşil pasaport sahibiyim. Ben bu sıkıntıyı yaşıyorsam, asgari ücretten emekli olan insanları düşünemiyorum. Emeklilerin büyük kısmı asgari ücretin de altında maaş alıyor. İnsanlar pazarda ve markette alışveriş yapamaz hale geldi” ifadelerini kullandı.
SOSYAL DENGE BOZULDU
35 yıl çalıştıktan sonra torunlarıyla mutlu bir hayat yaşaması gerekirken geçim sıkıntısı yaşamanın üzüntü verici olduğunu belirten Ahmet Hilmi Kancı, şunları söyledi: “Sosyal güvenlik kurumunun kestiği primler, zamanında amacı doğrultusunda kullanılsaydı bu durumlar yaşanılmazdı. İşbaşına geçen hükümetler, para lazım olduğunda emeklilerin birikmiş primlerini kullandı ve dengeler bozuldu. Emekli sayısı her yıl artıyor ve pasta artık yetmez hale geldi. En düşüm emekli maaşı asgari ücretten daha yüksekken, şimdi asgari ücrete yetişemez hale geldi. Bu çok acı bir tablo”.